YAĞMUR KOKUSU (Tamamlandı)

31. Bölüm

Bölüm 31

Kaçırılmamdan sonra evde diktatörlük rejimi başlamıştı. İlk gün yanımda Begüm annem kalırken, Erkan babam bu gece kalmasını istemiyordu. Bu yüzden ek ürünü Başak benimle kalacaktı. Tabi gece kadınlar gecesi olacağından Begüm annem Erkan babama gece gelip almasını söyledi. Erkan baba itiraz etse de savaşı kazanan elbette Begüm annem olmuştu.

"Annem, babam sensiz baruta dönüyor. Biz kız kıza idare ederdik," dedi Başak yemekten sonra. Begüm anne dik dik kızına bakınca Başak sustu.

"Yarın yanımda işe başlıyorsun. Yeter bu avarelik!" dedi Begüm anne. Ses tonunun sertliğinden içtiğim çayı yutamadım. Başak bana baktı ne oluyor dercesine. Bilmiyordum ki!

"Ama anneciğim şimdi düğün var," dedi Başak. "Düğünden sonra başlayacaktım zaten," dedi. Begüm annenin dik bakışları devam ederken yutkundu Başak. "Bir sorun mu var?" diye sordu.

"Birçok sorun var evladım," dedi. "Hepsini dile getirmeye kalksak ben ölür giderim siz de artık seksen yaşınızda olursunuz," diye sitem etti Begüm anne. "Oğullarımdan senden çektiğim kadar çekmedim yahu ben!" Kesin Başak'ın şiddetine maruz kalan gariban Türk erkeğini öğrendi.

"Aşk olsun anne," dedi Başak. "Tamam belki biraz senin kızın olabilirim ama babamın olgunluğu var," dedi. Begüm anne arkasına yaslanıp kollarını göğsünde bağladı.

"Bana benzeseydin şımarık olmazdın küçük hanım. Ben manyağım sen şımarıksın," dedi Begüm anne. "Hep baban seni bu hale getirdi. Kızım o benim dedi şımarttı hep seni. Kredi kartlarını elinden alıyorum Başak! Babanla da konuşacağım," dedi Begüm anne.

"Anne hayır ya hayır! Ben bir şey yapmadım ki! Ne yaptım ben de böyle kızdın?" diye yakardı Başak. Bekle canım görümcem annen şimdi tüm kirli donlarını dökecek. Begüm anne kollarını çözüp öne doğru eğildi.

"Her indirimde babanı ikna edip en az üç milyar harcıyorsun. Kendi paranı kazanmıyormuş gibi basit, vasıfsız kadınlara özenerek babanın parasını harcıyorsun. Evde boş boş oturuyorsun. Onca sene boşuna mı okudun evladım sen? Yüksek lisansı yabancı ülkede yapmak için boşuna mı yırttın kendini? İdealin evde oturup erkek parası yemek mi? Ben seni böyle mi büyüttüm?" diye sordu Begüm anne hışımla. Başak'ı savunmadım, çünkü annem haklıydı. Türkiye'ye döndüğümüzden beri Başak'ı tanıyamaz hale gelmeye başlamıştım.

"Anne..." diye itiraz edecekken Başak, Begüm anne devam etti.

"Sözümü bitirmedim!" diye çıkıştı. "Evladım bir adam sana yol vermedi, sana laf söyledi diye arabasını haşat etmek ne oluyor? Sen nasıl böyle bir şey yapabilirsin? Bu manyaklık değil düpedüz şımarıklık! Lisansını beyninle değil başka tarafınla mı okudun sen? Sen insanlara, ruh sağlığı bozulmuş insanlara yardım edecekken bencilce, tamamen yetişmemiş sonradan görme kadınların yapacağı basitlikte bir şey yapmışsın. Üzüldüm, kahroldum. Ben seni yetiştirirken neyi yanlış yaptım yavrum?" diye sordu. Başak'ın gözleri dolu dolu olmuştu. Çayını titreyen elleriyle dudaklarına götürüp minik bir yudum aldı.

"Senin bir hatan yok anne," diye mırıldandı. "Sen hepimize olabilecek en iyi anneliği yaptın. Tüm suç benim. Farkına varınca telafi etmeye çalıştım. Ataberk'le görüştük, masrafını karşıladım özrümü de diledim," dedi ve burnunu çekti. "Özür dilerim seni hayal kırıklığına uğrattığım için. Söylediğin gibi bencil ve şımarık bir kadınım," dedi. Ama böyle olmaz ki ya! Begüm anneme baktığımda istifini bozmamıştı.

"Kredi kartlarını babana iade ediyorsun ve yarın dokuzda muayenehanede oluyorsun evladım," dedi Begüm anne. "Harcayacaksan kazanacağın maaşla harcarsın. Bir erkeğin egemenliği altında kalacak kadar güçsüz değilsin sen," dedi. Başak başını aşağı yukarı sallayarak kabul etti. "Aferin!" dedi ve bana döndü. "Gelinliğini düşündün mü?" diye sorarak konuyu değiştirdi. Gece on buçuk gibi Erkan babam eve baskın yaptı ve karısını alıp gitti.