4-

34 1 0
                                    

BÖLÜM 4 'ADAMIN GÖZÜNDEN ANLATIM'

"Ne kaybedebilirim ki seninle? Kaybedecek neyim var ki"

Hızlı bir şekilde kadının arkasından gittim kapıyı açıp ormana baktım uzaktaki bankta dalmış bir şekilde oturuyordu, yavaşça yanına gelip banka oturdum, geldiğimi bile fark etmemişti, yavaşça önüne gelip elini tuttum "sanırım beni seçtiğine pişmansın" dedim. Gözlerini açtı gözlerime dikti ve "seçim, piyano gibidir, sen doğarsın ve önüne bir sürü yaşama seçimi verilir, piyano örneği verdim çünkü, her bir nota farklıdır, sesleri bir birine benzer ama aralarında çok fark vardır, o seksen sekiz seçimden sadece bir tanesini seçebilirsin ama kötü olan da şu, bir daha asla seçemezsin; piyanoyla müzik yapabilirsin, çok güzeldir müziği ama, o müziğin güzel olması için başka notalara da ihtiyacı vardır, senin yanında kimse yok hayatını tek başına ve kötü yaşıyorsun ve aniden hayatına birisi girer birisi daha birisi, birisi ve birisi...sen onlarla hayatın güzel yanlarını öğrenirsin ya sen onlara yada onlar sana ayak uydurup o güzel müziği yaparlar, bazıları çıkar hayatından ama elbet birisi kalır ve sen o birisiyle hayatına bir sürü seçim şansı gelir, onunla ve o seçimlerle hayatını devam ettirirsin. Sonuç; hayat piyanoyla müzik yapmaya benzer, tuşlar senin elinde" deyip derin bir nefes aldı, söyledikleri etkileyiciydi pür dikkat onu dinliyordum "yani sen benim hayatıma bir sürü seçim şansı getiren o özel kişisin" dediğinde yüzümde içten bir gülümseme oldu, yavaşça ona doğru yaklaşmaya başladım nefeslerimiz birbirine karışıyordu tam daha fazla yaklaşacakken , eliyle beni yavaşça kendinden uzaklaştırıp banktan kalktı ben daha ne olduğunu kavrayamazken, kızıl eve doğru gitmeye başladı kapının önünde durdu sonrada bana dönüp "sınır ihlali yapıyorsun" deyip göz kırpıp evin kapısından içeri girdi. Bende gülmeye başladım ve banka oturdum, o güzel kokusu bile banka sinmişti.

Gözlerimi bir çığlık sesiyle araladım, ne yapacağımı bilmez halde ayağa kalktım, koşturarak Kızıl'ın odasının önüne gittim kapıyı açtım oda da kimse yoktu iyice bakındım yerde büyük olmasa da kan izleri vardı, birkaç küfür mırıldanarak yere bakmayı kestim ve koşturarak merdivenlerden inip bahçeye çıktım, birkaç saniye geçtikten sonra gene o çığlık duyuldu, bu Kızıl'ın sesiydi, koşturarak çığlığın geldiği yöne doğru var gücümle koşturdum, sonra durdum, nerede olduğumu kavramaya çalıştım, bir dal kırılma sesi duyduğumda o tarafa doğru kafamı çevirdiğimde, donmam bir oldu, Kızıl sanki iki kişi kollarından tutuluyormuş gibi sürükleniyordu "yardım et!"

Gözlerimi bir hışımla açtım "ah lanet olsun rüyaymış" diyerek kalktım, gerçekten de korkmuştum, etrafıma bakındım, yataktaydım, ne zaman yatağa gelmiştim ki ben, çok fazla üstelemedim. yüzümü yıkamaya lavaboya gittim, aynada kan lekeleri vardı, gözlerimi hızla açıp kapatıp tekrar aynaya baktım, bu sefer yoktular. Yüzüme birkaç defa su çarptıktan sonra işlerimi halledip lavabodan çıktım. Kıyafetlerimi giyinip odamın kapısından çıkıp Kızıl'ın kapısının önüne geldim, endişe ile kapıyı çalmadan direk odaya girdim, girmem ile çok sert bir şekilde yutkunmam bir oldu şu anda Kızıl neredeyse yarı çıplak bir şekildeydi; üzerinde sadece göğsünden basen kısmını kapatan ultra mini bir havlu vardı, bacaklarından su damlacıkları damlıyordu, saçlarını narin bir şekilde kurutuyordu, ben ona bakarken beni fark etti ve telaş içerisinde havluyu sıkıca kavradı şaşırmış gözlerle bana bakıyordu, beyaz teni şu anda kıpkırmızıydı, kafamı hemen başka yöne çevirdim "özür dilerim seni fark etmemiştim" diyerek hızlı adımlarla kapıdan çıktım 'bu kadın bana ne yapıyor böyle' diye kendi kendime düşündüm...belki de saf, temiz, gerçek, masum, aşk vardı...

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: May 19, 2018 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

ADAM & KADINWhere stories live. Discover now