Friends or More? // Luke Hemmings (Türkçe)

33. Bölüm

İyi okumalar :)

Victoria

Yarın EP yayınlanıyordu, aslında bu gece ama gece yarısından sonra olduğu için yarın oluyordu. Neyse. Bu gece hepimiz bunun için Lukelar da kalıcaktık.

Yayınlandıktan sonra birçok şey değişecekti. 

Çocuklar ise albümü tanıtmak ve yapacakları tur hakkında konuşmak için radyo programına çıkmışlardı. Ve bu benim olanları idrak etmemi sağlamıştı. Onlar popüler oluyorlardı. Bir aylığına gideceklerdi. Gerçekten istedikleri şeyi yapacaklardı.

Bense Luke'ta kalacağım için birkaç kıyafet ve eşyamı hazırlıyordum. İşim bittikten sonra alt kata annemlerin yanına indim.

"Luke ve sen, nasıl gidiyor?" diyip dürttü annem.

"Harika." dedim ve gülümsedim.

Bir süre oturup onlarla birlikte televizyon izledim sonra da Luke'a gitmeye karar verdim.

Çantamı alıp omzuma astım. Saat akşam on olduğu için dışarısı karanlıktı. Hızlıca alt sokağa gittim. Luke'un evine gelince zili çaldım. Hiç kimse açmayınca açık mı diye baktığımda kapı açıktı. Kapıyı açtığımda dördü bağırarak video oyunun oynuyorlardı. Her zamanki gibi.

"Selam?!" diye bağırdım dikkatlerini çekmek için.

"Çocuklar!" diye tekrar bağırdım.

Bir süre orada bekledim. Hiçbiri farketmeyince çantamı yere bıraktım ve onlara doğru yürüdüm. Televizyonun kumandasını alıp kapattım.

Hepsi tek bir ağızdan "Hey!" diye bağırmıştı.

Neden erkekler video oyunlarını severki?

"Sonunda Tanrım! Çocuklar beş dakikadır buradayım." dedim.

"Üzgünüz Vic." dedi hepsi.

"Olsanız iyi olur." dedim düz bir suratla ama dayanamayıp gülmüştüm.

Luke yanına gitmem için elini salladı ve beni kucağına çekti.

"Video oyunuyla mı kutluyosunuz?" diye sordum.

"Kesinlikle." diye cevapladı Michael.

"Bence dışarı bir yerlere gitmeliyiz. Park gibi birşey olsa bile olur." dedi Ashton.

Kafamı salladım "Bence de." 

Michael iç çekti "Ama-"

"Hayır gidiyoruz." dedim gülümseyerek.

Ayağa kalkıp Luke'u da çekerek kaldırmaya çalıştım.

"Lütfen Luke, benim için." dedim sızlanarak.

"Luke buna boyun eğme yapma bunu." diye yakındı Calum.

Alt dudağımı sarkıtıp suratımı astım o ise iç çekti. Ayağa kalktı ve kollarını etrafıma sarınca bende zaferle sırıttım.

Ashton çoktan kalkıştı zaten dışarı çıkmayı söyleyende oydu.

"Çok tembelsiniz çocuklar." dedim kafamı sallayarak.

"Geliyoruz tamam." dedi Calum Michael'la birlikte ayağa kalkarken.

Dışarı çıktık, sokağı aydınlatan tek şey sokak lambalarından biriydi.

Parka gittiğimizde hiç ışık olmadığını düşünürsek oldukça karanlıktı.

Calum ve Ashton beş yaşındaymış gibi koşmaya başladılar.