BÖLÜM 7

1.5K 187 240
                                    

Kırpıştırarak açmaya çalıştığı kirpiklerine batan gün ışığı ile acıyla içini çekti

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Kırpıştırarak açmaya çalıştığı kirpiklerine batan gün ışığı ile acıyla içini çekti. Yıllardır uyuyormuş gibi hissediyordu. Sırt ve başının ağrısı dayanılmazdı. Gözlerini açmaya cesaret edemeyerek yerinden doğrulmaya çalıştı. Nerede, ne durumda olduğunu bile bilmiyordu. Her şey birbirine dolanmış kör düğüm olmuş gibiydi.

Duyduğu bir iç çekme sesiyle gözleri acısına aldırmadan hemen açılıverdi. Göz göze gelmekten utanıp çekinerek o yöne döndü ama kocasının yanı başındaki sandalyede uyuduğunu görünce bir hayli rahatlamış hissetti. Kısmen de olsa yalnızlığının ve bilincinin yerinde olmasının rahatlığıyla yaşadıklarını düşünme fırsatı buldu.

Restorandaki haber ve ardından her şeyi mahvetmesi...
Terk edilmesi...
Kriz geçirmesi...
Sonrası karanlık kâbuslar...

"Uyumamalıyım," diye fısıldarken gözü kapıdaydı. Ablasının gelip gelmeme ihtimalini düşünüyordu. Belki o da rüyanın bir parçasıydı diye düşündü. Çünkü rüyada gördüklerinin hayata geçmesi gibi saçma bir şey olamazdı her halde.

"Sinirlerim çok yıprandı," dedi yine kendi kendine.

Sonra sevdiği adama döndü. Terk edilmesi onu alıp çıkmaz bir sokağa hapsetmişti sanki ama hak vermeden de edemiyordu. Böyle bir ömür nasıl geçerdi?

"İyi bile dayandın bana," dedi kocasını incelemeye devam ederken, "Sana haksızlık ediyorum."

Aslında çok direnmişti evlenmemek için, sonra çocuk sahibi olmamak için. Düşündü de o tüm adımları Mert'in zoruyla atmıştı. Onu sevdiğini söylediğinde tepkisiz kaldığı için üç gün konuşmamıştı Mert, sadece iş yerinde emir vermişti. Ama ne olursa olsun gözünün önünden de ayırmamıştı. Leyla, nikâh tarihlerine az bir zaman kala ayrılmak istediğinde Mert'in gözünün nasıl döndüğünü, ikisini evlerine kilitleyip ikna edene kadar nasıl gitmesine izin vermediğini düşündüğünde gülümseyerek kocasını izlemeye devam ediyordu.

Şimdi tüm bu yaptıklarından sonra Mert'in gitmek istemesi de elbette çok normaldi. Ama bunca yıldan sonra Mert'siz nasıl yaşayacağını hele de Zeynep'i elinden almaya kalkarsa ne hale geleceğini düşündükçe tüyleri diken diken oluyordu.

"Yapmazsın di'mi?" diye sorduğu soru, ağzından yüksek bir sesle çıktığında yerinde kıpırdanan Mert'e bakarken eliyle ağzını kapatmıştı. Şu an onunla yüz yüze gelmeyi hiç istemiyordu. Fakat bir yandan da aklını rahatsız etmeye başlayan konular vardı. Ne kadar süredir bu hastane odasındaydı acaba? Zeynep nerede ve nasıldı? Kendisini tamamen kaybettiği sıralarda ne yaptı, çok korktu mu?

Yok, dayanamayacaktı. Mert ondan gitse bile ikisi hala Zeynep'in ebeveynleriydi sonuçta. Bu yüzden de her zaman bir hukukları olmak zorundaydı. Mert haklı diye düşündü sonunda. Ben en başından beri böyle bir evliliği ve çocuğu hak etmemiştim ki. Şimdi başıma her ne gelecekse eyvallah demeyi bilmeliyim.
Verdiği kararla doğrulup Mert'in dizine titreyen elini koydu. Zaten yarım yamalak bir uykuda olan Mert de bu harekete hemen tepki verip yaslandığı sandalyeden doğruldu. Önce bir etrafına bakıp ne durumda olduklarını anladıktan sonra karısına döndü. Kendinde ve normal bakışlarını görünce derin bir nefes alıp hızla kollarının arasına alıp sarıldı. Leyla şaşkınlığının doruklarında gezerken kalbini ve bedenini bu yakınlıktan korumak istiyor, ikinci bir hayal kırıklığına uğrayıp aklını tamamen yitirmek istemiyordu.

LUSİD 💫Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin