♥️1♥️

13.1K 364 24
                                    

Kitabı okumaya başladığınız tarihi ve saati bırakabilirsiniz💙

"Yine neredesin sen Buse?" Diye telefondan bağıran annemin sesine telaşla cevap vermeye çalıştım.
"Geliyorum anne. Geç kaldığım için özür dilerim." dedim ve annemden gelecek yanıtı merakla beklemeye başladım.

"Kesin yine gizlice işler çeviriyordun değil mi? Bu sefer senin konuşmalarını telefondan yakalamadan önce söyle de bilelim!"diyerek bağırdı.

Telefonu kulağımdan biraz uzaklaştırdıktan sonra konuşmaya başladım.
"Gizli bir şey karıştırdığım yok anne. Eve geliyorum." Dedim ve telefonu kapattım.

Hayatım bundan ibaretti işte..
Sürekli kısıtlanan biriydim, okuldan eve döndüğümde azıcık geç kalsam bile annem her türlü kötü ihtimalden şüphelenirdi.
Bana karşı güveni yoktu ve her seferinde beni kısıtlamaya çalışırdı. Eskiden buna karşı çıksam da, her seferinde annem üste çıkmayı başarıyordu. O ne derse evet veya tamamdan başka kelime etmiyordum.

İlk olarak, annemin bana güveninin kırılma noktası şu şekilde başladı.
Hiç arkadaşım dahi yokken anneme, arkadaşlarımla ödev yapmaya gideceğimi söylemiştim. Sonrasında ise bir parka oturup ilk defa kafamı dinlemeye fırsat bulmuştum ki..
Annemin arkadaşıyla karşılaşana kadar.
Bu şekilde annemle güven bağlarımız kırılmıştı.
Evet biliyorum, çok basit bir konu. Peki, direk neden güveni kırıldı ve sürekli seni kısıtlamaya başladı derseniz annemin çok tuhaf bir karakteri var.
Bazen iyi, bazen de kötü. Hiçbir zaman buna anlam veremesemde her zaman o ne derse onu yapmaya başladım ama ne yazık ki bugünlerde kısıtlamanın da üstüne geçmiş, bazen sinirden bu olay şiddete bile dönüşüyordu.
Babam da annemden bıkmış ve evi terk etmişti. Babamla mükemmel bir ilişkim yoktu fakat anneme kıyasla daha iyi anlaşırdık.

Annemin sürekli beni kısıtlaması ise koruma amaçlı değildi. Bazen inadına değişik şeyler yapardı.

Örneğin; bir yere gitmem için izin verir, gittiğimde ise neden gittin diye sorgulardı. Kendi izin verdiği halde sanki izin vermemiş gibi davranırdı.

17 yıllık hayatımı bomboş yaşamış gibi hissediyordum. Çünkü hayatımda gerçekten mutlu olduğum bir an bile yoktu. Annem yüzünden ne bir arkadaşım, ne de bir konuştuğum insan vardı.. Ne zaman bir arkadaşım olsa annem hep karşı çıkardı ve bir şekilde arkadaşlığımın bitmesine neden olurdu.

Çalan telefon zil sesimle irkildim. Ekranda yazan 'Annem' yazısına baktım.
Hemen onaylayıp açtım. Bekletirsem fazlasıyla kızıyor, yine kötü şeylerden şüpheleniyordu.

"Efendim anne, bir isteğin mi var?" diyerek cılız ve ürkek sesimi anneme yöneltim.

Annem sinirle soluyarak yanıtladı.
"Sen benim yüzüme mi kapattın?" Demesiyle birlikte sinirden gözlerimi devirdim.
Birkaç saniye bekledikten sonra konuşmaya başladım.

"Hayır anne. Yüzüne kapatmadım."dedim ve yavaş adımlarımı hızlandırdım. Herkes okuldan eve otobüsle veya servisle dönerken ben eve yürüyerek dönüyordum. Bazen ise koşarak.
Annemin servise veya otobüse para vermek istememesinden dolayı günlük 2-3 kilometre yürüyordum.

Annem sinirle iç çekti ve ağzından en sevmediğim kelimeler döküldü.
"Sen eve gelince görüşürüz!"
Ardından telefonu yüzüme kapattı.

Eskiden annemden çok korksam da, şu an eskisi gibi korkmuyordum. Sürekli beni sevmediğini söylüyor ve keşke seni doğurmasaydım gibi cümleler kuruyordu.

Şu zamana kadar tek isteğim düzgün bir aile düzenimin olmasıydı. Durumumuz da iyi değildi. Babamın bana verdiği nafaka 1 yıl sonra kesilecekti.
Benim nafakam olmasına rağmen annem ona gereksiz şeyler alır. Çoğu zaman aç bile kalırdık.

Özel Düşler / TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin