Sabahların Şerefi

349 31 18
                                    


Yoongi sabah tepelerinde ki pencereden gelen güneş ışığı ile rahatsızca kıpırdanmaya çalıştı. Ama üzerinde duran ve onu çevreleyen beden bunu imkânsız kılmıştı.

Gülümsedi ve burnunun dibinde duran turuncu saçlara beyaz ellerini attı. Onları ilk boyattıkları anı hatırladı. Sevgilisinin bakışlarında kı acıyı net bir şekilde görüyordu. Fazlası ile ürkekti. Kendisinin de o dönemde kırgın duran bir yüzü vardı. Şimdi ise yan yana yatıp kalkıyorlardı. Hoseok'un üvey kız kardeşi ile tanışacaklardı ama bir türlü yurt dışından dönememişti.

Iki gün sonra anne ve babası gelecekti mesela. Onların odasını hazırlamış ve bitmek üzereydi. Tekrar üzerinde yatan bedene odaklandı. Bir haftadır hissedemediği huzur şuan tamda üzerinde yatıyordu. Hissettiği o sıcaklık onu yeniden tembelliğe itiyor ve mayışmasına yol açıyordu.

Sevgilisi ince belini sarmış başını da boynuna gömmüş uyurken ona tekrar tekrar bağlanmak her sabah onunla aydınlanmak tarifi olmayan bir tat gibiydi. Herkes için değişen bir algı gibiydi. Tanımsızdı....

Ama bağımlılık anı gibiydi. Koca yatakta bir beden oluyorlardı. Ileri gitmek istese de hala erken olduğunu düşünüyordu. O gece parmaklarını hissettiği an aklından gitmese de Hoseok geri durduğu için o da geri duruyordu.

Beden olmadan da sevebilirdi. Hoseok bu konuda hassastı biliyordu. Kim annesinin ve babasının sevişmesini gözleri ile görmek isterdiki. Hem de beş yaşında daha bebekken!

Sevgilisi boynuna burnunu sürterek başını kaldırdığında gülümsemesi genişledi. Üzerindeki bedeninde gülümsemesi genişlerken Yoongi'nin şiş dudakları ve gözleri daha da gülümsemesine neden oldu.

"Sabahları bile çok güzelsin. Ayrıca günaydın." Diyip şiş dudaklara küçük bir öpücük bırakmış hemen ardından kahve saçların kapattığı anla minik bir buse bırakmıştı.

"Sanada günaydın. Sende çok yakışıklısın." Ikisi de kıkırdayıp birbirlerine bakmışlardı. "Bu gün seninle tembellik yapasım var."

Yoongi dudak büzdü. "Annemlerin odasını hazırladıktan sonra neden olmasın. Sonra istediğimiz kadar tembellik yapabiliriz. Belki başka şeylerde yaparız belli mi olur?"

Yoongi çapkınca gülümserken ince beline sarılan kollar ve Hoseok'un dönüşü ile şimdi Yoongi üstteydi. Sabahları sürekli yatakta birkaç tur dönerlerdi. "Şu sana saldıran hasta nasıl? Durumu umarım iyidir."

Yoongi başını salladı. "Çok pişmanmış. Defalarca özür diledi ve artık daha dikkatli. Mesela bana daha iyi yardımcı oluyor. Daha rahat söz alıyorum ondan. Iyileşiyor."

Hoseok gülümseyip elini çıplak sırta attı. Dün gece yemek yediklerinde Yoongi Hoseok'u izlerken uyuyakalmış ve Hoseok da üzerine bir şey giyindirmemişti. Kendisi de yorgunlukla üzerini giyinip sevgilisinin yanına kıvrılmıştı.

Parmaklarını yavaşça pürüzsüz tende gezdirip birbirlerine baktılar. Konuşmadan birnirlerine sevgi iletiyorlardı. Hoseok aklına gelen şey ile Yoongi'yi yanına yatırdı ve kalktıp yerdeki küçük valizini açtı.

Yoongi de dikkatle onu izliyor ne yaptığına anlam vermeye çalışıyordu. Arada tabiiki de Hoseok'un sıkı kalçalarına bakmıyordu. Saçmalamayın...

Hoseok sonunda doğrulup Yoongi'ye elindeki kutu ile dönmüştü. "Bunu senin için aldım. Beğenecek misin bilmiyorum?" Diyip elindeki siyah hediye paketli dikdörtgen kutuyu uzattı.

Yoongi heyecan ila doğrulul kutuyu parmakları arasına almış ve Hoseok'un yanına oturmasını beklemişti. Sevgilisi yanına oturduğunda heyecan ile paketi çıplak dizlerine almış ve yutkunmuştu.

SEXUAL FEARHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin