Bölüm 27

617 41 4
                                    

Keyifli Okumalar 🎶

Yazar Anlatımından;

Min Hee'den güç bela izin alıp dışarı çıkmayı başarmışlardı. Ancak dışarı çıktıklarında rahat edebilmek için tekerlekli sandalyeyle dışarı çıkarmışlardı Jimin'i. Dışarı çıktıklarında ilk olarak ne yapacaklarını şaşırmışlar sonrasında Jimin'i yokuş aşağı itmekte tehdit ederek, hasteneden çıktığı zaman yemek ısmarlama sözü almışlardı.

Hastanenin bahçesinde sadece Jimin'i gezdiren ikili en sonunda sıkılmış, bu yaptıkları eylemden sadece Jimin'in mutlu olduğunu anlamışlardı. Hepsinin aynı anda mutlu olabileceği bir şeyler bulmaya çalışıyordu Jungkook. En sonunda aklına hep birlikte oyun oynamak gelmişti.

Bu fikrini arkadaşlarına söyledikten sonra ikisi de kabul etmişti, fakat oynayacakları oyun hastane bahçesinde ki diğer insanları rahatsız edebilirdi. Bu yüzden insanların az, yeşilliklerin en çok olduğu tarafa doğru geçmişlerdi.

Oyun oynamak için her şey hazırdı. Zaten o kadar zor bir oyun değildi. Sadece bir ağaç, tekerlekli sandalyede oturan bir hasta ve onu süren çılgın bir arkadaş. Bunların hepsi ellerinde olduğuna göre artık oyuna başlayabilirlerdi.

"Oğlum eğer canımı yakarsanız. Ağzınıza sıçarım. Ciddiyim." diyerek ikisinide sağ elinin işaret parmağını sallayarak tehdit edercesine konuştu Jimin.

Bu oyunu oynamayı başından beri istemiyordu Jimin ama oyun oynamadıkları zaman sadece kendisi mutlu oluyor diğerleri sıkıntıdan patlıyordu.

Böyle bir durumda arkadaşları Jimin'i mutlu etmek yerine tabiki kendilerini mutlu etmek istemişlerdi.

İlk olarak başlangıç yerini seçmişler ve Jimin'i oraya sabitlemişlerdi. Diğer ikili hangi ağaca kadar gidileceğini tartışırken, Jimin kendini sağlam olan eliyle geri geri iterek gitmeye çalışıyordu.

Bu durumu fark eden Taehyung hemen arkadaşının yanına koşarak gitmiş "Korkma ChimChim hem olay çok basit. Seni en hızlı kim önümüzdeki büyük söğüt ağacına götürürse o kazanacak." demiş ve başlangıç yerinden uzaklaşan arkadaşını yeniden yerine getirmişti.

"Ya tabi korkma demesi kolay kendimi size emanet edeceğim. Hadi Jungkook neyse de kendimi sana emanet edemem Tae. Hem bak daha iyileşmedim bile lütfen bana acı~~" demişti sevimli sesiyle ama tüm çabası boşunaydı.

"İnanır mısın Jimin? Bende en az senin kadar kendime güvenmiyorum, hem biliyorsun en son araba yarışında kullandığım arabayı Jin hyung hala kendine getiremedi." demiş ve ellerini tekerlekli sandalyeye sabitlemişti.

Kimin daha önce ağaca vardığını anlamak için telefonlarından zaman tutacaklardı. İlk Taehyung yarıştığı için Jungkook onların hemen yanında telefonla hazır duruyordu.

"Tamam Tae sana çok güveniyorum. Lütfen canımı yakma olur mu?" demiş ellerini sandalyenin iki yanına sabitlemişti Jimin.

"Canını yakmak mı? Ölümden döndüğün için pişman edeceğim seni Jiminieee~" dedi tekerlikli sandalyeyi sıkıca tutan Taehyung.

"Canımı acıtmasan da buradan çıkınca ağzına sıçacağım senin." diye yanıtladı onu.

"Tamam, tamam ergen aşıklar. Ben süreyi başlatınca o ağaca kadar süreceksin. Oraya vardığın an süreyi durduracağım en kısa sürede oraya ulaşan kazanacak." Elini havaya kaldırmış baş ve işaret parmaklarıyla yuvarlak yapıp sallarken devam etti Jungkook. "Okey?"

"Okey!" diye bağıran Taehyung'a göz devirip Jungkook'a kafa salladı Jimin.

"Kook başlıyorum süreyi başlat." diyerek ellerinin altında esir olarak tuttuğu bedeni hızla sürmeye başladı Taehyung.

Mercy | MYGWhere stories live. Discover now