48-B-Dönüm

27 2 0
                                    

Şehre doğru yaklaşırken Eylül 'ün "İyi misin ?" Sorusu üzerine gözlerimi üzerine yönelttim.  Gözlerimi kapatıp açtıktan sonra burun deliklerimden yanarcasına  nefes aldım.

" Merak ediyorum Ekim. Bunu daha kaç kere soracaksin?"

Bana anne bakışı attıktan sonra parmaklarıyla direksiyonda ritim tuttu. " Sen iyi olana kadar..."

Bedenimi yarı dönük halde yüzümdeki tokat acısını unutarak sırıttım." E iyiyim diyorum yine soruyorsun."

"Cevapta da üstüne yok maşallah. "

Kahkaha patlatarak arkama yaslandım."Acaba kimin arkadaşıyım canım. "

"Benim...."dedi güldü. Sonra devam etti. Alt dudağını dişlerinin arasında ezerken yola baktı. " Ne yapacaksın? "

Son bir saattir kafamda dönen soruyu Ekim nihayet sordu. Ne yapacaktım. 

"Bilmiyorum. Düşünmedim. Karar vermedim." Kararsızlıkla dolu cümleler ağzımdan dökülüverdi.

" Yani ağırlık olarak düşüncen ne yönde? "

" Tam olarak düşüncem Kayseri sınırları dışına çıkmak. Bu konuda düşüncem kesin. Bir daha geri dönmemek,  hatırlamamak,  hatırlanmamak üzere gitmek." Şu an aldığım bir karardı.  Yoksa üzerine düşünülmüşlüğüm yoktu. Rahatça nefesimi bıraktım.

Işıklarda  dururken tamamen yüzünü bana çevirdi. "Mersin'e mi? "

Öndeki arabalara bakarak konuştum. "Orda kararsızım. Gerçekleri bizimkilerin bilmesini istemiyorum. Yıkılırlar. Ümit ve Derin'i düşünemiyorum. Bu kötüluğü  kardeşlerime yapamam."

Tam bir bunalım çaresizlik içinde bocalıyorum.  Fakat tek çıkış yolda yok.

Tekrardan arabayı çalıştırırken
" Bende senin gidişine izin vererek sana kötülük yapamam. Biliyorsun değil mi? Geçen sefer ki gibi seni otogara bırakmam." dedi. Ekim'in yanımda olması onun varlığını hissetmek tarif edilemez bir his.

Sonra tekrar Kayseri, o adam aklıma gelince umutsuzca durdum.

"Ne yapacam ki burda. Gidecek yerim yok. İşim de yok. Beni buraya bağlayan birşey yok."

Bozulmuş gibi gözlerini devirdi.

" Birincisi ben varım. İkincisi   kalacak yeri bana bırak. Üçüncüsü iki hafya sonra üniversite açılacak. "

Hemen çıkıştım.

" Ekim bak ben sizinle aynı evde yaşayamam. Yani annenlerle... beni yanlış anlama. Bilirsin sizinkiler  benden haz etmediler."

Hızlı konuşmama kahkaha attı.

"Manyak zaten bizimle  yaşamayacaksın ! Poyraz iki günde evi basar.."

Buz lordunun ismini duyunca kan resmen beynime sıçradı.

"Ekim!!! "

Gülümseyerek " Efendim papatyam " dedi.

"O ismi bir daha telafuz etmesen yanımda. "

Cadde arasında gezinirken " Peki. Nasıl istersen. Ama netlik kazanması adına ilerde konuşmanız gerekecek. " dedi.

"Biliyorum. Daha sonra konuşalım. "

Başımdan atmaktı niyetim. Yoksa zaten bu konuyu konuşmamaya niyetli idim.

Aradan geçen sessiz dakikaların ardından sessizliği bozan Ekim oldu."E şimdi ne yapıyoruz? "

Sol elimi kaldırırken dudak büzdüm."Bilmem. "

BUZ LORDUHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin