57.Bölüm

17.6K 1.3K 36
                                    

İki kardeş aralarındaki tartışmayı bırakıp ne konuştuğunu bir türlü duyamadıkları Zelal'in odanın kapısını açmasıyla suç üstü yakalandılar.
Zelal ise utanarak odadan çıkıyordu adamın sözleri kulaklarında çınlıyor kalbinin sesi de buna eklenince tuhaf anlatması zor bir an yaşıyordu.
Karşındaki suç üstü yakaladığı  kızların muzip muzip tatlı bakışlarına rağmen  sitemle konuştu.
"Aşk olsun kızlar madem dinleyecektiniz niye odaya zorla gir tek başına konuş diye zorladınız ?"
"Hiç öyle bakma  bana kalsa yanımda konuş isterdim ama ablamın fikriydi ama maşallah benden meraklı çıktı bardakla dinledi "deyip Fidan'ı iki dakika da sattı.
Fidan şok olmuş gözlerle Yeliz'e baktı.
"Ben mi bardakla dinledim o yüzden mi bardak senin elinde Yeliz"

"Ben su içtim abla doktor olacaksın birde hamileyim bol bol su içmem lazım "deyip odaya girip koltuğa oturdu.
"Yoruldum bir saattir orada iki büklüm durmaktan zaten bir şey de konuşmadın çok sıkıcı bir çift olacaksın mıy mıy böyle " deyip ayaklarının altına yastık koydu.
Fidan ve Zelal karşılarında keyif yapan kıza bakıp kafalarını sağ sola salladılar.
"Gözlerinizle sesiz sessiz dedikodu mu yapmayı bırakın buraya gelin işte " diyerek dudak büktü.
"Allah Ekrem'in yardımcısı olsun cidden " diye söylenerek iki kız da odaya girip yan yana oturdular.
"Anlat bakalım taze aşık ne konuştunuz ?"
"Yeliz lütfen "
"Meraktan çatladım vallahi bırakmam"
"Söyledim işte Ekrem ile konuşacak "
"Orayı geç be Zelal'im bak mesela Ekrem bana tatlı cadım diyor "
"Güneşim diyor İbrahim odunu bile yengeme can diyor senin ki ne dedi bunlar ilk sevgili olunca hemen bir şey diyorlar işte erkek milleti?"
"Sonra hep odun hep kalas tabi "
Zelal inanmayan gözlerle kıza  baktı.
"Ekrem mi odun kalas ?"
"Yok o boz ayı onu abime Miran abiye dedim "deyip Fidan'a göz kırptı.
Listede seninkide var bakışıydı bu.
Fidan gülerek Poyraz'ı düşündü nasıl özlemişti sesini prenses değişini derin bir nefes aldı.
Daldığı Poyraz hayalinden Yeliz'in bilmiş bilmiş konuşması ile çıktı.
"Kız yarım saat ne konuştunuz bu adamla ?"
"Seveyrum cel uy  Kadir'im boğulayım mavi çözlerinde hamsi balığı gibi  demedin mi uşağa "deyip güldü.

"Of Yeliz ya öyle şeyler konuşmadık "
"Ne konuştunuz Karadeniz gelini "
"Yeliz sıkıştırma kızı utanıyor işte "
"Tamam sustum bir daha da size soru falan sormam of çok sıkıcısınız kocamı özledim ben "deyip gözlerini kapattı.

Zelal'in telefonuna gelen mesaj sesi ile sehpaya ondan önce adeta uçtu.
"Bakalım yeni eniştecüğüm ne yazmış "
"Yeliz cidden çok ayıp bu yaptığın "
"Abla ben değil bebeğim çok meraklı "deyip gülerek karşısında mahçup olan kızın yanağından öpüp sarıldı.
"Çok mutlu ol Zelal'im şaka yaptım tepkini ölçmek için "
"Rahatlaman için yapıyorum kızma sakın bana çok mutlu ol en çok sen hakediyorsun ?dedi.
"Biliyorum cimcime kalbini biliyorum "deyip oda sarıldı.
"Sana ne kadar teşekkür etsem az Yeliz iyiki girdin hayatımıza"
"Sen olmasan ben buna asla cesaret edemezdim"dedi.

Zelal Kadir'den gelen mesajı okuyup gülerken Yeliz ve Fidan kızın mutluluğu ile gülümsediler.
Yeliz ablasının kulağına fısıldadı.
"Darısı senin başına az kaldı kavuşmanıza "deyip öptü.
Fidan da kardeşinin gözlerinin içine baktı.
"Cidden tatlı cadısın sen kocan çok haklı etrafına mutluluklar saçan bir cadı "deyip saçlarını karıştırdı.

Akşam üzeri herkes yemek telaşı ile uğraşırken Yeliz bu sefer gerçekten yorgunluktan uzanıyordu.
Ekrem ise şirket işleri fabrika işleri derken bütün gün uğraşmaktan yorulmuştu.
Artık Kozan şirketi iflasını açıklama aşamasına gelmişti.
Babasının bunu öğrenince vereceği tepki ise adam ile aralarındaki incecik kalan bağı da koparacaktı.

Eve girince Yeliz'i göremedi Fidan karşılayıp adamı içeri salona alınca Ekrem eline bir telefon verdi.
"Senin ki ısrar etti lütfen dikkatli ol son bir hafta kimse bilmemeli "
"Merak etme "
"Sana ne kadar teşekkür eder oldum ama çok teşekkür ederim"
"Etme o zaman artık "deyip gülümsedi.
Kezban hanımın da salona gelmesi ile Ekrem merak ettiği karısını sordu.
"Yeliz nerede anne ?"
"Uzanıyor oğlum çok çabuk yoruluyor anlamıyorum normal mi bu ?"
"Aslında doktor şey demişti ?"
"Çoklu gebelik olabilir ama emin değildi daha çok küçük"
"Ben biraz araştırdım zor bir hamilelik olurmuş belirtiler erken başlarmış bilemiyorum tabi Fidan daha iyi bilir " 
Kezban damadının  söyledikleri ile gelip yanına oturdu .
"İkiz mi yani ?"
Fidan adamın utanarak konuşamadığını anlayınca gülümseyerek konuştu.
"Üçüz annecim "dedi.
Kezban hanım duyduğu şey ile adama bom boş gözlerle baktı.
"Anne iyi misin dondun kaldın?"
"Düşünüyorum kızım Asmin iki tanesi ile baş edemezken bu deli kız daha çok küçük üç çocukla nasıl yapar ?"
"Doğumda zor olursa "deyip iç çekti.
Fidan annesinin elini tuttu.
"Annem sağlıkla kucağına alsın çocuk büyür bak bahçeye kreş gibi hem Yeliz Hasret'e benden hatta Asmin'den bile daha iyi bakıyordu"deyince kadın gülümsedi.
"Öyledir benim cimcimem"deyip iç çekti.
Ekrem karısını görmemeye daha fazla dayanamadı.
İzin isteyerek kızın uyuduğu odaya girdi.
Yeliz saçları yastığa dağılmış yorganın içinde küçülmüş bir şekilde yatıyordu.
Ekrem yatağın kenarına oturdu karşısında ki küçük kıza baktı.
Nasıl taşıyacaktı üç bebeği  küçük bedeniyle   ya kaybedersem güneşimi diye korkuyla baktı .
Yanına uzanıp kızın arkasından sarılıp kendine doğru çekti  .
Saçlarından öpüp koklayınca Yeliz kocasının geldiğini anlayıp uyandı gülümseyerek yüzünü adama döndü.
"Hoşgeldin ne zaman geldin ?"
"Sana da günaydın hoşbuldum güneşim "
"Kendini çok mu yorgun hissediyorsun ?"
"Aslında öğlen çok iyiydim bayağı işler çevirdim"deyip başını adım göğsüne sakladı.
"Geleceğim o işlere hanımefendi "
"İyi misin sen onu söyle bakalım ?"
"Sen söyle kızgın mısın ona göre karar vereceğim kocacım ?"
"Kızdın mı bana ?"
"Vallahi kötü niyetim yoktu iki hafta oldu senin başında kalabalıktı."
"Hmm sende bir el atayım dedin ?"
"Bingo kocacım"
"Nasıl da zeki bir adamı sevmişim "deyip adamın dudağına küçük bir öpücük kondurdu.
"Öpücükle kandıramazsınız hanımefendi "
"Kızdın mı gerçekten ?"
"Kızdım gerçekten "deyip karısının saçları ile oynadı.
"Ama kıyamıyorum bir daha olmasın Yeliz ne olursa olsun Zelal hala benim nikahım altında "
"Bence onuda bir an önce halletsen mi ?"
"Yeliz artık uslu dursan ipleri bana bıraksan sadece çocuklarımız ile ilgilensen "
"Çocuklarımız "
"İkimizde biliyoruz bence "
Başını kızın karnına koydu .
"Burada üç tane kara kule var "
"Ya bari biri prenses olsun "deyip dudak büzdü.
"Olsun güzelim isterse hepsi kız olsun sana benzesinler "deyip kızın karnına sarıldı.
Yeliz adamın kollarının  sıcaklığının verdiği huzurla sanki dinlenmiş yeniden  enerji yüklenmişti.

Ekrem ise gündüz konuştuğu Poyraz  aklına gelince adamın yaptığı şeye gülerek karısına anlatmaya başladı.
"Poyraz efendi adını ne koydu dersin ?"
"Rüstem ağa deme kalpten giderim "deyip gülmeye başladı .
Ekrem kızın dediği ile saçlarını karıştırdı.
"İki dakika cıvıtmasan romantik bir şey anlatacağız  ama nerede Yeliz hanım "deyip kızın yaptığı espiriyle  başını yastığa gömdü.

Fidan elinde ki telefonu bir sağ bir sola çevirip duruyordu.
Telefonda tek kayıtlı numara vardı sanki o numara Poyraz'mış gibi bakıp bakıp gülüyordu.
Ne kadar özlediğini artık bir kez daha anladı .
Gözünden akan bir damla yaşı sildi.
"Sabret Fidan az kaldı "diye kendine teselli verdi.
Cesaretini topladı nefesini tuttu arama tuşuna heyecanla bastı.

   

Bahtımın Karası ♣️Where stories live. Discover now