Bölüm 21

3.7K 204 26
                                    

Bölüm 9 devamı...

Karnındaki ani sancıyla sıçrayarak uyandın. Bir anda olduğun yeri yadırgasanda yanındaki Steve'i gördüğünde taşlar yerine oturdu ve kafanı yastığa tekrardan gömdün ama bu rahatlığın kısa sürdü çünkü daha deminkindende şiddetli sancı geldiğinde o anki acıyla Steve'in koluna yapıştın.

"Steve uyan!"

"Suyun mu geldi?" Diye sıçrayarak uyandığında bu acısına rağmen gülümsedin.

"Daha değil ama-" gelen sancıyla yerinde acıyla kıvrandın. Bu hareketin Steve'in yerinden hızlıca kalkıp doktor çağırmak için gitmesine yetmişti.

Ellerinle karnını güç almak istercesine sardın ama bir işe yaramadı. Gelen sancının acısıyla çığlığı bastın. Evet bu senin saçma sapan sancılarından birisi değildi, bebeğine kavuşma vaktin gelmişti.

Kapıdan telaşla giren Steve ve doktorları gördüğünde içinde hafif bir ferahlama oluştu. Ama hafif çünkü canın yanıyordu.

"İyi misin birtanem?" Dedi Steve meraklı gözlerle. Ne kadar endişeli olduğu belliydi.

"SENCE İYİ OLABİLİR MİYİM? ŞU AN DOĞURUYORUM BEN! CANIM YANIYOR!" Dedin hızlı hızlı nefes alırken.

"İyi olacaksın merak etme." Dedi hafidçe gülerek ve kafana minik bir buse kondurdu.

"Doğum başlamış ama daha vaktimiz var. Bu ağrılarını bir süre daha çekmek zorundasın." Dedi doktor sana sevecen bir bakış atarak.

"Doktor bey hayatınızda hiç doğurdunuz mu?" Diye sordun.

"Doğam buna elverişli değil Mrs. Rogers." Dedi hafif gülerek.

"O yüzden biraz daha bu acıyı çekeceksin demek kolay oluyordur o yüzden dedim!" Dedin sinirlice. Odadaki tüm doktor ve hemşireler sana bakıp güldüğünde onlara kızgın bakışlar attın.

*
4 saat sonra

"Steve sancım olduğu zamanda söylediklerim için özür dilerim. O anki acıyla ne yaptığımı bilmiyorum." Dedin üzgünce.

"Saçmalama! Ama bunları doğumdan sonra hatırlatacağım Mrs. Rogers." Dedin ve dudağına küçük bir öpücük kondurdu.

Ona küçük bir gülümsemeyle bakarak  koluna girdin ve koridorda yürümeye başladınız. Doktorun bunun senin için iyi olabileceğini söylemişti.

Karşıdan gelen Yenilmezler'i gördüğünde ilk şaşırsanda sonra bunun oldukça normal olduğunu fark ettin. Sadece gecenin dördünde gelişleri seni şaşırtmıştı.

Hepsinin yüzünde küçük bir gülümseme gördüğünde çok kısa bir süre sancılarını unuttun çünkü bu güzel bir histi. Onlarında senin kadar bu bebeğe değer vereceklerini biliyordun. Hepsi istisnasız her gün seni arıyor, nasıl olduğunu soruyor, imkanları varsa uğruyor ve çoğunlukla bebeğe küçük küçük hediyeler getiriyorlardı. Bu çok şirin bir şeydi. Bebeğinin sen ve Steve dışında koskocaman bir ailesi vardı ve oldukça rahatlatıcı bir durumdu.

"Sabaha kadar bekleyemedik." Dedi Natasha. Gülümseyerek sana baktı." Sen ve minik nasılsınız?"

"Minik oldukça iyi. Tüm sıkıntıyı çeken annesi!" Dedin isyan edercesine.

"Ben demiştim yiğenimi kötü etkileyeceksiniz diye. Üç saat anca dayanabildi." Dedi muzip bir ses tonuyla Tony.

İkiniz ters ters baktığında sustu ama yüzünde eğlendiği belli olan bir ifade vardı. Herkes bu görüntüye gülerken sizde kısa bir sürede onlara katıldınız ama bu gülüşme senin için kısa sürdü.
Sizi kamerayla çeken Peter'ı gördüğünde anlamazca ona baktın.

"Peter n'apıyorsun?" Dedin hafifçe gülerek.

"Bu mükemmel bir an Mrs. Rogers! Biraz sonra Captain America'nin çocuğu olacak!" Dedi inanamıyormuş gibi. "Bu inanılmaz!" Dedi kamerayı kendine çevirip.

"Sen çok tatlısın!" Diyerek güldün.
Gelen acıyla Steve'in koluna sıkıca tutundun.

"Zamanı geldi sizi doğumhaneye almamız lazım." Dedi gelen hemşire.

İçinde hissettiğin korkuyla hemen Steve'e baktın. O sana güç vermek istercesine gülümsüyordu.

"Kızını kucağına aldığında bunların hepsini unutacaksın merak etme." Dedi Clint.

Hepsine gülerek baktın ve Steve'le beraber doğumhaneye gittiniz.

*

"Biraz sonra bebeğimizi kucağıma alacağız bebeğim hadi dayan!" Dedi alnında birikmiş terleri silerken Steve.

Ona sadece minnettar bakışlar gönderdin. Duyduğunuz ağlama sesiyle ikinizinde bakışı doktora döndü.

"Tebrikler! Küçük Rogers geldi." Dedi. Küçük bedeni senin kucağına verdiğinde içinde hissettiğin duygu tarifsizdi. Gözlerinden dökülen mutluluk yaşlarını durdurmadın. Steve hafifçe eğilip ilk önce kızınızı öptü ve bir süre öyle kaldı. Sonrada senin alnından öptü.

"Ben şu an ne diyece-"

"Beni seviyorsun." Dedin gülümseyerek.

"Artık sadece seni değil ama." Dedi aynı şekilde gülümseyerek.

"Mr. Rogers sizi biraz dışarı alalım." Dediğinde doktor Steve ayaklanarak çıkışa yöneldi.

Tam kapıdan çıkarken ona seslendiğinde döndü.

"Sarah geldi." Dedin hüzünlü bir gülümsemeyle.

Gözünden akan bir damla  yaşk gördüğünde doğru bir şey yaptığını anladın. Sana minnettar bir gülümseme yollayarak dışarıya çıktı.

"Hoşgeldin Sarah." Dedin hafifçe kucağındaki kızına fısıldayarak.
**


Marvel ile Hayal EtHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin