-Yirmi üç-

17.8K 938 281
                                    

Bundan sonra her hafta bir bölüm atacağım.

Imagine Dragons- Believer

Multideki şarkı dinledikleri şarkıdan biri. Orası geldiğinde ne demek istediğimi anlarsınız ^^
İyi okumalar!!

******

Sabah gözümü açtığımda saat 8'e geliyordu. Uyuyamam diyordum ama bilinmeyenle konuştuktan sonra yatağa yattığım gibi uyuyakalmıştım.

Yüzümü yıkayıp üzerime bir şeyler giydim. Saçımı açık bırakıp aşağıya indim. Babam hala uyuyordu. Dün eve geldiğimde yoktu ve ben uyurken de. Bizden sonra nereye gitmişti acaba? Mutfağa gidip iki kahvaltı tabağı hazırladım. Kettlea su koydum ve babamı uyandırmaya odasına çıktım. Yorganın altına girmeden yatağının üzerinde takım elbisesiyle yatıyordu.

"Baba, kahvaltı hazır. Hadi kalk."

Mırıltılar çıkartıp öbür tarafa döndü.

"Geç kalacaksın."

"Tamam, sen git, ben geliyorum." dedi alçak sesle.

Dün gece bayağı geç gelmişti anlaşılan.

"Peki."

Aşağıya indiğimde kapı çaldı.
Açtığımda ise Aybars yüzüne yerleştirdiği küçük gülümsemeyle bana bakıyordu.
"Günaydın."

Şaşkınca "Günaydın." dedim.

"Kahvaltı hazır mı?" diyerek içeri daldı.

Kısa sesle "Girsene." diyerek gülümsedim. O mutfağa giderken ben kapıyı kapatıp peşinden gittim.

Masaya oturup babam için hazırladığım tabaktan yemeğe koyuldu. Karşısına oturup hala yüzümde olan gülümsemeyle ona bakıyordum.

"Yavaş ye, boğulacaksın."

Ağzı dolu dolu "Bir şey olmaz." dedi.

Ben de yemeğe başladım ve sessizce tabaklarımızı bitirdik. Beraber bulaşıkları makinaya yerleştirip evden çıktık. Babam bu süre zarfında yukardaydı ve hiç aşağı inmedi.

Yol boyunca radyoda çalınan bildiğimiz şarkılara beraber eşlik ettik. Bazen deli gibi bağırdık, bazen fısıltıyla söyledik. Bazen sadece ben söyledim, bazen sadece o... Kahkahalar ve alkışlar doldu her şarkının sonunda.

Okula geldiğimizde arabayı park etti. Radyoyu kapatıp bir süre sessizce durduk. Sonra o "İnelim mi?" diye sorduğunda ona bakıp güldüm. O da "Niye gülüyorsun?" deyip güldü.

Tekrar sessizlik olurken kapıyı açtım.
"Teşekkür ederim."

"Ne için?"

"Bu güzel yirmi dakika için."

Kısa sessizlik oldu. O kısa sessizlikte actığım kapıdan gelen soğuk hava, üşümeme sebep olmasını aldırmadan  onu dinledim.

"Aramıza neden mesafe girdi bilmiyorum. Sanırım ben dersleri çok kafaya takınca senden uzaklaştım. Bundan sonra Alya hanım, benden kaçış yok."

Güldüm, güldü.

"Tamam o zaman, ben derse geç kalıyorum. Çıkışta görüşelim?"

"Olur, çıkışta?"

"Çıkışta."

Kapıyı biraz daha açıp çıktım. O da çıkıp yanıma geldi. Birlikte içeriye girdik. Beni fakültemin önüne bırakıp kendi devam gitti. Arkasından ona bakarken mesaj sesiyle irkildim. Ne kadar daldıysam artık.

Üzgünüm, Seni Seviyorum ||TextingWhere stories live. Discover now