IX. YIKILAN KRALLIK

5.1K 541 115
                                    




İyi okumalar dilerim.
Lütfen satır arası yorumları unutmayalım.

 Lütfen satır arası yorumları unutmayalım

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.



IX. YIKILAN KRALLIK

Lana Del Rey - Cinnamon Girl
Breaking Benjamin - Without You
Nickelback - How You Remind Me

♟️



Korku, acımasız ve aniden kanına sızan bir duyguydu.

Hissettiğim ve yaşadığım şoku tarif edecek kadar geniş bir kelime dağarcığına sahip değildim. Özen ile birleştirdiğim yapbozumun bütün parçaları teker teker dağılıyordu. İçinde bulunduğum kaosun ortasında kaybolmak üzereydim. Şehrin üstüne çöken karanlık beni yutacaktı, biliyordum. Kafese kapatılmış bir kaplan olarak tasvir edebilirdim kendimi. Hırçınlığımı kuşanmış olsam da sakinliğim beni gölgeliyordu. Her an kafesimden kurtulmak için büyük bir savaşa girecek gibi hissetsem de bunu yapacak gücü kendimde bulamıyordum. Dermansız bir hastalığa kapılmıştım. Şifa bulabileceğim herhangi bir şey yoktu. Birinin beni düştüğüm çukurdan çıkarmasını arzularken kimsenin bana dokunmasını istemiyordum. Azrail'in gölgesi, kırmızı bir çizginin üstünde dikkat ile bana doğru yürürken düşmesini dilemekten başka elimden bir şey gelmiyordu.

Önümden geçip giden insanlara boş bir ifadeyle baktım.

Pelin'in yatağında yatan yabancı tekrar aklıma düştü. Kestaneye çalan saçları iki yana saçılmıştı. Kız, İlayda'nın öldüğü gece giydiği elbisenin aynısını giymişti. Hayır, aynısı değil. O elbise, İlayda'nın olmalıydı. Öyle ki o gece taktığı kolye bile boynunda duruyordu.

Polisler oradan oraya koştururken tanımadığım genç kızın ölü bedeni odadan çıkartılmıştı. Komiser Kemal, öfkeli ve aynı zamanda endişeliydi. Herkesin aklında cevap bulamadığı sorular vardı. Bu kız kimdi? Katil neden onu öldürmüştü? Ve benim için en önemlisi, Pelin hangi cehennemdeydi?

Bakışlarım belediye başkanıyla konuşan Karan'ı buldu. Karşısında önemli bir insan yokmuş gibi çıldırmıştı. Bağırmadan duramıyor, adama işini doğru yapmasıyla ilgili tehditler savuruyordu. Öfkesi alev alan kehribar rengi gözlerine yansımıştı. Ona doğru yaklaşan emniyet müdürünü fark ettiğinde adamın üstüne yürümeye kalktı lakin babası araya girerek oğlunu tuttu.

Önüme düşen saçları savururken yanıma yaklaşan kişiyle boş bakışlarımı ona çevirdim. Seren en az benim kadar yıkılmış görünüyordu. Aldıkları haber ile akademinin yolunu yarılayamadan Devrim ile geri dönmüşlerdi. Benim gördüğüm sahneyi izleme şerefine erişemediği için onu şanslı sayıyordum. Sadece polislerin anlattığı kadarını biliyordu. Benim ise aklımdan çıkmayan ölü bir kıza ait bir çift ela göz ve ölü bedeni vardı. Onu tanımıyordum fakat onu tanıyor gibi üzülmüş ve yıkılmıştım. Benim yaşlarımda olmalıydı. Ve uzman bilirkişi olmasam da bedenin halinden bir süredir ölü olduğunu anlamıştım.

KAYIP MELEKLERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin