Güzel ve Cesur Kadın

14. Bölüm

 ON DÖRDÜNCÜ BÖLÜM

Amelina Defsa

"İskoçlardan nefret ediyorum!"

Hilofry MacAlpin

"Bir İngilizi İskoçlardan korumaya çalışmak hayatta yaptığım en zor işler arasında yerini almıştı."

*

Hilofry kollarındaki güzel kadını sudan çıkarırken yürüyebildiğine inanamıyordu, bu kadın onu ne hale sokmuştu böyle ilk deneyimini yaşayan bir erkek gibi titremiş ve hiçbir şey olmamasına rağmen inlemelerini bastıramamıştı. Hatırlamıyordu ama ruhuna ve bedenine bu kadar kısa sürede işleyebilen hiçbir kadın olmamıştı. Aşk denilen şey ya bu olmalıydı ya da tutkunun mahkumiyetini kabullenmişti. Amelina'nın etrafını demir parmaklıklarla sarmasına izin vermişti. Bu yüzden pişman değildi ama onu altına almadan daha ne kadar dayanabilirdi Tanrı bilir!

Hava soğuk değildi ama Amelina hasta olabilirdi, onu bir ağacın dibine yatırdıktan sonra kuru ve yumuşak yapraklar aramaya başladı. Amelina'yı kurulamalı ve narin teninin soğuktan çatlamasını engellemeliydi. Annesinin ona öğrettiği en güzel şeylerden biride buydu asla aç kalmıyor ve yaraları hemen iyileşiyordu annesi bir şifacı gibiydi ve onu kaybetmeden önce bildiği her şeyi Hilofry'e öğretmişti ve şimdi o büyük iğne yapraklı ağaçtan bulmak zorundaydı.

Amelina zevk anında bunu hissetmemişti ama vücudu soğuktan kötü etkilenmiş olabilirdi. Buğulu gözlerle genç kadını süzdükten sonra ondan çok uzaklaşmadan çevrelerini saran ağaçları kontrol etmeye karar verdi. Hilofry aradığı ağacı kısa süre içinde bulmuştu yapraklar tamda hatırladığı gibi kokuyordu. Hilofry yapraklardan kopardıktan sonra Amelina'nın yanına döndü, uyurken bile bir kadının bu kadar güzel olabileceğini düşünmezdi. Üşüdüğü her halinden belli oluyordu bacaklarını kollarıyla sarmış ve göğsüne doğru çekmişti, ısınmak için her şeyi yapışını izledi. Hilofry onu izlemeyi bırakıp işe koyulmuş güneşin doğmasına az bir zaman kalmıştı ve Hilofry hala uyumamıştı, yorgun değildi ama aklı karışıktı babası bu kadını neden kaçırmasını istemişti ve bu kadından nasıl uzak duracaktı bir kere tadını almıştı şimdi ondan kopmak çok zor olacaktı. Altına ekose kumaşını giymişti ve onu tekrar çıkarmak zorundaydı bu kadının kuru bir şeye ihtiyacı vardı. Hilofry çıplak uyurdu onun için sorun olmayacaktı.

Elinde ki eteğinin temiz kısımlarıyla Amelina'yı kurulamaya başladı. Amelina buz gibiydi Hilofry elinde ki yaprakların öz suyunu sıkmaya başladı şimdi bu sıvıyı Amelina'ya sürmesi gerekiyordu. Amelina'nın üstünde ki elbisesini kaldırıp elinde ki sıvıyı ona sürdü Amelina çıplaktı ve gecenin ayazında bu şekilde yatmaya alışık değilmiş gibi görünüyordu, Hilofry her şeyi hallettikten sonra kenara koyduğu Amelina'nın babasından kalan bıçağı tekrar boynuna ait olduğu yere taktı, sabah onu boynunda görünce sevineceği kesindi, Hilofry etrafa son bir kez göz attıktan sonra Amelina'nın yanına yattı. Onu çıplak bırakmamalıydı ama kıyafetleri ıslak ve kirliydi böyle uyuması en iyisi diye düşünmüştü Hilofry ama şimdi düşündüğü hatta böyle bir şey düşünmek istediği için kafasını ağaca vurmak istiyordu.

Amelina'yı üzerine yatırdı ikisi de çıplaktı ve bu çok kötü bir durumdu Hilofry onun sakin uyuyuşu karşısında bir domuz kadar asabi ve hırcındı içindeki adamı durdurmaktan yorulmuştu. Amelina titriyor ve Hilofry'e iyice sokuluyordu, Hilofry onun iyice rahat ettiğini düşününce yanlarında ki mavi elbiseyi çekip üstlerine örttü, uyku denen o güzel şey Hilofry'e bu akşamda yasaktı, göğsüne değen ıslak uzun saçlar Hilofry'nin dikkatini çekti bu ıslak saçlar kızı hasta edebilirdi ama onları nasıl kurulaya bilirdi ki, Amelina'nın dudakları boynundaydı ve küçük bir bebek gibi arada onu emiyor Hilofry'e eziyet ediyordu. Hilofry biraz doğruldu ve Amelina'nın uzun saçlarını tutup havaya kaldırdı şimdi o güzel saçlar ipek gibi eline dağılmıştı. Tuttuğu saçları avuçları içinde sıkmaya başladı Amelina'nın saçlarından çıkan sulara hayretle bakıyordu bu kadar suyu nasıl tutmuştu bu saçlar, kendi saçları da uzundu ama bu kadar dolgun değildi, o büyüleyici bir kadındı ve eşi benzeri yoktu...