54 - Atak

6.2K 520 164
                                    

Ben geldim ve size bölüm getirdim. 
Beni özlediniz mi? Tabi ki özlediniz...

Finale sadece 3 bölüm kaldı. Hazır mıyız? Bence hazırız.

Bölümler yavaş geliyor biliyorum ama bu biraz zaman kısıtlılığından dolayı ve bunun için çok özür dilerim😶

Artık yorum ve okuyup okuyup beğenmeyen kitleye sesleniyorum. Lütfen seri şekilde yapalım.

Yazara ve hikayeye saygıyı anca böyle sağlayabilirsiniz diye düşünüyorum.

🌙

1 hafta sonra

"Aktan ya! İyi alıştın sende." diyerek boş salonda çevremde bir tur döndüm. Gözlerim boşluğu tararken, Aktan'ın hala odanın içinde olduğunu, sadece bana gıcıklık olsun diye gücünü kullanmasının ceremesini çekiyordum.

Kulağımda nemli bir nefes hissetmem ve hafif bir ürpertiyle yerimden zıplamam bir oldu. Muzip tonlar barındıran sesi ile Aktan "Bana söylediğin lafı geri alman lazım. Anca öyle Yelda hanım." dedikten sonra ensemde hissettiğim sıcak bir öpücük ile hafifçe yerimde kıpırdandım.

"Aktan!" diye mırıldandım elim boşlukta onu ararken, bu sefer de alt dudağımın üzerine bırakılan bir öpücük ile seslice inledim.

"Gıcıksın. Asla lafımı geri almayacağım." dedim dudaklarımı büzüp, salonda Luna ve Artemis'in haricinde kimsenin olmadığı boşluğa sinirle baktım.

Eğer dışarıdan biri beni izliyor olsaydı; büyük ihtimalle deli damgasını yemem içten bile değildi. Boşluğa doğru kollarımı sallıyor, yine boşluk ile konuşup, bağırıyordum.

"Hödük falan değilim ben. 'Değilsin Aktancığım. Gayet naziksin ve yakışıklısın.' demen lazım." dedi gür sesi salonda yankılanırken.

Dudaklarımı büzüp "Görünmez olup güzel kızlarla takılacağım diyen babam mıydı?" diye haykırdım. Yüzüm, hatırladığım sözlerle kıskançlıktan pancar gibi kıpkırmızı olurken, burnumun tam dibinde Aktan yeniden görünür oldu.

Bir anlık refleks ile geriye adım attığımda, Aktan kollarını sıkıca belime sarıp beni bedenine bastırdı.

"Senin şu kıskanç halin bile beni benden alıyor bilesin." dedi sinsi bir gülücük ile tek bir hamlede beni kucaklayarak arkasındaki koltuğa çöktük beraber

Homurtular eşliğinde gözlerimi yüzünden çektim. "Bu; söylediğin sözleri geri almıyor. Beni yumuşatamazsın Aktan Demirkılıç." dedim sinirle kolları arasında çırpınmaya başladım. Aktan, sanki kolları arasında minik bir kelebek varmış gibi hareketsiz şekilde duruyor ve gözlerini bile kırpmadan yüzüme bakıyordu.

"Önceden inatçılığının sınırlarını çok merak ediyordum. Ama şimdi." diyerek hafifiçe yanağıma dokundu. "Her hücremle onu hissetmek, çok garip geliyor. her türlü sinirini, kıskançlığını, teninde kabaran her bir tel saçı. Senin hissettiğini, senden fazlasını bile hissediyorum." dedi gözlerimin tam içine bakarak.

Tüm hislerim bu kelimeleri ile birbirine geçerken, sadece birkaç saniye sonra kaşlarımı çatıp yüzüne baktım. Aktan ise benim karmaşık hislerim yüzünden altımda hafifçe kıpırdandı.
"Yalancı piç! Yine beni sözlerinle manipüle etmeye çalışıyorsun." diyerek derin bir nefes alarak burnunun dibine sokuldum. "Özür bekliyorum veya bu aptalca cümleyi bana kurmanı açıklayacak, elle tutulur bir açıklama." diye tısladım. Sonra gözlerimi kapatıp kendimi odamda düşündüm. Minik bir iç çekişle ise kendimi yatağımın üzerinde bağdaş kurmuş şekilde bulmuştum.

Rüyada SaklıWhere stories live. Discover now