16. Bölüm-Karar

3.8K 205 6
                                    

Çok tuhaf bir his kalbime musallat oldu. Anlayamayadığım, farkına daha önce varamadığım bir takım olaylar cereyan etmeye başladı. Bense sessizce bu olanların üzerimdeki etkisini izliyorum...

"Saçma saçma konuşma Ayşe! Yok öyle bir şey. Ben oyun falan da oynamıyorum."

"Ne o? İşine gelmedi mi boncuk?"

"Hiçte bile!"

Önüme dönüp hocanın söylediklerini not almaya başladım. Yarım saat kadar önce Ayşe'nin ısrarı üzerine onun bulduğu 'Kim aşık?' adında saçma bir oyun oynadım. Ve nasıl olduğunu anlamadığım bir şekilde puanları toplayıp sonucu 'Lale %98.2 seviyor.' buldu.

Çok saçma!

"Lale." Duyduğum sesten saniyeler sonra çıkış zili çaldı. Ayşe'ye sinsi bir gülüş bahşedip hızlı adımlarla dışarıya çıktım. Kapının önünde gelince Yiğit'in arabasını gördüm. Şaşkın bir ifadeyle arabaya yaklaştım. Arka koltukta Yonca'yı görünce neler olduğunu anladım.

"Sende mi alışverişe geliyorsun?"

"Gelemez miyim?"dediğine bir şey demeden arabaya bindim.

"Okul nasıldı yengecim?"dedi Yonca koltuğun arasından başını çıkarırken.

"İyiydi."diye geçiştirdim.

"Hangisine gidiyoruz?"diye Yiğit lafa karışınca onunda burada olduğunu tekrar fark ettim.

"Gerçekten sende bizimle mi geliyorsun?"diye sordum tekrar.

"Evet yenge."diye söze karıştı Yonca.

"Sıkılırsın ama."dedim.

"Bir şey olmaz ona... Geçen annemin gittiği büyük olana gidiyoruz abi."

Sessiz bir yolculuktan sonra büyük bir AVM'nin önünde durduk. Arabadan inip mağazaya yürüdüm. Yonca koşar adımlarla önüme geçti.

"2 saat sonra girişte buluşuruz. Ben gidiyorum."dedi. Olduğum yerde durdum. Gerçekten neden Yiğit benim başıma kalıyor?

Dönüp ona baktım. Arabayı park edip yanıma geldi.

"Sen bir kafede otur bizi bekle."

"Neden? Ben sıkılırım."

"Bence alışveriş esnasında sıkılırsın. Erkeklerin genel özellikleri."

Yürümeye başladı.

"Hangisine giriyoruz?"

Hey Allah'ım ya! Sen ne diye benimle geliyorsun ya! Ben nasıl alış veriş yapayım böyle?

Daha fazla ısrar edeceğimin de bir faydası olmayacağını anlayınca pes edip yürümeye başladım.
Yiğit birkaç adım arkamdan geliyordu. Neden böyle bir şey yaptığını anlamamıştım. Bir sorun olup olmadığını anlamak için arkamı dönünce ayağım bir şeye takıldı. Güçlü bir kol beni yakalamasaydı yeri gerçekten öpebilirdim. Doğrulup üzerimi düzledim.
"Verilmiş sadakam varmış."diye mırıldanıp Yiğit'e baktım. Dudağını düz bir çizgi haline getirmiş gözlerini etrafta gezdiriyordu. "Sen bana mı gülüyorsun yine?"

Ağzından küçük bir kahkaha çıkınca etrafa baktım. Bir kız falan bakıyorsa diye.
"Yiğit gülme! Komik değil."dedim sinirli olmaya çalışarak. Yüzünü kulağıma yaklaştırıp fısıldadı.

"Çok sakar olman benim suçum değil maviş." Gözlerimi kocaman açtım. Benden uzaklaşınca kendimi toparlayıp dik dik ona bakmaya başladım. Her an gülmeye hazır yüzü beni yutkunmaya zorlamıştı.

LALEWhere stories live. Discover now