~36~

609 34 22
                                    


😊Merhabalar😊

🍷İyi Okumalar🍷

~~~~~~~~

Jungkook'un Anlatımından:

"Jae Hwa, o tabakta ne varsa hepsi bitecek."

Suratını asarak elinde ki çatalla tabakta ki kahvaltılıkları oynuyordu. Hastahaneden çıkalı bir hafta oluyordu. Ona sürekli yemek yedirmeye çalışıyorduk ancak kendi istemediği sürece yemiyordu.

Hoseok'la aramızda ki sorunu halletmiştik. Onunla uzunca konuşmuştuk. Ablama olan sevgimi ve o üzüleceği zaman başına gelecekleri çok iyi biliyordu. Ablamsa, hâlâ bana üzgün gibi duruyordu. Ondan Jae Hwa'nın da yardımı ile defalarca Özür dilemiştim.
Affetmişti ama hâlâ kırgındı işte.

"Jae, bu gün alışverişe gitmeye ne dersin?"

Iseul, o Jae Hwa için çok uğraşıyordu. Aralarında oluşan bağı görmemek mümkün değildi.
Abla kardeş gibi olmuşlardı. Jae Hwa önceden odasından dışarıya pek çıkmazdı ancak şimdi Iseul ile birlikte her gün farklı bir şey yapıyorlardı. O mutlu oluyorsa bende mutlu oluyordum.

Her güldüğünde ortaya çıkan güzel Melodiler beni ona daha da çok aşık ediyordu.
Bana o masum ve aşk dolu gözleriyle baktığı her an daha da çok bağlanıyordum.

Gözleri izin istercesine bana döndüğünde başımı sallamakla yetinmiştim.
Gülerek Iseul'e döndüğünde mutlu olduğunu anlamıştım.

"Olur, benim de canım sıkılıyordu."

Anında başımı kaldırıp yüzüne bakmıştım.
Iseul benim baktığımı gördüğünde boğazını temizleyip başıyla benim olduğum tarafı gösterdi.
Jae Hwa bana baktığında ağzına aldığı lokmayı yutamamıştı bile.

"Ne? Neden öyle bakıyorsun?"

Evde canının sıkıldığını bana hiç söylemiyordu. Şimdi duyunca tuhaf hissetmiştim, biraz sinirli biraz da düşünceli.

"Neden sıkıldığını bana söyle miyorsun?"

Sert bir şekilde sorduğumda zorlukla yutkunmuştu.
Ona yalan söylememesi gerektiğini en başından söylemiştim. Yalan en nefret ettiğim şeydi.
Bende ona yalan söylemiştim ancak bu onun iyiliği içindi, üzülmemesi içindi.

"Ben...senin işin olduğu için söylemek istemedim sadece."

Düşündüğü şey benim işim miydi yani?
Yalan söylemesi umurunda değil miydi?
Elimde ki çatalı tabağa bıraktığımda sinirlendiğimi anlamıştı. Onunla ciddi ciddi konuşmam gerekiyordu.

"Ne olursa olsun, yalan söyleme Jae Hwa. Seni bu konuda ilk geldiğin gün uyarmıştım."

Bana bakan gözleri dolduğunda yanlış bir şey mi dedim diye düşünmüştüm.
Bir anda ağzını aralamış ve neden gözlerinin dolduğunu belli eden sözleri söylemişti.

"Evet, yalan söylediğimi anlarsan sonunun hiç iyi olmayacağını da söylemiştin."

Burnunu çekip benim bir şey dememe fırsat vermeden masadan kalkmıştı.
O giderken ben de Iseul'de arkasından baka kalmıştık. Bakışları bana döndüğünde başımı eğmiştim.

"Ona böyle davranmayı bırak artık. Her şey iyi giderken onu bir sözünde mâf ediyorsun."

Haklıydı, hemde her kelimesinde. Ona sana ilk geldiğin gün dediklerimi unut diyen de bendim şimdi kalkıp o günü hatırlatan da bendim.
Kırılmak en doğal hakkıydı.

DİLEK DEFTERİ  [JEON JUNGKOOK ] ✓Where stories live. Discover now