0.1

450 55 33
                                    

"merhaba, intihar önleme hattı mı?"

kızın sesi titrek çıkıyordu, sanki ağlamayı yeni bırakmış gibiydi.

yerim şaşkın bir şekilde mırıldandı. "hayır.. yanlış numara."

"ah, üzgünüm öyleyse. rahatsız ettiğim için."

"hayır! kapatma."

"neden?"

"bak, kim olduğunu bilmiyorum ama intihar önleme hattını arıyordun."

"bu seni ilgilendirir mi?"

"sen de bir insansın."

"artık bir insan değilim, biliyor musun? belki de beni ben yapacak tek şey ölümdür."

yerim derin bir nefes aldı ve gözlerini sımsıkı kapatıp telefonu iyice kulağına yasladı. daha ilk defa konuştuğu birinin neden nefes alışverişlerini duymaya bu kadar ihtiyacı vardı, bilmiyordu ama, karşısındaki kızın nefes alışverişleri onu sakinleştiriyordu.

"intihar önleme hattını aradığına göre, bir umudun var."

"hayır," kız yavaşça burnunu çekti. "sadece ölmeden önce biriyle konuşmak istedim."

"tam adamına geldin," yerim kızı biraz olsa güldürebilmek amacıyla kıkırdadı. "kader tanışmamızı istemiş, ne dersin?"

kıkırtısına aldığı tek karşılık, ufak bir "hıh." sesiydi. "bence de öyle. ben park sooyoung."

"kim yerim." sessizlik olduğunda, yerim gerildi ve konuşmaya devam etti.

"o zaman sana şunu sorayım, kendini mi yaraladın, ilaç mı içtin yoksa başka bir şey mi yapmayı planlıyorsun?"

"boğulmak istiyorum. boğularak ölmek istiyorum."

"benim için bir şey yapar mısın?"

"ne?"

"kendini boğma. ilaç iç."

"peki öyleyse.. bunu hemen yapacağım!" kızın sesi heyecanlı, hatta mutlu geliyordu.

yerim bu planı bu kadar kısa sürede nasıl bulmuştu bilmiyordu ama, işe yaradığına sevindi. zaman kazanıyordu.

"hey?" diye seslendi, bir karşılık almayı beklerken.

kızın sesi heyecanlı çıkmaya devam ediyordu. "içtim."

"kaç tane?" yerim biraz da olsa korkmaya başladı çünkü eğer kız çok fazla ilaç içtiyse, zaman kaybedebilirdi.

"bunun bir önemi yok," diye fısıldadı sooyoung. "cidden. sonsuza dek uyuyakalmadan önce son bir kaç saatim var."

"ah, öyle.. gökyüzündeki o yavuz yıldızlardan biri kaybolacak. bir kaç saat içinde. o zaman, son ana kadar konuşalım, olur mu?"

"ben arkadaş yapmayı hiçbir zaman beceremedim yerim, biliyor musun?"

"al benden de o kadar." derin bir nefes aldı. onu anlıyormuş gibi yapmalıydı, bir eli de ev telefonunu tutuyor, 911'i aramak için tetikte bekliyordu. kızın nerede yaşadığını öğrenir öğrenmez, evine ambulansı gönderecekti.

ortam sessizliğe büründüğünde bu sessizliği bozan yine yerim oldu.

"sooyoung-ah, orada mısın?"

"evet.. sadece- sadece çok yorgunum."

"sakın uyuyakalma, tamam mı?"

"ta-tamam, uyuyakalmam. sadece... yalnız ölmek istemiyorum."

yerim derin bir nefes aldı tekrardan, öksürmesini engelleyemedi. "istersen senin yanında olabilirim. sadece bana adresini ver."

kız korkak bir nefes aldı, o nefesi titrek bir şekilde verdi. nefes alışverişleri hızlanmıştı. "bilmiyorum."

yerim onu ikna etmeliydi. bunu çok iyi biliyordu. bir yandan park sooyoung adlı intihara meyilli, hatta 15 dakika önce teşebbüs etmiş bir kızı neden kurtarmaya çalıştığını sorgularken, diğer yandan bunun neden kendisi olduğunu, kızın neden intihar etmek istediğini, ambulansın oraya yetişip yetişemeyeceğini de sorguluyordu. "sooyoung, yanında olmamı ister misin?"

sooyoung zaman kazanmaya çalışıyor gibiydi, yerim ile sanki zamana karşı yarışıyordu ikisi de. "kaç yaşındasın?" diye fısıldadı yorgun sesiyle.

"99 doğumluyum." dedi yerim. "sen?"

"96."

"sooyoung eonnie, yanında olmamı ister misin?"

"evet, ama..-"

"o zaman bana nerede olduğunu söyle."

"jeju. cheju'da.. tanrım, şansın varsa lütfen gel."

yerim rahatlamış bir nefes verirken, konuşmaya devam etti. "geleceğim, ama öncelikle dinle. ben bir taksi için arama yaparken beni bekle. tamam mı?"

"tamam."

yerim hızla telefonu kapattı ve ev telefonundan çoktan tuşladığı 911'in karşılık vermesini beklerken ayağını hızla sallıyordu.

"merhaba, 911. sorun nedir?"

yerim korktuğu için hafif yüksek sesle konuşuyordu. "cheju, jeju'da intihara meyilli biri var. çok az zamanı kalmış olabilir, numarasını size yönlendirsem, adresini bulabilir misiniz?"

"elbette, öncelikle kişinin kendine bir şey yapıp yapmadığını biliyor musu-"

"ilaç içtiğini söyledi, miktarını sorduğumda ise yanıtlamadı."

"anlıyorum, numarayı alabilir miyim?"

yerim hızla cep telefonunun kilidini açtı ve onu arayan numarayı telefonun diğer ucundaki kişiye okudu. "adını da biliyorum. park sooyoung." bu ismi söylerken içinden garip bir hissin geçtiğini hissetti. kalbi hızlı atıyor, sanki vücudunda kan daha hızlı geziniyor gibiydi.

"yardım ekibimizi göndereceğim. haber verdiğiniz için çok teşekkürler."

yerim telefonu kapatıp arabasına atlamadan önce hızla mırıldandı. "lütfen acele edin."

sürekli yayınlayıp yayından kaldırıyorum, çünkü ne zaman yayınlasam sınav haftama denk geliyor ve tamamen kaldırmak istemiyorum, çünkü benim için çok değerli bir hikaye.
ne olursa olsun bu sefer asla kaldırmamayı düşünüyorum, bir kaç güne tamamen bitireceğim.
umarım okuyan kişilerin beklentilerini karşılayacak bir son kurgularım.
kendinize çok iyi bakın ve joyri'yi çokça sevin! 💌

suicide hotline, joyriWhere stories live. Discover now