Veda

6.2K 344 48
                                    

Erdem oturduğu yerden kalkarak "Onu seviyorsun" dedikten sonra Hazar da hemen ayağa kalkarak tam Erdem'in karşısında durdu.

"Onu sevmiyorum."

"Az önce onun herşeyin olduğunu söyledin"

Hazar yanlış anlaşılmanın verdiği utançla hemen bakışlarını aşağı dikti ve yanlış anlaşılan durumu açıklamaya başladı.

"O benim herşeyim. Çünkü onsuz tekrar kendimi terkedilmiş, dışlanmış gereksizin teki gibi hissedeceğim. Benim ondan başka kimsem yok."

"Yani onu sevmiyor musun?"

Hazar olumsuz anlamda kafasını sallayarak "Hayır. On sevmiyorum" dedi.

Kamer duyduklarından sonra derin bir nefes alıp eve geçti. Hazarı reddetmek zorunda kalmayacak olması gerçekten çok iyiydi

Çünkü eğer Hazar onu seviyor olsaydı muhtemelen canı çok yanacak ardından da çok geçmeden ölecekti.

Salona geçtiği gibi çıkmak için hazırlanan Yiğiti gördü.

"Gidiyor musun kardeşim?"

"Gidiyorum abi. Geç oldu."

Kamer Yiğite giderken Erdemi de almasını söyleyip kendi odasına çıktı.

Düşünmesi gerekiyordu.

Birkaç gün sonra pazartesi olacaktı. Yani Hazar universiteye gidecek ve kendi evine taşınacaktı. 

Kamer hayatında ilk kez böyle garip hissetmiyordu. 

Daha önce kıyamadığı, üstüne titrediği bir kadın olmuştu. O kadından sonra da hayatında hiçbir kadına yer kalmamıştı.

Tekrar aşık olabileceğini birisini sevebileceğini asla düşünmüyordu.

Sırtındaki bunca yükten sonra en güçlü duygu olan aşkın altından kalkamayabilirdi.

Birkez daha 'Herşeyini' kaybetseydi, asla ayağa kalkamazdı.

Eline her silah alışında gözünün önüne gelen o sahne, o acı hatıra silahın kullanılmadan inmesine olanak sağlamıyordu.   

Kamer oturduğu kanepeden kalkarak üstündeki kısakolluyu çıkarıp bir kenara attı. Bir ara gidip göğsündeki şu lanet dikişi söktürmeliydi ama ona bile ayıracak zamanı yoktu.

Aynanın karşısına geçerek kendi ateş gibi parlayan gözlerine dikti gözlerini. Her defasında çatık olan kaşları neden Hazara karşı gevşiyordu.

Her zaman sert olan çehresi neden onun yanında yumşuyordu.

Hiçbir fikri yoktu.

Tek bildiği şey kendini bu saçmalığa çok kaptırmasıydı. Bir ay önce Hazar diye birisi onun hayatında yoktu ve bir iki günden sonra  tekrar olmayacaktı. 

Onun için bu kadar endişelenmesi ve ona karşı bu kadar yumuşaması yersiz bir hataydı. Hazarın ondan korkması gerekiyordu. O sevilecek bir adam değildi. O korkulacak bir adamdı.

"Sen hiçbirşey haketmiyorsun " diyerek aynaya karşı fısıldadı.

Kendi yüzüne çarpan hırçın ve sinirli sesi damarlarının gerilmesine sebep oluyordu.

"Sen hiçkimseyi haketmiyorsun" diyerek tekrar etti.

Yaslandığı yerden elini çekip başına doğru götürdü. Günlerdir zonklayan başının ağrısı artık çok daha fazla artmıştı.

Gözünü kapattığı gibi karşısına gelen görüntü uyumamasını söylüyordu. Her gözlerini kapattığında karşısında beliren meleksi yüz ona ihanet etmiş gibi hissettiriyordu.

HÜKÜMDAR •|Büyük Adam|•Where stories live. Discover now