Bölüm 9

239 17 43
                                    

"İyi insanlar, doğru sayılan ilkelere uyan değil, kendi doğru saydığı ilkelerin dışına çıkmayan insanlardır..."

Bir iş çıkışı Satır çalışanlarını evinde vereceği partiye çağırdı. Evi çalıştığımız lokantaya uzak olduğundan, arabası olanlar, olmayanları Satır'ın evine götürdü. Ben de kimse ile yakın olmadığımdan, arabası olan herhangi bir çalışandan götürme teklifi gelmedi. Bu iyiye işaretti. Eğer kimse fark etmez ise gitmem gerekmezdi. Göze batmamak önemliydi benim için. Tabii biri kibarlıktan soracak olursa mecburen kabul etmek zorunda kalacaktım ki bunu istemiyordum. Çünkü Satır'dan uzak durmam gerekiyordu. Neden bilmiyorum kardeşlerim, ancak o kadının benim için tehdit oluşturduğunu düşünüyordum. Yanılıp yanılmadığımı hikayenin sonraki bölümlerinde öğreneceksiniz.

Önlüklerini çıkarıp, parti için plan yapmaya başlayan topluluğun içinden yavaşça sıyrıldım. Tam mutfağın çıkış kapısından sıvışacaktım ki mutfağın ortasından yüksek bir ses geldi.

-Sanırım bir kaçağımız var , arkadaşlar!

Tahmin edersiniz ki bu ses Satır'a aitti. Birden herkes bana baktı. Herkes asosyal olduğumu düşünüyordu. Gözlerinden görebiliyordum. Yıllarca yaşayınca -çok uzun yıllarca- insanların sizin hakkınızda ne düşüneceği çok da umurunuzda olmuyor kardeşlerim. Daha çok fark edilmemek önemli. Bu yüzden programa uyup "Ben sadece hava almaya çıkacaktım." dedim.

-Ben de geleyim seninle. Zaten sen benim arabamla geleceksin.

Birlikte dışarı çıktık. Arabasının yanına kadar geldik. Diğerlerinin gelmesini beklerken cebinden sigara paketini çıkardı. Daha yeni açılmış bu paketten bana bir sigara çıkarıp, uzattı. İkramını geri çevirmeyip aldım. Ardından cebinden beyaz bir zippo çıkarıp, ateşi sigaramın ucuna değdirdi. Rüzgar ile hafif dalgalanan alev, bir iki manevra ile sigaramı yaktı. Sonrasında kendi de bir sigara yakıp "Biraz sessizsin bu aralar" dedi.

-Biraz gerginim bu aralar.

-Neden?

-Kendimle ilgili bazı olguları muhakeme ediyorum diyelim.

-Bu akşamki partiden erken ayrılma. Bazı dostlarımı çağırdım. Eminim kendini yargılayışında sana yardımcı olacaklardır.

-Anlayamadım, kim bu dostlar?

Soruma cevap vermedi. Sadece omzuma iki kez vurup, "Hadi yola koyulalım." dedi.

Arabaya binip başıma geleceklere razı oldum. Kimlerle tanışacağımı merak ediyordum çünkü. Hayatım ile ilgili soruların cevap bulacağını umuyordum kardeşlerim.

Diğer davetliler gelmeden eve vardık. Sanırım hiç kimse adresi bilmiyor olacak ki, Satır cep telefonu ile insanlara yer tarifi veriyordu araba her durduğunda. Eve geldiğimizde arabanın anahtarıyla bagajı açtı. Bir elinde telefonla hala insanlara gidiş yolunu anlatıyordu. Diğer eliyle bagajın içindeki torbaları gösterdi. Sanırım eve kadar taşımamı istiyordu. Evin bahçe kapısını açtı. Beni bekletmeden içeri girdi. Hemen ardından takım elbiseli, orta yaşlı bir adam çıktı bahçe kapısından. Hızlı bir şekilde bagajdan torbaları aldı. Bu sırada ben de elime bir torba almıştım. İçinde sebzeler vardı. Birden onu da elimden aldı. Elleri dolu bir şekilde güç bela arabayı kilitledi ve "Buyurun efendim." deyip, torba dolu elleriyle evi gösterdi.

Geniş bahçe kapısından içeri girdiğimde içinde fıskiyeli havuzlar, satır şeklinde budanmış çalılar, geniş yüzme havuzları ve öylece ortalığa bırakılmış birkaç jakuzi gördüm. Anlaşılan şeflik iyi para kazandırıyordu.

Hasta Katilحيث تعيش القصص. اكتشف الآن