-On altı-

17.8K 1K 60
                                    

Oy vermeyi unutmayın!!
Düşüncelerinizi de önemsiyorum, yorum yapın plss.

Tatlı okumalar!!!

Gözlerim dolmaya başladı. O konuştukça anılarımı hatırlıyordum.
Sesi hatırladığım gibiydi, naif ve ince.

"Bu ceketi de alıyorum."

"Tabi efendim."

Yüzü nasıldır acaba? Çizgileri çıkmış mıdır? Nasıl baş etmiştir acaba 42 yaşında olmakla? Hala duruyor mudur burnunun üstündeki küçük ben? Ve hala nefret mi ediyordur ondan?

Merakıma yenik düşüp kabinden hafif başımı çıkardım.
Annem... Oradaydı. Siyah kalem etek ve üstünde omuzlarına astığı koyu kırmızı kabanla yine muhteşem duruyordu. Sırtı bana dönük olduğundan beni görmüyordu. Gerçi görse tanır mıydı?

"Bu, yeni sezon mu?"

"Evet, efendim."

"Alıyorum."

Sonra benim tarafıma doğru döndü. Onun dönmesiyle hemen içeri girdim. Annemi bizden gittiğinden beri görmemiştim. Yani ben çok istemiştim de annemden haber çıkmamıştı. Sonra on iki yaşındayken televizyonda görmüştüm onu.
Ünlü işadamının yeni karısı...

Annemin başka birisinin eşi olması garip gelmişti bana. O gün ilk ve son defa intihar etmek istedim. Annemin o adam için bizi terk etmesi çok koymuştu. Balkondan atmak istedim kendimi. Atmak ve bitirmek istiyordum, annem gittiğinden beri çektiğim acıyı. Sonra Aybars geldi. Onun sesini duyunca vazgeçtim atlamaktan. Hiçbir şey olmamış gibi yanına gidip sarılmıştım ona ve hıçkıra hıçkıra ağlamıştım. Ne neden ağladığımı sordu ne de bir şey söyledi. Sadece bana sarılıp saçlarımı okşadı.

Anılar aklıma geldikçe ağlamam şiddetleniyor, ben durduramıyordum kendimi.

Dokuz yaşındaydım. Bir kış sabahı uyanıp annemlerin odasına gittiğimde babam elinde küçük bir not kağıdıyla öylece oturuyordu yatakta. Yanına gidip notu elime aldığımda şöyle yazıyordu notta:
Artık dayanamıyorum. Gidiyorum...

Notta isim falan yazmıyordu ama babam da ben de anlamıştık kimin gittiğini. Sarılıp ağladık birlikte. Sordum ona, neden? Cevap vermedi ve sonra hiçbir şey olmamış gibi kahvaltı yapıp beni okula gönderdi.

"Hanımefendi bir şey mi oldu?"

Yere çökmüş bir vaziyette dışardan gelen sese cevap verdim.
"Yok bir şey, teşekkür ederim."

Yerden kalkıp gözyaşlarımı sildiğimde yine sesini duydum.

"Ne zaman kabinler boşalacak?"

Sesi otoriter çıkmıştı. Hemen elbiseyi çıkarıp kendi kıyafetlerimi giydim. Çantamı astığım yerden alıp kalbinden çıktım. Kadın çalışan bana bir şeyler soruyordu ama ben hiç ilgilenmeyip anneme gözükmemek için hızla mağazayı ve akabinde alışveriş merkezini terk ettim.

Üzgünüm, Seni Seviyorum ||TextingDonde viven las historias. Descúbrelo ahora