EVREKANA SIÇAYIM JIMIN!

3.7K 240 56
                                    

Videonun konumuz ile alakası yok ama bazı yerlerine tabiri caizse anırarak güldüğüm doğrudur.

Park Jimin bu güvenemiyorum jdjdjdjjdjd

Neyse iyi okumalar!

Yeon Do

Öğlenin ilk ışıkları ile uyandığımda hafifçe gerindim. Bugün kedimi ekstradan tembel hissediyordum. Omuz silkip yataktan kalktım ve odamdaki lavaboya gidip elimi yüzümü yıkadım. Sonra üzerime VosVos araba baskılı tişörtümü geçirip, altıma da basit, yarım bir eşofman altı geçirdim. Saçlarımı düzeltmeye de üşenip topuz yaptığımda -ben topuz yapmak istedim ama kafamdaki şey saça bile benzemiyor- kafamı sağa-sola yatırıp kütlettim.

Odamdan çıkıp mutfağa yöneldim. Ev ahalisinden sadece üvey cadı gözüme takılmıştı oda salonda televizyon bakıyordu.

Buzdolabını açıp içinden bir tane elma aldım. Elmayı dişlerimle kıstırdıktan sonra diğer elime de sütü alıp, buzdolabının kapağını kapattım. Elmadan bir ısırık alıp sütü bardağın birine kattım. "Biten süt kutusudaa... Doğru çöpe."

Sütü bir dikişte içtikten sonra bardağı tezgaha bırakıp bahçeye çıktım. Küçük kulübeden Paper'ın ödül kurabiyelerini aldım ve onun kulübesine yürümeye başladım.

Çoktan uyanmış köpeğimi biraz sevdikten sonra, tasmasından tutup onu çekiştirdim ve beraber dışarı çıktık. Bir yandan elmamı yiyor, bir yandan da Paper'a kurabiyesini yediriyordum. Arada elimi ısırdığı da oluyordu.

- Yavaş ye aç.

Ve bana o masum bakışları atınca ben yine beni ısırdığını unutuyordum. Tabi bu unutkanlık beni yeniden ısırana kadar sürüyordu.

(Yn: Yazarınızın günlük rutini! djjddjd)

Dışarda yürüdükten sonra eve gelmiştim. Tam kapıyı açacakken babam açmıştı kapıyı. Nefes nefeseydi.

- Ne olu-

- Uyuyakalmışım! Çekil!

Beni hafifçe ittirip, arabaya doğru koşmaya başladı. Başımı olumsuz anlamda iki yana sallayıp içeri girmiştim. Paper benden önce davranıp içeri daldığında, havlamaya başlamıştı.

- Paper!

Salona girdiğimde, kucak kucağa çıkmış Hoseok, Yoongi ve Jimin'e baktım. Jungkook ise Paper'ın tasmasını tutuyordu. Birbirlerine alışmaları güzeldi.

- Renkli bir sabah...

Diye mırıldanıp ıslık çaldım. Paper'ın bakışları beni bulunca elimle mutfağı gösterdim.

- Bahçeye!

Lafımı ikiletmeden mutfağa doğru koşturdu. Bende diğer avanaklarda bakışlarımı gezdirdim.

- Köpeğinle olan şu iletişimine hayranım.

Hoseok konuştuğunda, Jimin'in kucağından inmişti. Jimin'de Yoongi'ni kucağından indiğinde, çocuğun nefessiz kalmaktan kızarmış yüzüne baktım. Komikti.

- Öldürmüşsünüz çocuğu...

- Yok be... Kafası kopmadıkça birşey olmaz ona.

Bakışlarımı Kook'a çevirdiğimde, açıklama yapması gerektiğini anlamıştı.

I don't want a bunny! °•°JJK°•°Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin