Ara vermeden kitaba devam diyorum ve gizli kutunun sırrıyla sizi başbaşa bırakıyorum güzellerim .
Vote vermeyi unutmayın.
Sizi seviyorum
......eLVi....
"Bu ne lan?!"
Kamer çıldırıp elindeki kutuyu içindekilerle birlikte yere sertce attı.Delirmiş gibiydi.Bu kutuyu ve içindekileri Hazara kim,nasıl,ve neden göndermiş olabilir ki?.Bunun anlamını Kamer çok iyi biliyordu.Hemde çok iyi.
Hazar yerden kalkarak Kamerin yanına gidip kolunu tuttu ve "Sakin ol" dedi.Ama kendiside dediğinin Kamer için bir önem taşımadığını biliyordu.Kamer kolundan tutan Hazarı hızlıca itip kendini ofisindeki deri koltuğa attı.
"Bunun anlamını bilseydin, kaçmak için delik arardın kız çocuğu"
Hazar Kamerin dediğiyle tekrar ona taraf döndü ve yanına gidip oturdu.
"Buda ne demek oluyor?"
Kamer hızlıca Hazara döndü ve sinirle yanan gözlerini kızarmış gözlere dikti.Cehennemi yaşayan gözler sulu gözleri oldukca fazla korkutup yakıyordu.Adam resmen ölmeden cehennemi yaşatıyordu da haberi yoktu.
Belkide vardı.
"KANLI ZİNCİR VE TEK KANLI KURŞUNUN ANLAMINI BİLİYOR MUSUN?"
Hazar hayır anlamında başını salladı.İğrenç kokan o metal yığınlarını ne boka yaradığı ve ne anlam ifade ettiği hakkında ufak bir fikri bile yoktu.Ve sadece evine yanlışlıkla gönderilen gereksiz bir paket olmasını diliyordu.
"ÖLECEKSİN DEMEK APTAL! ÖLDÜRÜLECEKSİN DEMEK!!"
Kamer lafını bitirdiği gibi kalkıp tekrar yerlebir ettiği ofisinden cam bir şey bulup yere vurdu.Neydi bu başına gelenler.Hiçbirşey yokken başına bela almış Hazarı iğrenç şeylere bulaştırmıştı.Geçmiş tekrar mı yaşanıyordu yoksa?.
"Siktir" dedi ve Hazara baktı.Hazar oldukca korkmuş gibi gözüküyordu.Öleceğini zaten biliyordu ama böyle birşey yüzünden değil.Onun istediği sadece yaşlanmak ve çocuklarına açtığı kütüphanesini miras olarak koyup ölmekti.
Kurşun yarasıyla değil, eceliyle sanıyordu.
Kamer,Hazarı da korkuttuğunu görüyordu ama yapacak başka hiçbirşey yoktu.
Ne kadar korkabiliyorsa, o kadar korkmalıydı.Bu işin şakası yoktu!
Kamer hangi itin buna cüret edeciğini bilmiyordu.Ama öğrenecek ve o itin canını okuyacaktı.Onu bukadar sinirlendiren hiçbir itin uzun yaşama hakkı yoktu çünkü.Hemen Hazarın kolundan tuttu ve üstünü yoklamaya başladı.
Hazar şaşkınca Kameri izliyor, ne yaptığını anlamaya çalşıyordu.
"Hey, ne yapıyorsun sen?"
Kamer arayıp bitirdikten sonra düşündüğü şeyin olmamasına sevinip Hazara döndü ve "Üstünü arıyordum, şimdi sakin ol.Sana birşey olmayacak" dedi.Ardından hemen Hazarın kolundan sertce tuttu.Masasının üzerinde olan arabasının anahtarını aldı ve Hazarla birlikte odasından çıktı.Sekretere bakmadan "Odamı toplayın" dedi .Çalışanlar Hazara ve Kamere garip garip baksada onlar bunları düşünemeyecek kadar umursuzdular.
Kamer Hazarı ön koltuğa oturtup kendiside sürücü koltuğuna geçti.Ardından hemen evine doğru sürmeye başladı.İkiside sessizdi.Kamer bunu kimin yaptığını düşünyordu.
Hazarsa hiçbirşey.
O kadar fazla yaşmıştı ki, belkide bunun kaderin ona oynadığı bir oyun olduğunu,ve çokta fazla yaşayamayacağını düşünüyordu.Umrunda değildi, artık ne olacaksa olsun diye düşünüyordu.
YOU ARE READING
HÜKÜMDAR •|Büyük Adam|•
Teen Fiction"O kadar canım acımıştı ki, canım bile acımıştı bana." ¤Tüm hakları saklıdır
