tımarhane Günlükleri Cenaze merasimi

584 100 245
                                    

Gece saat bilmem kaç?
Beni geçmiş diye duydum.
Fırladım yine en üst ranzadan aşağıya,
Niyetim saati yakalamak sadece,
Aksilik ya düşüp kafamı vurdum
alt ranzanın köşesine, haliyle kanadı biraz, fakat umursamayıp yoluma devam ettim...

Şimdi yelkovan mesele değil de akrep pek bir meraklı seni benden geçmeye.
Bir koşuşturmaca inanamazsın kırmızı ışıktan bile geçtim.
Kuralarını çiğnemişim güya bu aşkın,
tüm saflığımla.

Üstümde  beyaz bir kumaş, tüh! Üstüm sen de kalmış yanım çıplak.
Üstelik kafam kanıyor,
Ulan bu hale düşecek adam mıydım ?

Hatta dur! aklım da sende kalmış.
Sahi sen olmadan gidemezdim değil mi?

Çay bahçesini geçtim,
Sana gül verdiğim yerdeyim.
Bu da ne! Yerlerde karanfiller,
Bir de çelenk koymuşlar.

Biraz ilerde bir mezarlık sen de ordasın, başında da siyah bir şal,
Birini gömdüler az önce,
Kendime benzettim.
Tam göremedim "kim?" diyorum cevap veren yok.
Başladım sağ baştan saymaya herkes yerli yerinde.
O değilde anam niye ağlar?
Hem tanımazdı seni.
Ne işi var senin olduğun cenazede?

Birkaç adım daha atıp, bu sefer çöktüm.

Aksilik ya, tam kalkacakken yine kafayı vurdum.
Vurdum da bu sefer kimse yok.

Üşengeç saat Nơi câu chuyện tồn tại. Hãy khám phá bây giờ