8.Bölüm

342 175 30
                                    

Sizi çok seviyorum.....

İyi okumalar....

----♡----

Tutalım yanılıp ateş ettiniz.
Şeker Ahmet Paşa'nın resimlerini
Eski hececilerin şiirlerini bir de.
Ben çok seviyorum siz de seviniz.

Kafamı şiir kitabımdan kaldırıp tatlı bir tebessümle omuzlarımı silktim.
-Seni sevdiğim kadar kimseyi sevmiyorum sanırım Cemal Süreya.

Tebessümü biraz daha genişlettim. Artık tüm dişlerim sergide gibi etrafa salak salak bakıyordum. İçimden geçirdim. "Sanırım delirdin Hayal. Yalnızlıktan kendi kendine konuşuyorsun."

Cemal Süreya ayrıydı benim için. Her kitaba değer verirdim aslında.  Meraktan bile olsa sayfalarını  karıştırırdım her zaman, her kitap ilgimi çekerdi. Hele de konu şiir kitapları olursa her şeyi bırakır okumaya koyulurdum. Ama... Cemal Süreya.... Babamın da anısından olsa gerek. Aşık gibiydim o adama.  Şiirlerini her okuduğumda ezbere bildiğim mısralar beni bir serüvene sürüklerdi hep. Aynı yerde aynı hayalleri kurardım yine. Bir daha dalardım hayaller âlemime. Kafamı kaldırıp dünyaya döndüğümde de bir moral bozukluğu olurdu. Çünkü dünyada çok kötülük vardı. Çok üzüntü vardı. Fazla... Ama kitaplar,şiirler....Asla kimseyi incitmezlerdi. Kimsenin hayallerine engel koymaz,kalplerini kırmazlardı. O yüzden hep kitaplara sığınırdım. O yüzden hep kitap okur, altlarını çizerdim. Belki bir gün dünyayı güzelleştirirler ümidiyle....

Saat ikindi vakitlerindeydi. Bugün her zamanki rutinleri yapmıştım. Kahvaltı,televizyon, biraz atıştırma vb. Ama artık cidden canım sıkılmıştı. Annem de kalktığımda evde değildi. Ve bir NOT bırakmıştı.

Kızım ben halangile gidiyorum. Sen dün biraz geç geldin malum. Hala uyuyorsun. Biraz daha dinlen diye uyandırmadım. Uyanınca masada hazır kahvaltın. İstersen gel sen de sonra. Seni seviyorum tatlım.

Annen.

Gözlerimi bir daha kitabımın yanında duran not kağıdına karşı devirdim. Tabi ki halamgile gitmecektim. Çok sıkıcı bir evleri vardı. Benden 4 yaş küçük ve liseye yeni geçmiş tam bir ergen kuzenim vardı. Hergün farklı erkek için ağlardı. Şimdi gitsem onu hiç çekemeyeceğimden gitmek istemiyordum. Çünkü eve girer girmez beni çığlıklarla karşılayıp kolumdan zorla odasına sürükleyip "Aaa bak noldu anlatmam lazım sanaaaa!!!" Diye kafamı şişirecekti. Onun için içimden tekrar gitmeyeceğime karar verip oturma odasına gitmeye karar verdim. Yarın okul vardı. Ve ben gitmek istemiyordum. O 2 pisliği göreceğim için moralim oldukça bozuktu.

Cansu da izin alamayacak günü bulmuştu. Evde gerçekten sıkıntıdan içim çıkmıştı.
Gelen bildirim sesiyle telefonu elime aldım. Her zamanki gibi Kaan'dandı.

Kaan'dan
•Aşağıdayım ve 10 dakkan var.

Mesajı okurken istemsizce kalktığını farkettiğim kaşlarımı indirirken hala mesajı idrak etmeye çalışıyordum.

Aşağıdayım..

10 dakkan....

Aşağıda...?

Yutkundum.

Kaan'a

•Fikrimi aldınız acaba Bay'ım. Belki ben gelmek istemiyorum.

Şuan telefona bakıp sırıttığına emindim.

Yazıyor...

Kaan'dan
•Ama sana bir süprizim var desem.
•Belki o tatlı kız gelmek ister;)

Kirli BeyazTempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang