♡2♡

7.7K 319 15
                                    

Gözlüğümü tekrar geri takıp hızla lavabodan çıktım ve odama gittim. Elime telefonumu alıp hemen yeni yüklediğim uygulamadan gelen bildirime baktım.

SALÇALI EKMEK size konuşma isteği yolladı.

Bir dakika? Ben bu kullanıcı adını almaya çalışmıştım ama önceden alınmıştı uyarısı gelmişti. Acaba kimdi?

Gözlerim şaşkınlıktan kocaman olmuş telefona bakıyordum. Bildirimin üstüne tıkladım.

Konuşma isteğini,
REDDET. KABUL ET.

Tam bu yazıya bakarken gözüm telefonun en üst köşesindeki saate kaydı. 7.18!
Geç kalıyordum! Telefonumu kitleyip kitaplarımı aramaya başladım. Ardından telefonumu çantama koydum.
Kitaplarımı koyup çantamı hazırladığımda saat 7.21 di. Geç kalmıştım. Saçlarını topladıktan sonra çıkışa doğru ilerledim. Son kez aynada formama baktım ve kendime çeki düzen verdim. Okulun etekli olması bu soğuk için fazla gereksizdi. Eski, siyah ayakkabılarımın bağcıklarını bağlayıp koşarak evden çıktım.

Okul ile ev arası 2 kilometreydi. Genelde okula yarım saate gidiyordum ama bugün fazlasıyla geç kalmıştım ve koşmak zorundaydım.
Hava soğuktu ve bu havada delice koşmak beni kesinlike hasta edecekti. Annem de büyük ihtimalle bana kızacaktı.
Tabi ki hasta olduğum için endişelenmeyecekti ve okula neden geç kaldığımla ilgili sorular sorup duracaktı. Fakat en büyük olasılık ise şuydu: sabah arkadaşlarımla uzun uzun konuşmamdan veya okula yavaş gittiğimden şüphelenecek ve çokça kızacaktı.
Hala koşuyordum ve aklımda ise telefonumdaki uygulama vardı. Uzun çizgili pijama hala mesaj atmamıştı ve yeni biri beni eklemişti. Yeni biriyle acaba tanışabilecek miydim?
Gerçi isteğini bile kabul etmeye vaktim olmadan evden çıkmıştım..

Boğazım kurumuştu ve soğuktan ağzımdan buhar bile çıkıyordu. Kol kısmı sökülmeye başlamış ve fermuarı bozuk olan kırmızı montum, okul eteğim ve hiç rahat olmayan eski  siyah bağcıklı ayakkabılarım ile gerçekten bu soğuğa karşı savunmasız kalıyordum. Tam bunları düşünerek koşarken düşmemle birlikte iki dizimde de bir acı hissettim. Usulca dizlerimden akan kan ve öne düşmemle birlikte hırpalanan ellerime bakıyordum. Siyah ince çorabım yırılmış ve yırtılan açıklıklardan yeni oluşan yaralarım gözüküyordu.
Yüzümü buruşturarak elimi dizimdeki yaraya götürdüm. Çok acıyordu.
Yavaşça yerden destek alarak ayağa kalktım. Yürümeye devam ediyordum ama dizlerim çok acıyordu. Gökyüzüne bakarak nefesimi verdim. Şu aralar hayatımda doğru giden hiçbir şey yoktu. Sonra kafamı bacaklarıma doğru çevirdim. Bu yırtık ince çorabımla berbat duruyordum.
Çantamı sırtımdan çıkarıp elime aldım ve içinde telefonumu aramaya başladım. Bulduktan sonra saate baktım. 7.41
Büyük ihtimal yok yazılmıştım. Okul annemi bilgilendirecek ve yine annem bana kızacaktı.
Normalde okul yok yazılan herkesin ailesini bilgilendirmiyordu. Annem özel olarak gidip müdürle konuşmuş ve eğer yok yazılırsam direk ona bilgi verilmesini istemişti.
Önceden de bahsettiğim gibi annem beni çok fazla kısıtlıyordu. Bazı yaşıtlarım gibi okul diye evden çıkıp her yere gittiğimi düşünüyordu ama ben hayatımda bir kere bile böyle bir bahane ile okul hariç her yere gitme gibi fikrim olmamıştı.
Kendi kendime hem sinirli hem de düşünceli şekilde yürümeye devam ediyordum. Artık koşmamın anlamı yoktu çünkü zaten bu vakite kadar çoktan yok yazıldığıma emindim.
Sinirle ayaklarımı yere vura vura gidiyordum. Her şeyden bunalmıştım. Belki de bir kurtuluş yolu aramam gerekiyordu ama buna cesaretim yoktu çünkü 17 yaşıma kadar hep annemden korkmuştum. Babam da, annemin bu baskısı üzerine evden ayrılmıştı. Sonrasında ise babamı bir defa mahkemede görmüştüm. Sonraki duruşmalara bile gelmemişti. Bir gün okuldan eve dönerken gördüğümde babama sormuştum.
'Baba neden sonraki duruşmalara gelmedin?'diye.
Aldığım cevap beni pek şaşırtmamıştı.
'Annenin yüzünü bile görmek istemediğim gelmedim ama sen benim her zaman kızım olacaksın. Bu yüzden bana karşı kinlenme. Artık annenden kurtulmak istediğim için sizi terk ettim.' gibi bir cümle kurmuştu. Ondan sonra da babamı bir daha görmemiştim. Babam sonraki duruşmalara gelmediği için sonuç alınamamış mahkemedeki hakim ise annemi haklı görmüştü. Bu şekilde babam belli bir tazminat ödedikten sonra annemle birlikte küçük bir evde kirada kalabilme şansımız olmuştu.
Düşüncelerimi bölen korna sesiyle irkildim.
Çok fazla dalmıştım ve etrafıma bakmayı bile unutmuştum. Neredeyse bir de araba çarpacaktı. Adam sinirle camdan bana doğru bakarak bağırdı.
"Dikkatli olsana!"
Ağzımın içinde minicik bir özür mırıldanıp adımlarımı hızlandırdım.
Sonunda okulu artık görebiliyordum. Kısa bir mesafem kalmıştı. Elimde sıkıca tuttuğum telefona aldım ve açma tuşuna bastım. Saate bakacaktım. 7.52 idi.
Ardından bir bildirim ile elimdeki telefon titreşti.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Apr 24, 2020 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Özel Düşler / TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin