[Mermaidia]
"Bunu nasıl söylersin!"
"Onu biz büyüttük diye atalarımın yazılı kanunlarını çiğneyemem Loki." dedi Kral sertçe.
Prens iç çekip mırıldandı. "Peki ya o ben olsaydım?"
"Sen karışma---""
"Söylediğiniz şeyin ne kadar saçma olduğunun farkında mısınız kralım? Eğer yeryüzü örenmiş olsaydı emin olun ellerinde o koca aletlerle işgale gelmeleri uzun sürmezdi."
Loki Peter'a hak verirken, Thor halen ne kadar haklı olduğu konusunda direnmekle meşguldü. Adını koyamadığım o ağır cezayı öğrencisine verirken elbette huzursuz olmuştu ama atalarının sözünü çiğneyemezdi.
"Demek yeryüzüne güveniyorsunuz." dedi birkaç dakika sonra, yatışmış sayılırdı.
"Steve'e ve sezilerine güveniyoruz."
Yüce Kral Thor düşündü. Çok geçmeden bir karara vardı. "Yeryüzü insanının hafızası silinsin." diye mırıldandı beklentiyle eşine dönerek. Çocuğa kalsa her şey acımasızdı.
Loki iç çekerek başını sallarken Prens bunun zalimlikten de öte olduğunu söylemişti, tabi ki söylerdi, ondan başka ne beklenir?
Ve böylece Steve affedildi. Kralın aynı zamanda bir büyücü olan eşi, gerekli karışımı hazırlarken muhafızlar Steve'i zindanlarından çıkarttı. Denizaltı Mahkemesi'nin de onayıyla yeryüzü insanının hafızasının silinmesine karar verildi.
"Yapamam.." dedi Steve başını daha da öne eğerek. "Beni asla affetmez."
"Zaten seni hatırlamayacak!" dedi Yunus Reis göz devirerek.
Tony'nin onu hatırlamayacak olması Steve'e yeterince acı veriyordu zaten, her dakika hatırlatmalarına gerek yoktu. Bir daha onu göremeyecekti de. Bir önceki ceza bundan daha hafifti.
"Lütfen.. başını hafif kaldırıp Kral'a döndü. başka bir yolu yok mu?"
"Yeterince hafiflettim cezanı, şimdi git ve yap."
Steve muhafızlar tarafından sürüklenip yeryüzüne doğru götürülürken mahkeme salonuna alınmayan Prens, babalarının odasına doğru ilerledi. Hayır efendim, kendisine yaptıkları şeyi bir başkasına yapmalarına izin vermeyecekti.
"Prens, dedi telaşla Pabu. ne yapıyorsunuz?"
"Sevgili babamdan öğrendiklerimi sergilememe izin verin." Peter dolapları karıştırmaya devam etti. "Kuyruksuz olmak o kadar da kötü olmasa gerek.."
O garip şeyleri diğer garip şeylerin içine döküp garip şeyler elde ederken Pabu ve Pubo endişeyle birbirlerine bakınıyorlardı. Prens şeytani gülümsemeyle [şeytani gülümseme ona fazla yakışır diye ummuştum dhgehwh] onlara dönünce bakışmayı kesip onun peşinden gittiler.
[Yeryüzü | Blabla Kumsalı]
Steve üç gündür gelmiyordu ve Tony, güneş batıp da ay yükselene dek oradan ayrılmıyor, ayrıldıktan sonra da düşüncelerini o kumsaldan ayıramıyordu. Başına bir şey mi gelmişti? O olaydan sonra artık onu istemiyor muydu? Tony böyle binbir türlü felaketler düşünürken yine onu bekliyordu, güneş tam tepedeydi ve Steve yoktu.
