BÖLÜM 12

1K 162 171
                                    

Çarpan kapının gürültüsünü kafasında defalarca tekrar tekrar duyan Leyla, üzgün bakışlarını evin kapısından ayırdığında derin bir iç çekti

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Çarpan kapının gürültüsünü kafasında defalarca tekrar tekrar duyan Leyla, üzgün bakışlarını evin kapısından ayırdığında derin bir iç çekti.

"Arkamdan ne işler dönmüşse hepsini öğreneceğim, öğrenmeden gün yüzü yok bana."

Kararlı sözleri onu daha da güçlendirmiş gibiydi. Oturduğu yerden kalkıp, kızını kontrol etti. İlacını içtikten sonra belki de ilk defa, rüyasında göreceklerine ruhen kendini tamamen hazırlayarak derin bir uykuya daldı.
*

Yurttan çıktıktan hemen sonra Ali'nin külüstür arabasına atlayıp yönünü okula doğru çevirdi. Yolculuğun bir an önce bitmesini ve bu arabadan derhal kurtulmayı diliyordu. Sağ ayağı gaz ve fren pedalının arasında gidip gelirken kulağına ulaşan bir hışırtı sesiyle kaşlarını çattı. Hızını ve hareketlerini kimsenin dikkatini çekmeyecek şekilde ayarlamaya çalışıyordu. Az ilerideki kırmızı ışıkta yavaşça durduğunda el frenini çekip, sağ ayağını havaya kaldırarak sesin kaynağını görmeye çalıştı.
İşte oradaydı; arabanın döşemesine lalettayin atılmış ve ayakaltında kalıp patlayarak etrafa saçılmış beyaz toz poşeti...

Leyla, yanan yeşil ışığın ardından sakinliğini korumaya çalışarak el frenini indirmiş ve gaza basarak yolculuğuna devam etmişti.
Okulun otoparkına ulaşana kadar aklından geçen senaryoların hepsinin sonu hapishanede bitiyordu. Bu yüzden arabanın torpido gözüne şöyle bir göz atıp, izlerini silebileceği bir şeyler aramaya koyuldu. Küçük torbaların devamının yanında duran ıslak mendil paketini elleri titreyerek alıp arabada dokunmuş olabileceği her yeri ve anahtarı bir güzel sildi. Anahtarı ıslak mendilin içinde tutmaya devam ederek kullandığı diğer mendilleri çöpe attı. Yerde çimlerin sulama suyundan oluşmuş küçük su birikintisine ayakkabılarını iyice sürtüp, izlerden kurtulduğuna emin olduktan sonra derin bir nefes alarak "Güçlüyüm," dedi ve okula doğru yürümeye başladı.

Okulun girişinde Ali'yi veya ekürilerinden herhangi birini görememişti. Ali'nin akşam ki o kötü durumunun sabahın erken saatlerinde ayılmasına imkân vereceğini zaten düşünmemişti.
Okul zamanı bitip de dışarı çıktığında gözleri anahtarı vermek için etrafta onlardan birini arıyordu. Bu beladan derhal kurtulmalı ve dün gecenin hesabını kapatmalıydı. Okulun bahçesini gözleriyle tararken, çimlerin üzerine uzanmış baharın güneşinden faydalanmaya çalışan Ali'yi gördü. Yüzünü ekşi bir şey yemiş gibi buruşturarak çaresizce adama doğru yaklaştı.

Şişliği ve yorgunluğu kapalı olmasına rağmen bariz bir şekilde belli olan gözlere aldırmadan, anahtarı ıslak mendilden sıyrılmasına dikkat ederek adamın göğsüne doğru bıraktı. Göğsünden sekip göbeğinde duran anahtarın korkusuyla iğrenç bir küfür savurup yattığı yerden sıçrayarak kalkan Ali, etrafına defalarca bakmasına rağmen başında duran Leyla'yı fark etmiyordu.

Sonunda başında dikilen kızı fark ettikten sonra hevesle bacaklarından başlayarak yukarı doğru süzmeye başladı. Sıra yüzüne geldiğinde suratını tiksinirmiş gibi buruşturması Leyla'nın dikkatinden kaçmadı ama bunu umursayacak değildi.

LUSİD 💫Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin