23. Bölüm: Puff

3.1K 203 140
                                    

Ayhan amca bana gereksiz şeyler söylerken sakin kalmam imkansızdı.
Ben:
- Ne demek onu bulamadık?! LAN BİZ VAMPİRİZ NASIL BULAMIYORUZ?!
Alp beni koltuğa oturmaya çalışıyordu ve Ayhan amca da bir şeyler diyordu. Ama ben o kadar kötü hissediyordum ki onları duymuyordum bile. En sonunda elimle kalbimi tutarak oturmaya başladım. Hissediyordum, hiç iyi şeyler olmuyordu. Akın yanıma oturup omzumu sıvazlamaya başladı. Gözlerimin dolmaması için gözlerimi kapadım. Hayır Deniz güçlü olmalıydın. Ayhan amca hala birileriyle konuşuyordu. Akın ve Alp yanımda endişeli bir şekilde oturuyorlardı. Bir hışımla yerimden kalktım.
Ben:
- LÜTFEN SİZ YANIMDA BÖYLE OTURUKEN SAKİN KALMAMI BEKLEMEYİN!
Alp beni kolumdan tutup tekrar oturttu. Alp ağlamamak için kendini zor tuttuğu belliydi. Alp, Akın'dan daha hassastı. Kalbime giren acıyla bağırıp kalbimi tuttum. Etrafımdaki sesler uğultuya ve çınlamalara karışırken görüşüm bulanıklaşıyordu. Asal'ın hislerini duymaya başladım. Nefret, korku, endişe ve ben. Bayılmadan önce hissettiğim son düşünce şunlar oldu:
- Benim atmayan kalbim sadece Deniz için atarken onun için güçlü olmalıydım...
...
Alev'in bana seslendiğini duyuyordum. Gözlerimi yavaşça açtığımda Asal hariç herkesi görmüştüm. Benim konuşmama gerek kalmadan Seda abla konuştu:
- Asal'ı bulamadık Deniz.
Derin bir iç çektim. Şu an hiçbir şey hissetmiyordum. Bu iyi mi yoksa kötü mü zerre fikrim yoktu. Yavaşça ayağa kalktım. Nerde olabilir bir gram bile fikrim yoktu. O sırada telefonuma bir mesaj geldi.

-Gizli Numara-
Sana attığım adrese TEK BAŞINA gel küçük vampircik :)

Mesajı okuduğumda yüz ifademi her zamanki gibi yaptım. Diğerlerinin gelmesine izin vermezdim. Birkaç dakika sonra konum atıldı. Bizimkilere hava alıcam bahanesini uydurup arabayla verilen adrese gitmeye başladım.
...
Geldiğim yer bir ormanlıktı. Burda değil bir insanın bir kuşun bile olması imkansız geliyordu çünkü çok fazla ıssızdı. Ben etrafa bakarken Asal'ın kokusunu almıştım. Koku ağaçların arasında saklanmış bir kulübeden geliyordu. Ama oraya gitmeyecektim. Çünkü bunların hepsi bir tuzaktı. Asalın kıyafetlerini o kulübeye koymuşlardı ve bu planı hazırlayanlar kafamı uçurmak için içeride bekliyorlardı. Ama Asal'ın da buralarda bir yerde olduğunu hissediyordum. Çok geçmeden bir depo buldum. Gerçekten hangi angut bu depoyu buraya yapmıştı ki. Deponun arka giriş kapısının önüne geldiğimde, kapının camından deponun içinin boş olduğunu gördüm. Tek boşluk olmayan yer ortada bir sandalye ve üzerinde de asal'ın olmasıydı. İçeri en sessiz nasıl gireceğimi bilmiyordum. Asal'ın kafası önüne düşmüştü. Amaaan siktir et sessizliği asal öyleyken ben adamların beni öldürmesini umursayamam. Kapıyı kırarak içeri girdiğimde asal irkilerek kalktı. Beni gördüğünde yüzündeki ifade şaşkınlığa döndü. Hemen yanına gidip ellerimle yüzünü tuttum.
Ben:
- İyisin değil mi?!
Asal:
- İyiyim. Ama hala neden bu durumda olduğumu bilmiyorum.
Bu söylediğine kafamı salladım. Ama fark edemediğim bir şey vardı. Gelen kan kokusu...
Endişeyle Asalı inceledim. Gördüğüm manzara karşısında zaten beyaz olan bedenim iyicene beyazlaştığına eminim. Asala bir bıçak saplanmıştı. göğsünün tam ortasına. Bu görüntü ile endişeyle Asala baktım gülümseyerek bakıyordu.
Asal:
-Korkma b-bir şey olmaz.
Ellerindeki ipi koparıp onu ayağa kaldırdım.
Deniz:
- Asal sakın uyuma tamam mı?!
Kafasını yavaşça salladı. Asal'ı kaldırıp hemen arabaya bindirdim kendimde binecekken boynuma bir şey batırıldığını hissettim. Asal bağırırken benim yavaş yavaş bilincim kapanıyordu.
...
Boynumdaki acıyla uyandım.
Asal:
-Deniz? İyi misin güzelim?
Ben:
- Gerizekalı bıçaklanan sensin!
Asal gözlerini devirerek:
-Deniz bizi burda kıyma yapacaklar sen hala cırlıyorsun ya!
Ben:
-Ne duygusal konuşma mı yapayım?
Gelen gülme sesiyle kafamı kapının olduğu tarafa çevirdim. Alkışlayarak bu tarafa gelen adama sinirli gözlerimi dikerken konuşmaya başladı:
-Ah Deniz hep bu kadar aptal mı olacaksın gerçekten? Sana hazırladığım süprizi beğendin mi kuzen?
Dediği şeye Asal gözlerini büyütürken ben hala boş bakışlar atıyordum. Evet bu angut benim kuzenim , amcam denilecek hıyarın çocuğu. Asala dönerek konuşmaya başladı:
- Ah tabi sen hikayeyi bilmiyorsundur. En başından başlayalım o zaman anlatmaya. Öncelikle ben Cem Ateş. Ateş soyundan kalan sayılı kişilerden. Sevgilini çok masum biri sanma Asal. O bütün aileyi öldürdü. O bir katil.
Asal'ın tepkisine baktı bozuluduğunu çaktırmayıp devam etti:
-Demek biliyorsun. Herneyse. Sana gelince Deniz. Gerçekten kazanabileceğini mi sandın? Senden daha güçlüyüm. Senden intikam alabileceğimi tahmin etmen lazımdı. Herkes senin güçlü olduğunu düşünüp senden korkuyordu ama Deniz baksana kuzeninin oltasına düştün. ATEŞ SOYUNDAKİ EN GÜÇLÜ KİŞİ SEN DEĞİLSİN! BENİM! Ve bugün burda öleceksin hem de yanında sevgilini de öldüreceğim.
Ben:
-Tch tch tch! Gerçekten Cem küçükken olduğu gibi hala salaksın. Baban gibi ölmemenin tek sebebi o gün o yemeğe hasta olduğun için gelmemendi. Sen kendini hala akıllı ve güçlü sanıyorsun. Ama bir gerizekalısın.
Çenesi kasıldı ve bana yaklaşıp bir tokat attıp konuştu:
-Şu an bu durumda bana yalvarman gerekiyor Deniz. Çünkü birazdan öleceksin.  Ve oyunu ben kazanmış olacağım.
Asal küfürler savururken ben yana düşmüş kafamı kaldırdım. Yanağıma yapışan saçlarla ona alaylı bir gülümseme gönderip konuştum:
-Keşke daha zeki olabilsen. Seninle oynamak hiç eğlenceli değil kuzen. Ama unutma ben oyun bitti demenden oyun bitmez!
Bunu dememle odadaki korumaların silahlarının Cem'e dönmesi bir oldu. Cem ve Asal şaşkınlıkla olanları anlamaya çalışıyorlardı.
-Deniz arabadayken-
-Alo Kıvanç abi sana işim düştü.
Kıvanç:
- Sorun mu var?
Deniz:
- Evet ama yardımınla halledebilirim. Adamlarına ihtiyacım var. Attığım konuma gidip adamları etkisiz hale getirsinler ve yerlerine adamların geçsin.
Kıvanç:
-Tamam bil Deniz.
Deniz telefonu kapatıp bad bitch sırıtmasıyla yola devam etti.
-Şimdiki zaman-
Cem nefret dolu gözlerle bana bakıyordu. Bu sırada korumalar ellerimizi çözmüştü. Bu Cem'de mal he. Ben sanki kıramam zinciri. Ay kıyamam Asal benden güçsüz olduğu için kıramıyor. Asal yanıma gelip elimi tuttu.
Ben:
- Eğer oyun oynamak istiyorsan önce kuralları öğren kuzen,
1.kural olabilecek her sonucu düşün
2.kural korkutmak için basit yöntemler seçme veee
3. kural bebeğim, Asla kadınlara bulaşma!
Asalın elini tutup dışarı çıkardım. Kulübenin önünde durup saatime baktım ve:
-3,2,1 veee Puff.
İçerden gelen silah sesleriyle asal bana korku dolu gözlerle baktı.
Asal:
-Gerçekten şu an beni korkutuyorsun.
Gülerek ona döndüm.
Asal:
- Şu an tam tersi durumda olmamız gerekmiyor muydu ya?! Niye günün kahramanı sen oldun?
Gülerek:
-Gel buraya gerizekalı, ne kadar ödüm bokuma karıştı biliyor musun?!
Diyerek Asala sarıldım.

Türkler'den Vampir Mi Olur? حيث تعيش القصص. اكتشف الآن