1-

62 1 6
                                    

1.BÖLÜM 'SEÇİM'

"siyah beyazız ikimiz, sarılınca renkleneceğiz"

Her zamanki alarmın sesiyle uyandım, ayaklarımı yataktan zar zor kaldırıp sarkıttım duvardaki saate baktığımda saat 07:09 idi geç kalmıştım bir hışımla yataktan kalktım üstüme çeki düzen verdim, ceketimi daha sonra da ayakkabılarımı giydim. Koşturarak bahçeye çıktım ve hemen biraz ilerideki banka bakıp derin bir nefes çektim içime, ordaydı bu 6 ay içerisinde hep bu bankta oturan siyahlar içinde duran adam, yüzünü hiç görmemiştim yüzü kapalıydı siyah bir maske vardı, sadece o kişinin adam olduğunu biliyordum, yavaş adımlarla banka doğru giderken rüzgar vücudumu yalayıp geçiyordu, banka yavaşça yaklaştım ve oturdum aradan on dakika geçmişti konuşmamıştık zaten bu altı ay içerisinde adamın sesini bile duymamıştım hiçbir zaman konuşmazdık sadece denizin kayalara vuruşunu izlerdik. Adamı çok seviyordum hatta aşıktım neden mi çünkü; onun sakinliği saatlerce burada oturup düşünmesi, benim erkek halim gibiydi çok sakindi ve bir keresinde yüzündeki maskeyi yavaşça sıyırıp gözlerinin altına getirip ateş mavisi gözlerini görmüştüm ve 'aşık' olmuştum. En sonunda pes ettim artık nasıl olsa hiç konuşmayacağız diyerek banktan kalktım tam bir adım atacaktım ki arkadan "otur" diye bir kadifemsi ses duydum bir hışımla adama baktım yüzündeki siyah maskeyi denize atmıştı, yavaşça adamın yanına oturdum ve yüzüne baktım. Gözleri ateş mavisi rengindeydi her kadını etkileyebilecek türdendi, kusursuz burnu, yapılı kaşları, adete özene büzene çizilmiş bir yüz yapısı vardı çok hafif kirli sakalları onu karizmatik yapıyordu eşit şekildeki dudakları vardı adam yunan tanrılarını kıskandırabilecek türdendi. Adam konuşmaya başladı "ateş" dedi ağzımdan bir "ha?" edası kaçmıştı, adam bu durumuma güldü inci dişlerini gösterip gözlerimin bayram etmesine izin verdi. Adam tekrar konuştu "ateş yani ismim" dedi "kızıl ben" dedim, adam konuşmasına devam etti devam etti "neden buradasın?" diye sordu bende hiç yalan söylemeye gerek duymadan "senin için" dedim adam verdiğim cevaptan memnun kalmış olacak ki bana gülümseyerek döndü elini yavaşça elime koydu ve sanki dokunduğu yer yanmaya başladı, gözlerim fal taşı gibi açıldı, şu anda ne yapacağıma daği en ufak bir fikrim yoktu. Adam yavaş yavaş yaklaşmaya başladı ve tam dudak hizamda durduğunda nefesim onun nefesinde karışırken o ani bir hareketle dudağını benim kulak hizama getirdi ve şunları fısıldadı "olmamalısın" deyip geri çekildi ben adama anlamayan gözlerle bakıyorken adam yavaş hareketlerle banktan kalktı arkasını dönmüş giderken ona seslendim "ateş" dedim ve devamını getirdim "gitme" adam arkasını döndü "gitmemem için herhangi bir sebep söyle" dedi adam cümlesini bitirir bitirmez cevap verdim "seni seviyorum" dedim der demez de bu dediğim şeyle kendim bile afallamıştım, adam bir süre gözlerime baktı ve belki de hayatımı değiştirecek o kelimeleri söyledi "düş önüme ufaklık" deyip elini uzattı koşturarak yanına gidip elini hızlıca kavradım ve adamın konuşmasını dinledim "bana güveniyor musun ? Eğer güveniyor isen sana vereceğim şeyi içmen lazım" deyip elini ceketinin iç cebine atıp minik bir şişede şeffaf, su gibi bir sıvı vardı ilk başta tereddüt etsem de en fazla ne olabilir deyip sıvıyı kafama dikmiştim, içtikten on saniye sonra her şey birden kararmaya başladı ve ben bilmem kaç yüzüncü kez karanlığa karşı pes edip onun kollarına kendimi bıraktım...

ADAM & KADINWhere stories live. Discover now