17

877 54 313
                                    

Yarın karneler alınıyo yaşamasınnnn çünkü şerefsiz hocalar haketmediğim notlar vermişşşşş. Ulan kadın bana Aferin diyo ve sözlülere bi bakıyoruz 80 80 80 projeye kapaklı bildiğiniz defter gibi bişey yapiyorum ona da 85 veriyoooo çok güzelll.  Ama en saçması ben fen projemi hocaya teslim etmedim sadece gösterdim kadın bana 100 vermiş gerekmiyo zaten notlarım iyi ama niye projemi vermediğim halde 100 veriyo amk anlamadım sksjsjsjks
Ve ortalamamı bir gururla söylüyorum 88.5..... bilmem ne evet bu not bana giriyo ayrıca bi şu Azra'dan kurtulamadım hep ortalamamız aynı ya sinir oluyorum
Eminim sizin notlarınız daha iyi. Eğer bi hoca yüzünden ortalamanız berbat geliyosa sövün yorumlarda sövün lan wip küfürü bir sonraki bölüm kullancam ya gerçekten

DIPDIPIMDEN

Bill'in ardından ayağa kalktım ve elimi yanağına koydum koyduğum gibi bileğimden tutup elimi fırlattı. Gözlerimden yanağıma akanyaşları elimin tersiyle sildim. Son kez acınası şekilde baktıktan sonra üstünü giyinip çıktı. Bende arkasından çıktım. Sandy mutfakta elinde kaseyle bize bakıyodu
"Günaydın baba ve şeytan peder" dedi ve göz kırptı
"Siz kimsiniz?! ben buraya nasıl getirtildim?!" Diye kükreyince Bill Sandy tırsmıştı biraz
"Şaka falan mı?" Dedi Sandy anlamaz şekilde. Kafamı sağa sola sallayınca tek kaşı havada yüzünde şaşkın ifadesi ile bakmaya devam ediyodu
"Yoksa sen öldün mü?" Diye soru yöneltince Sandy 'Ne diyon şakanın sırası değil' der gibi bakmıştım evet bakışarak artık konuşuyoduk
"Yani demek istediğim bi şeytanın hafızası sadece güçleri alınınca silinir galiba sen öldün ve güçlerini vererek seni kurtardı" dediğinde aklımda bunun gerçek olma olasılığı ile olmama olasılığını tarttım. Zaten bişey normal mi ki bizde tabi bu da doğru olcak
"Sence ben nerden hatırlayabilirim?" Dediğimde beni dinlemememişti galiba çünkü bişey düşünüyodu
"Will amcaya gidelim" tam ağzımı açtım konuşcaktım ki göz ucuyla Bill'e baktım ama yerinde yoktu. Kapının çarpılma sesine bakılırsa gitmişti. Peşinden koşup kapıyı açtığımda kapının önünde oturmuş bekliyodu. Arkasından omzuna dokunduğumda ayağa kalktı ve gözlerime baktı
"Neden burda oturuyosun?" Dediğimde ellerini ceplerine koymuş sağı tarafına kısık gözlerle bakıyodu
"Nerde olduğumu bilmiyorum... daha doğrusu evim nerde onu bile bilmiyorum" dediğinde kolundan tutup içeri çekmiştim o da itiraz etmeden peşimden gelmişti
"Will nasıl yardımcı olcak" dediğimde Sandy'e bana doğru geldi ve kulağıma eğildi
"Will amca orda sadece bi piskiyatris gibi sizi dinlicek yani görsel amaçlı. Sadece senin geçmişi ona hatırlatman gerekiyo o da hatırlar zaten eski haline çabucak döner" elimde hissettiğim elle Bill'e baktım ve elimi tutup parmaklarını parmaklarım arasına geçirdiği elimize baktım ve sırıttım
"Hiç öyle bakma bana sahip çıkcaksın nedensiz yere bi güven var içimde sana karşı" dediğinde sırıtmam yayıldı. Üst kata çıktık. Ustümü değiştirmem gerekiyodu ama pesimi bırakmıyodu. Elimi elinden ayırdığımda meraklıca bakmıştı
"Üstümü değiştircem ya dışarı çık yada arkanı dön olur mu?" Dediğimde arkasını dönmüştü. Peki sorun yok. Giyiniceğim şeyleri gardroptan seçtikten sonra elimi t-shrtümün eteklerinden tutup kaldırdım boğazıma kadar tam kafamdan sıyırarak çıkarcakken Bill bana dönmüştü ama beni görünce dönmesi ile geri dönmesi bir olmuştu. Hızlıca üstümü değiştim. Yanına gittiğimde yüzü kızarmıştı ve gözlerini kaçırmıştı. Kapıyı açıp dışarı çıktım merdivenlerden indim ve dış kapının önünde durdum. Bill de peşimden kuyruk gibi geliyodu.
"Tatlım hadi gidelim" Sandy'e seslendiğimde hemen yanımda bitip kapıyı açıp çıkmıştı. Arabaya bindiğimizde kimseden ses çıkmıyodu sadece radyo çalışıyodu. Arabadan indikten sonra tam yüricektim ki elimi birisi tutup kendine çekti. Başımı çevirdiğimde Bill olduğunu farkettim ona yaklaştım ve tam dibinde durdum
"Biz nerdeyiz?" Diye sordu meraklıca hiçbirşey hatırlamıyosan bari kardeşini hatırla
"Kardeşindeyiz" dediğimde bana uzaylıymışım gibi bakıyodu. Tereddütle yaklaştım ve dudaklarımı onun dudaklarına bastırdım. Itmedi aksine o yönetti. Şaşırtıyodu hiçbişey hatırlamıyo ama öpmeme izin veriyo. Ayrıldığımızda biraz nefesini düzeltmeye çalıştı sonra tekrar öpmeye kalkışınca bizi birinin sesi kesti
"Çok tatlısınız babalarım ama yiyişmenin sırası değil"  dediğinde Sandy ayrıldık.  Bill'in yüzüne baktığımda biraz kızarmıştı. Kapı açılınca içeri geçtik bizi salonda bi koltuğa yerleştirdiler ve Sandy Will'i mutfağa götürdü galiba herşeyi açıklicaktı. Bill'e baktığımda elimle oynuyodu
"Bill ne hatırlıyosun geçmişe dair?" Dediğimde elimi bırakıp omuzlarımdan bastırıp koltuğa yatırdı ve üstüme çıktı
"B-bill burda olmaz" her ne kadar onu ikna etmeye çalışsamda beni öpüyodu tutkulu ve sert bi şekilde. Itemiyorum çünkü gücüm yetmiyo. Ayrıldığında derin nefesler alıyoduk. Dudaklarımın şiştiğini hissediyorum. Tekrar opmeye başladığında bu dahada yavaştı. Dudaklarımdan ayrıldığında boynuma indi
"Bill olmaz burda evde değiliz" her ne kadar uyarsamda dinlemiyodu beni. Boynumu emdiğini hissediyorum ara ara dil darbeleri ile. Tahminimce bikaç morluk bıraktı
"Ah~ Bill kalkarmısın üstümden? Geliyolar ayak sesleri geliyo" dediğimde üstümden kalkmıştı
"Bizi hiç mi rahat bırakmicaklar?" Dediğinde sesi masum bi çocuk gibi çıkıyodu. Cok tatlı masum olunca
"Evde değiliz burda olmaz tabi rahat bırakmazlar şu sorunlar çözülsün o zaman belki" biraz utanarak demiştim bunu. Birden kapı açıldı
"Ön sevişmeniz bittiyse girelim artık sizi bekliyoruz" dediğinde Sandy ineleyici konuşuyodu. Bu kızın eline koz verilmez her fırsatta batırmak için kullanıyo
"Gir şu içeri napıcaksanız yapın işte" dedi Bill sinirliydi ya bölünmekten hoşlanmadı ya da Sandy'nin iğneleyeici laflarından hoşlanmadı. Tam karşımıza tekli koltukalrı çektiler ve oturdular. Sandy bacak bacak üstüne atarak otoriter durmaya çalışıyodu. Ki başarılıda oluyodu
"Evet beyler neden burdasınız biliyosunuz-" sözü Bill tarafından kesilmişti
"Sadede gel!" Öfkesi sesinden belki oluyodu
"Acele etmeyelim. Geçmişe incez baba ilk çıkmaya başladığınız vakitleri anlatırmısın?" Dediğinde Sandy bana dediğini daha yeni yeni idrak ediyodum
"Peki:

-şu an Dipper anlatıyo ama kalın yazmicam normal yazcam yani bu normal bi olay ama siz Dipper anlatıyo diye bilin. Kitap uzasın diye bi süre geçmişe incez-

Dolabımdan kitapları alırken koştura koştura Mabel yanıma geldi
"Noluyo?" Arkama geçti ve ürkekçe omzumun üstünden baktı hafifce titrediğini hissediyodum
"O. Dipper geldi" bide isim verse ben nerden anlicam. Ona anlamsızca baktıktan sonra bakışlarımı önüme çevirdim. Sarışın sarı gözlü bi oğlan
"Tanışıyomuyuz?" Diye bi soru yönelttim soğukça bakıyodu arkamdaki Mabel'a. Sonunda beni umursayınca yüzüne bi sırıtış yayıldı
"Görüşmeyeli büyümüşsün" çocuktan mantık fışkırıyo resmen
"Her zaman aynı kalcak değilim" dediğimde kahka atmaya başladı. Bayık gözlerle ona baktım
"Komikmişsin herneyse tanışalım Bill" elini uzattığında tereddütle sıktım
"Dipper" kısa ve net cevap verince arkamdaki Mabel'a baktı
"Sadece özür dilicektim niye kaçıyosun" nolmuştu ki bunların arasında. Tek kaşım havada ikisinede baktım
"Ha şey ya bi arkadaşımla karıştırdım onu omzuna dokundum kolumu tuttuğu gibi çevirdi sonra kaçtı bende peşinden gittim özür dilemek için" şimdi olaylar açıklığa kavuştu
"Niye durduk yere insanların kolunu çeviriyosun unutmadım benim kolumuda bu sabah çevirdin hala acıyo" dediğimde arkamdan kıkırdadı
"Herneyse ben sınıfa çıkıyorum" saate baktığımda zilin çalmasına 1 dakika kalmıştı ve sınıf ise üst katta
"Seyyy 12/D nerde acaba?" Aynı sınıftayız demekki
"Mabel sen sınıfına geç hadi. Gel benimle aynı sınıftayız" dedim ve merdivenlere yaklaştım ve bilin bakalım merdivenlerde kim oturuyo Maria ve çetesi
"Pist bak bi" takmadan yukarı çıkmak istiyodum ama merdivenlere yayılmışlar
"Sağırmısın baksana?!" Ayağa kalktı ve kolumu tuttu baygın gözlerle kolumdaki eline sonra yüzüne baktım
"Sağır olsaydı senden akıllı olmazdı tatlım şimdi söyle o orospularına yolu açsın sende o sevişirken oğlanların sırtını çizdiğin tırnaklarını onun üstünden çek" arkamda konuşan Bill'e baktım kaşları çatılmıştı sinirliyken tatlıydı
"Sen ne diyosun be!" Elini kolumdan çekti ve ona yöneldi. Dibine kadar gelip durdu. Durduğu sırada zil çalmıştı
"Diyorum ki sataşma bunu anlamicak kadar salaksan benim suçum değil" dedi yine Bill ellerini göğüsünde birleştirirken Maria da ellerini beline koydu
"Yenisin belli şanımı duymamışsın" dedi Bill bu sefer baygın bakmaya başlamıştı
"Duymaz olurmuyum duydum tabikide götü kalkık orospu diye" bu lafıyla kıkırdamamı tutamamıştım. Bütün gözler bana çevrilmişti
"Gel buraya. Ona laf geçirsende siklemiyo boşa kürek çekiyosun" elimi Bill'e elimi uzattım o da tuttu. Kızlar oturduğu yerden kalkıp Maria'nın arkasına dizildi. Yukarı çıktığımızda sırtım duvarla buluştu
"Teşekkürler Mabel bile bu kadar ileri gidemedi beni ona karşı korumak açısından. Ne dicektin?" Dediğımde elini başımın yanına koymuştu yavaşca yaklaşıyodu. Tam öpcekken elimi koydum dudaklarımızın arasına. Geri çekildi
"Üzgünüm Bill daha seni tanımıyorum" diye açıklama yaptığımda buruk bi gülümseme yerleşti dudaklarına
"Üzgünüm hata bende kendimi tutamadım" bi elini tuttum ve elimi çenesine koydu. Sağa dönmüş başını bana çevirdim o bal sarısı gözlerine bakıyodum ve midemde kelebekler uçusmuyo değildi
"Sorun yok.... eğer senin için sorun olmicaksa tanışabiliriz" dediğimde gözlerinin parıldadığını gördüm kocaman bi gülümseme vardı yüzünde
"Neden olmasın? Hatta okul çıkışı bi kafeye falan gidellim mi?"  Dediğinde kücük bi şekilde kıkırdadım
"Olabilir ama önce eve gitmem gerek amcamı telefonda ikna edemiyorum"
"O zaman seni eve bırakiyim sonra birlikte güzel bi kafeye gideriz" kafamı yukarı aşşağıya salladım
"Derse gircez mi? Kaç dakka kaldı?" Dediğinde saate baktım 35 dakikadır biz napıyoruz 5 dakika kalmış
"Beş dakika girmeyelim zaten hoca almaz" merdivenlere oturmuştu bende yanına oturdum
"Numaranı söylesene" telefonu elinde bana bakıyodu
"XXXXXXXXXXX" numaramı kaydettiğinde bikere çaldırıp kapatmıştı. Telefonu elime aldım ve ismini kaydetmek için tıkladım. Ne diye kaydetceğimi düşünürken gözlerime boynundaki üçgen kolyeye takıldı ben de 'Doritosum' diye kaydettim
"Kolyen... ilgimi çekti" dediğimde boynundaki kolyeye baktı
"Ah o mu arkadaşım verdi... sendede var" dediğinde boynumdaki çam ağacını kasteddiğini anladım
"Mabel doğum günümde vermişti" dediğimde kendi kolyesini boynundan çıkarmıştı ona sorgular gözlerle bakarken bana elini uzattı
"Çıkar onu bi" dediğinde terddütle boynumdan çıkardım. Bana uzattığı eline kolyeyi bıraktım
"Napıyosun?" Dediğim kendi kolyesini uzattı bende elime aldım
"Sende bunu tak" dediğinde elindeki kolyeyi alıp taktım
"Bundan sonra ben bu çam ağacını takcam sende o üçgeni eğer çıkarırsan bitmiş demektir" sırıttım o zaman bu hiç boynumdan çıkmicak gibi~...

Devam edicekkkk -^-^- şu minnoş emojiye bak ya

"Hamilesin Galiba!"~Billdip~Onde histórias criam vida. Descubra agora