twelve! (2)

6.1K 541 458
                                    

¡Bölüm sonunda ki notu lütfen okumadan geçmeyin, teşekkürler.

Taehyung nefes nefeseydi. Daha aralarında doğru düzgün hiçbir şey yaşanmamışken nefes nefeseydi çünkü odaya girdikleri an Jeongguk o minik alt dudağını dişleri arasına kıstırıp arkasını dönmesini istemişti. Taehyung sadece onu daha fazla öpmek için sabırsızlanan yanını bastırmış, sevgilisinin kirpikleri altınadan bakması yetmişti, arkasını ikiletmeden dönmüştü. Şimdi ise Jeongguk, ağız sulandırıcı kalın baldırlarını biraz bile örtmeyen bebek mavisi eteğiyle karşısına geçmiş yanaklarını şişirerek elleriyle oynuyordu. Ve Taehyung onun açıkta kalan teninin her milimini dudaklarıyla sevmek istiyordu.

"Beğendin mi?" Jeongguk, üzerinde ki transparan tişörtün eteklerini kavrayarak, göbek deliğini bile örtmüyordu, mırıldandı. Taehyung, sevgilisinin büzülen dudaklarına karşın yatağa otururken hayal ettiğinden çok daha güzel olduğunu düşündü. Tanrım, Jeongguk o kadar güzel görünüyordu ki Taehyung kasıklarının sızladığını hissedebiliyordu.

"Buraya gel bebeğim." Taehyung dizlerini işaret ettiğinde Jeongguk hevesli gülümsemesini ona sundu. Zaten irice olan gözlerini açabildiği kadar açarak Taehyung'un kucağına bacakları yandan sarkacak şekilde otururken içinde utanca dair en ufak bir kırıntı bile yoktu. İlk defa deneyimleyeceği şeylerin heyecanı bütün bedenini ele geçirmiş gibiydi.

Taehyung, sevgilisinin incecik belini okşarken Jeongguk'un meraklı yavru bir kedi misali gözlerine diktiği bakışlarına gülümsedi. Dizlerinde otururken bile o kadar masum görünüyordu ki bir an sadece ona sıkıca sarılıp saatler boyunca saçlarını sevmek istedi.

"Beğendim, çok beğendim." Jeongguk'un avucunu dudaklarıyla buluştururken onu ne kadar sevdiğini anlamasını diledi. Kendisine bile doğru düzgün dokunmayan sevgilisini, Jeongguk utana sıkıla oynadıkları bir oyunda itiraf etmişti, ürkütmekten çok korkuyordu. En azından onu ne kadar sevdiğini bilirse Taehyungla yaşadıklarından pişman olmazdı.

"Taehyungie..." Jeongguk, dudaklarını Taehyung'unkilere dokundururken fısıldadı. Taehyung, onun ne kadar heyecanlı olduğunu sesinin tonundan bile anlayabiliyordu. Eh, kendi kalp atışlarını kulaklarında duyduğuna göre pek farklı bir durumda oldukları söylenemezdi.

"Öpeyim mi seni?" Taehyung, belli belirsiz başını salladığında dudaklarının yumuşak dudaklar trafından ezildiğini hissetti. Öpüşürken Jeongguk'un saçlarıyla oynamayı artık alışkanlık haline getirmişti ve parmaklarının ne ara yumuşacık saç tutamlarını kavradığını anlayamamıştı bile. Islak sesler artarken dillerinin birbirlerine değmesiyle elini yavaşça açıkta kalan baldırlara kaydırdı Taehyung. Parmak uçları hafifçe pürüzsüz teni okşuyor, sevgilisinin tatlı mırıltılarını ona sunmasını sağlıyordu.

Dudaklarını sesli bir şekilde ayırdıktan sonra pamuktan hallice yanağına birkaç ufak öpücük bıraktı. Eliyle Jeongguk'un elini kavrarken güven vermek istercesine baş parmağıyla okşadı. Taehyung onun ne kadar hevesli olduğunu biliyordu ama Jeongguk zaten güveni kolay kırılan bir çocuktu. Aralarındaki bu güzel ilişkiyi batırmak istemiyor, her şeyin yavaş ve Jeongguk'un istediği gibi olduğundan emin olmak istiyordu. Kendisi içinde ilk olması sorun değildi çünkü kucağında oturan çocuğun asla kendisini incitecek bir şey yapmayacağını biliyordu. O Jeongguk'tu, sarılırken bile canının acıyıp acımadığını soran düşünceli sevgilisi.

Taehyung, Jeongguk'un tişörtünün eteğinden tutup onay almak istercesine pembeleşmiş yüzüne baktığında çocuğun tereddüt etmeden başını sallamasıyla kumaş parçasını çıkarıp atarken karşılaştığı son derece yapılı bedenle derince iç geçirdi. Dudaklarını çıkık köprücüklerinde dağınıkça gezdirirken ıslak öpücükler bırakıyor bazen ise dişlerini Jeongguk'un titremesini sağlayacak şekilde sürtüyordu. Burnuna sevgilisinin manolya kokusu dolarken kendisini tutmak bir hayli zordu.

adorable things' taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin