15. Bölüm

5.5K 271 18
                                    

İyi okumalar :)

Victoria

Uyandım ve telefonumu kontrol ettim. Luke'tan mesaj verdi.

'Günaydın canım :) '


Ne kadar da tatlı. Sanırım berbat bir haftaya başlamanın en iyi yönü buydu.Günlük rutin işlerimi yaptıktan sonra birlikte okula gitmek için Luke'u bekledim.

Kapı çaldığında kalkıp açtım. Tabi ki Luke gelmişti.Gülümsedi ve bana sarıldı. Sonra da okula doğru yürümeye başladık. Yol boyunca Luke bana bakıyordu.

"Ne?" dedim kıkırdayarak.

"Çok sevimlisin." dedi ve gülümsedi. Ellerimiz hala birbirine kenetliyken kızarmama engel olamadım.

Okula yaklaşınca kaşlarımı çattım ve elimi Luke'un elinden çektim.

"Üzgünüm." dedim yavaşça.

Okula girdiğimizde tüm gözler üzerimizdeydi tamda korktuğum gibi.

Bi grup çocuk yanımızdan geçerken içlerinden biri sahta öksürüğünün arasında bana sürtük dedi. Luke gerildi ve yumruğunu sıktı.

"Luke..." diye fısıldadım sakinleşmesini umarak.

Kafasını salladı ve kitaplarını aldı. Bende kendi kitaplarımı aldım. O sınıfa doğru gitmezken ben doğru sınıfa gittim.

Sırama oturduğumda iki kız hemen yanıma geldi.

"Oldukça cesursun." dedi ilk kız.

"Ne?" diye sordum.

"Tyler'ı Luke'la aldatmak... Çok cesurca bir hareketti." dedi ikinci kız.

"Ah, Tyler'ı aldatmadım."dedim sakince ikinci kıza sinirlenmeme rağmen.

"İnkar ederek sadece kendini daha fazla orospu yapıyorsun, sa-" sözü kesildi.

"Onu yalnız bırakmalısınız. Çünkü böyle bişey olmadı!" diyen Calum yanlarına geldi.

Gözlerini devirdiler ve sıralarına geçtiler.

"Teşekkürler..." dedim sessizce.

"Siz ikinize yapılanlar için çok üzgünüm." dedi.

"Çok önemli değil." dedim sahte bir gülümsemeyle.

Ama aslında çok önemliydi. Tüm okul erkek arkadaşımın yanı sıra başkasıyla beraber olduğumu ve sonra da ayrıldıktan sonra ona gittiğimi düşünüyor.

Kafamı kaldırdığımda Luke yüzü ve eli kan ve kesik içinde sınıfa giriyordu.

"Ne oldu?" diye sordu Calum.

"Tyler kız arkadaşını çalmamın intikamı olarak beni dövdü." diye cevapladı.

Zil çaldığında sınıfta yavaşça doluyordu.

Öğle arasında dolabıma gittiğimde Luke'u hiçbir yerde görmemiştim.

Michael yanıma geldi ve benim dolabımın yanındaki dolaba yaslandı.

"Eğer hakaret yemek istemiyorsan insanlar bizim konuştuğumuzu görmeden gitmeni öneririm." dedim kitaplarımı dolaba atıp kapağını çarparak kapatırken.

Gözlerim dolmuştu fakat gözyaşlarının akmasını reddettim.

"Hayır, Vic." dedi ve beni çekip sarıldı.

"Bak, orospu çoktan başka birinin kollarına atmış kendini." dedi biri yanımızdan geçerken.

"Çenenizi kapayıp siktir olun." dedi Michael ve onları görmezden geldi.

Bununla başa çıkamadım ve bir kaç gözyaşı aktı gözlerimden.

Michael bana baktı "Hayır, hayır Vic. Burada olmaz, hadi gidelim."

Bileğimi tutup beni peşinden sürükledi. Kullanılmayan bir koridora gittik. 

"Vicky lütfen ağlama. Kahrolası dedikoduların ne kadar boktan ve çekilmez olduğunu biliyorum ve olanlarlar için üzgünüm." dedi ve bana sıkıca sarıldı. "Lütfen ağlama."

"Bu sabah Tyler Luke'u dövdü." dedim.

"Dalga mı geçiyorsun? Bunun üstünden çok zaman geçti." diye cevapladı.

"Ondan ayrılarak büyük hata yaptım." dedim.

"Hayır Vic hata değildi sadece onun piçliğiydi." diye cevapladı "Okul perşembe günü kapanıyor çok fazla kalmadı."

Başımı salladım. Bana yardım eden arkadaşlarım vardı ama hala inciliyordum.

"Eşyalarımı almak için sınıfa gitmem gerek." dedim.

"Seninle geliyorum." diye cevapladı.

"Gelme. Seninde bunun içine sürüklenmeni istemiyorum." dedim yürüdüm.

İç çektiğini duydum ama duymazdan geldim.

Okul sonunda bittiğinde eşyalarımı hızlıca çantama attım. Dışarı çıkmadan önce hızlıca koridordan çıkmaya ve bana kötü kelimelerle seslenenleri duymazdan gelmeye çalışmıştım.

Park alanında arabasında yanında Calum'la birlikte oturan Ashton'ı farketmiştim. Onları görmezden gelip yürüdüm. Şu an etrafımda birilerinin olmasını istemiyorum.

Arabanın kapısının çarptığını ve adımın söylendiğini duydum.Sadece beni yalnız bırakmalılar.

Arkamı döndüğümde Calum bana yetişmişti. Okuldan ne kadar uzaklaştığımı farketmemiştim.

"Noldu Calum?" dedim.

"İyi misin?" diye sordu.

"Hayır. Hayır değilim Calum. Neden olayım ki!" dedim birden.

"Üzgünüm." dedi ve bana sarıldı.

"Sadece git ve çocuklarla takıl, bende eve gideceğim bişeyler yapar mıyım bilmiyorum yalnız kalmaya ihtiyacım var." dedim.

"En azından seninle birlikte yürüsem?" diye sordu.

Başımı salladım "Peki." 

Evime ulaştık ve Calum'a veda ettim. Odama gittim ve laptopu açıp bir sürü nefret mesajı aldığım facebookta takıldım. Yaklaşık yirmi dakika sonra zil çaldı.

Alt kata indim, yanağımdaki gözyaşı izlerini silmemiştim. Önemli değildi büyük ihtimalle yalnız kalmak istediğimi söylediğim halde çocuklardan biri gelmişti.

Kapıyı açar açmaz "Yalnız kalmak- James?"

Umarım beğenmişsinizdir. Oy ve yorumlarınızı bekliyorum :)

Friends or More? // Luke Hemmings (Türkçe)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin