4.BÖLÜM ~BİTMEDİ İŞİMİZ~

2.6K 2.3K 380
                                    

"Hayat tesadüflerden mi ibaretti. Yoksa biz öyle mi sanıyoruz bilmiyorum ama tesadüfleri sevmeye başladım..."

~~~~~~~~~

"Neymiş şartın bakalım benim tipsiz ikizim."dedim kıkırdayarak.

Bana sinsi sinsi baktı ardından "Yok canım ikizim benim sadece küçücük bir şey isticem senden ve-" daha fazla dayanamadım. "Hadi artık söylesen Ayaz taş olsa çatlar şurda hadi!" dedim. Sırıttı. "Ya tamam canım ikizim benim sadece senin şu Hazal hani muhteşem güzellikte ki senin yakın arkadaşın olan Hazal var ya onu bana diyorum ayarlasan diyorum olmaz mı hı?"dedi muzipçe gözlerime bakarak.

Hemen "Hayır olmaz Ayaz! Çok beklersin sana yedirir miyim ben canım kardeşim ponçiğimi he yedirir miyim? Olmaz o iş yatar yapmam Ayaz. Senin sadece tek gecelik kızlarından değil Hazal taş kafalı uyuz ikizim."dedim kızgın bakışlarımı onda tutmaya çalışarak.

Bana baktı düşünür gibi bir hal aldı ardından "İyi sen bilirsin ikizim o zaman akşam kendini dayağa hazırla. Ben karışmam, annem senin şu sümüklüyü duyunca napacak sen düşün artık orasını zenci bebesi."dedi ve saçımı karıştırdı. Saçımı düzelttim. Yok be bir şey yapmaz değil mi ya annem? Alt tarafı yakışıklı bir çocuk ben onla bir parmak mesafesi kadar yakınken ikizim görmüştü ne olabilirdi ki demi yani. Gerizekalı Biray sence ne olur bir düşün tabikide kıçına terliği yersin. Ne yapıp ne edip şu ikizimi ikna etmem gerek ama pislik benden en yakın arkadaşımı ponçiğimi istiyor ya banane ama ya. Of Ayaz of kafana top düşsün Ayaz top.

Ben kendi kendime konuşurken malın biri kolumu cimcikledi. Bilin bakalım kim cimcikledi zor değil valla tek mal var yanımda oda ikizim olacak Ayaz . Kötü bakışlarla ona baktım omzuna bir tane geçirdim. "Napıyon aptal canım yandı."dedim tıslar bir şekilde.

Pis pis sırıttı. "Ne yapabilirim ama kendinle konuşuyordun. Birinin seni gerçek hayata döndürmesi gerekti. Neyse ayrıca sen söyle bakalım dayak mı yoksa canın olan birtanecik ikizinin isteğini yapmak mı?"dedi sırıtarak.

"Aman söylersen söyle be. Ben anneme her şeyi anlatırım. Tamam mı? Canım annem beni anlar anlayışla karşılar hıh."dedim onu umursamayan tavırlarla.

Bana 'sence öylemi yoksa gıçına terliği yersin' bakışı atarken yürümeye devam etti. Saçını eliyle sağa doğru attı.

"Banane kızım ya ne yaparsan yap. Ha ayrıca unutmadım sanma o çocuk bir daha çıksın karşına bu sefer seni anneme tehdit etmekle kalmam bir güzel döverim o Zeki Müren kılıklıyı anladın mı beni?"dedi gözlerimin içine bakarak.

Bende ona üzgünce baktım. Üzülsün diye hep böyle yapardım. Küçüklükten beri dayanamazdı bu halime. "Tamam anladım be alla halla bilmiyorsun sanki neden böyle yaptığı mı?"dedim.

Daha fazla dayanamadı yanıma geldi "bak ufaklık gerizekalı ikizim babam denen herif yok ve o yoksa evin direği benim. Zaten ona da gerek yok. Anladın mı? Ben sadece seni korumaya çalışıyorum."dedi sahiplenircesine.

Bende hemen yüzümde ki mutsuzluğu sildim ve tebessüm ettim. "Seni çok seviyorum. İyi ki benim ikizimsin öküz."dedim tebessüm ederek. Kolunu omzuma attı ve yürümeye başladı. Ardından beraber evin yolunu tuttuk.

~~~~~~

Sonunda eve gelmiştik. Akşam çoktan olmuştu. Annem kızacaktı kesin ama olsun hemen zili çaldık. Annem kapıyı açar açmaz yorgun gözlerle bize bakıyordu. Hemen anladım belli ameliyattan yeni çıkmış ve sırf bizi evde yalnız bırakmamak için eve gelmişti. Benim annem kardiyoloji uzmanıydı. Belli belirsiz evde olurdu ama asla bizi sevgisinden mahrum bırakmazdı. Ne kadar yorgun olursa olsun yemek yapar evi toplardı. Canım annem benim onu çok seviyorum tabi oda beni ne sandınız.

Annem hemen toparladı kendini "Ooo hanımefendi ve beyfendi hoşgeldiniz."dedi annem yandan bir  tebessümle.

Ayaz'la aynı anda annemin  bir yanağına ben diğer yanağına Ayaz sulu bir öpücük bıraktık. Annem anlamış olacak ki "Anladınız kızacağımı öpüyorsunuz değil mi ? Sizi hayırsız eşek sıpaları."dedi annen gülerek.

Ayaz "Annelerin gülü yok canım biz hiç yalakalık yapar mıyız canım ? Çok yanlış tanımışsın ayıp ayıp."dedi sitem edercesine gülerek.

Bende konu değişsin diye "Annecim eve almayacaksın galiba. Bak ben çok acıktım hadi içeri girelim de senin yaptığın leziz yemekleri yiyelim."dedim. Annem kapıyı açtı 'hadi geçin sonra ben sorarım size' bakışı atarak.

Yemeğimizi çok güzel bir şekilde yemiştik ailecek. Ayaz nedense ilk defa uyuzluk yapmayarak beni ispiklemedi hayret şuan çok şaşkınım ikizimin odasına gidip bir boynuna madalya takasım geldi resmen. Ama bunun kokusu yarın bir gün çıkar nasıl olsa çünkü benim ikizim asla çıkarsız iş yapmaz neyse bakalım çıkacak kokusu.

Birden odamın camından bir tıkırdı geldi ben kendi kendime konuşurken. Hemen ayağa kalktım korkak adımlarla odamın balkon kapısını açarak etrafa bakındım kimse yoktu ama dikkati mi bir şey çekmişti.

Yere eğildim ve taşın üstünde sarılı bir kağıt üstünde  'Seni unutacağımı mı sandın? Daha işimiz bitmedi.' yazıyordu kağıdın üzerinde. Hemen anlamıştım bunu Tamay yazıp kağıdı taşa sarıp camıma atmıştı. Önemli olan şu vardı ki evimi bilmediğine göre beni takip mi etmişti.

Ben böyle dalmış giderken annem odasından bağırmıştı. "Hadi Ayaz Biray uyuyun artık yarın okul var bak. Anlamıyorum ki ben sizi sabah kalkmak bilmezsiniz akşam yatmak hadi uyuyun çabuk."dedi annem sitem dolu bir sesle.

Hemen annemi ikiletmeden ışığı kapattım ve şu kağıt mevzusunu da sabaha sakladım. Kucağıma Şinasi mi alarak uykuya daldım. Ha şimdi sorarsınız Şinasi kim diye. Şinasi benim pandam tek onunla uyuyabilirim. Hadi neyse uykum geldi zaten uyuyayım annemden bir daha azar yemek istemem.

~~~~~~~

Sabah okula gitmek için erkenden kalktım. Hemen kahvaltıya indim yemeğimi yedim . Ayakkabılarımı giyip annemi de öpüp evden çıktım taksiye bindim. Hemen soracaksınız ikizin nerede hemen söyleyeyim o dersin ortalarında gelir hep çünkü uykudan kalktığı pek görülmezde onun. Her neyse okula gelmiştim.

Hemen sınıfa çıktım ve Hazal'ın yanına oturdum. Bana baktı "Noldu neyin var yüzün biraz değişikte."dedi tedirgin bir şekilde.

Ona döndüm. "Of ya Tamay denen bir çocuk var ve bana dün akşam bu kağıdı verdi daha doğrusu pencereden attı."dedim iç çekerek. Bana anlamaz bakışlar atarak " Ne diyorsun Biray? Anlamıyorum dediklerini."dedi anlamamış bir yüz ifadesiyle.

"Ha doğru ya sen hiç bir şeyi bilmiyorsun." dedim . Hemen olan biten herşeyi ona anlattım. Arada bana 'vay be taş desene' dese de oda şaşırmıştı. Ayaz'ın bizi gördüğünü söylediğim de de ağzı bir karış açılmıştı. Her neyse her şeyi anlattıktan sonra Hazal bana baktı.

"Kızım senin başın dertte olmasın sakın."dedi bana üzgünce bakarak."Bilmiyorum Hazal. Bilmekte istemiyorum bir yardım meselesinden buralara kadar geldi işte ne yabalirim."dedim iç çekerek.

Hazal "Aferim iyi halt ettin bak şimdi ne olacak bilmiyorsun."dedi sitemkar şekilde. Bende ona 'bilmiyorum ki' bakışı attım. Her neyse bu konuşmamızdan sonra susmuştuk . Benim canım sıkkın olduğu için pek ders dinlemedim. Uyudum neredeyse bütün derslerde. Zil çalmak üzereyken birinin beni dürtüklemesiyle kalktım. "Ne oluyor yaaaa." dedim ya'yı uzatarak.

Hazal "Kalk kızım zil çalmak üzere bütün derslerde uyudun zaten hadi kalk gidiyoruz."dedi. Hazal'ın yanağından öptüm. Onunla vedalaşıp okuldan çıktım. Canım yürümek istediği için eve yürüyerek gitmeye karar verdim.

Ben yolda öylece yürürken karşımda bana doğru gelen birini gördüm. Ağır adımlarla ve cool bir şekilde. Bu bir kaç gün önce tanıdığım genç adam Tamay Arıkan'dı.

Karşısına geçtim. "Yine mi sen ya?"dedim kızgın bakışlarımı onun üzerinde tutarak. Bana baktı. Siyahın kahvesi gözlerini gözlerime tutarak. "Unuttun mu ufaklık bitmedi daha işimiz."dedi yandan bir bakış atarak.

~~~~~~~

Vote ve yorumlarınızı bekliyor olacağım...🌸

BERCESTEHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin