- 2 -

155 20 7
                                    

   Başını kaldırdığında pembe saçlıyı daha iyi görebilmek için gözlerini kırpıştırdı.

"Ne..? Yardım mı i-istiyorsun?"

   Josh onun başkalarıyla konuşmaya alışık olmadığını bilmediği için onun kekeme olduğunu düşünmeye başlamıştı.

"Evet. Yeni taşındık ve buraları hiç bilmiyorum. Evimden birkaç tur atmak için çıkmıştım ama şimdi nerede olduğum hakkında hiçbir fikrim yok."

   Çocuk belirli bir noktaya bakarak düşündü. Ve sonra sanki düşüyormuş gibi hızlıca beresini düzeltti.

"Sanırım y-yardımcı olabilirim."

"Teşekkürler. Hmm... Ve adın?"

   Bu soruyla çocuğun yüzünde belli belirsiz bir şaşkınlık ifadesi oluştu.

"T-Tyler. Tyler Joseph."

"Ben de Joshua Dun. Lütfen sadece Josh de."

   Josh tokalaşmak için elini uzattı.

"Sana sadece Tyler diyebilirim, değil mi?" diye sordu elini sıkarken.

   Çocuk başını salladı ve Josh evinin adresini verdi. Böylece onu evine götürebilirdi.

   Yolda giderken Josh birkaç soruyla birlikte yarın aynı okula gideceklerini öğrendi. Aynı sınıftalardı. Josh nedensiz yere onunla birçok ortak dersinin olmasını umdu. Onu ilginç bulmuştu. Onu daha çok bilmek istiyordu.

   Sonunda evine vardıklarında yaklaşık yirmi dakikadır yürüyorlardı. Sadece küçük bir vedalaşma sözcüğüyle ayrıldılar. Josh eve girmeden arkasına baktığında Tyler'ı beresini düzeltirken gördü. Sonra ortalama bir hızda yürümeye başladı. Tyler, Josh'ın ona baktığını fark etmemişti. Onu görüş açısından çıkana kadar izledi.

"Yarın güzel bir gün olacak..." diye geçirdi içinden.

   Nihayet eve girdi ve o lanet telefonunu alıp şarja taktı. Telefondan saate baktığında evden çıktığından beri iki buçuk saat geçmişti. Akşam olmuştu.

İçinden "Geç oldu, umarım Tyler evine bir şey olmadan döner." diye geçirdiğinde saat daha sekizdi. Ama onun için endişelenmişti.

   Daha tanışalı birkaç saat olmuştu. Bu yüzden onu gereğinden fazla düşündüğünü ve önemsediğini düşündü. Üst kattaki odasından annesinin yanına indi. Annesi televizyon izliyordu.

"Yemekte ne var?" diye sordu iştahlı bir şekilde.

"Buraya daha yeni taşındık, yeni yerler, yeni komşular, yeni ortamlar... Ve sen şu anda bana yemeği mi soruyorsun?"

"Evet." dedi omuz silkerek.

"Anlatacak bir şeyin yok mu? Mesela neden geciktiğini söyleyebilirsin."

"Kayboldum."

Annesi bir kahkahanın arasından "Evi nasıl buldun? Telefonun neredeydi?" dedi.

"Telefonumu evde unutmuştum. Bana yardım etmesi için bir çocuğa sordum. O da beni getirdi."

   Annesi pek umursamış görünmüyordu. Babası henüz eve dönmemişti. Ne işi olduğunu bilmiyordu ama buraları tanıyıp birkaç arkadaş bulmaya çalıştığından emindi.

   Mutfağa gittiğinde bir yemek hazırlığı var gibi görünüyordu. Ama o her zamanki gibi dolaptan bir şeyler alıp yedi. Aile sofrası ona tuhaf hissetiriyordu. Kendi kendine yemeyi tercih ederdi.

   Odasına çıktı. Saate bir daha baktığında neredeyse dokuzdu. Zaman geçmiyordu adeta. Yarın için çok heyecanlıydı. Bunun nedeni şu Tyler'dı. Meraklandı ve okulun ilk günü için duş almaya karar verdi.

   Yaz tatilinin sonu olmasına rağmen hava sonbaharın sonları gibiydi. Duşunu aldıktan sonra dişlerini fırçalayıp yatağına girdi. Bir kapı sesi duydu. Babasının geldiğini düşündü. Umursamadı. Burada ilk günleri diye babasına farklı davranacak değildi.

   Gözlerini kapatıp uyumaya çalıştı. Çabucak yarın olması için.

No Name - JoshlerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin