Saklanmak güzeldi

31 22 3
                                    

Tam yanı başımda biri durdu.

Kafasında siyah bir şapka ve gözünde kocaman gözlükleri vardı. Üzerinde siyah ceket , siyah pantolon ve beyaz tişört vardı. Sanki o da benim gibi insanlardan saklanıyordu. Yani bhnu bilemezdim ama kendinini böyle kamufle ettiğine göre o da birşeylerden kaçıyordu.

Durup baktı bana kısa bir süre baktı ama sanki binlerce şey düşündü.
Yanıma geçti ve oturmak için hazırlanıyordu.

"Yanınıza oturabilirmiyim madam."

"Elbette mösyö."

Dedim. Tuhaftı normalde yüzüm kapalı olduğu için insanlar benden uzak dururlardı. Peki ya bu adam neden gelip oturmuştu yanıma. Ve sanki o da saklanıyor gibiydi.

Yazarın ağzından

Kadında adamda susmuş denizi seyrediyorlardı. Sanki denizde ve güneşte birşeyler bulmaya çalışırmış gibi derin bakıyorlardı. Sanki bir uçurumdan atlamışlar ve yere çakılmayı bekliyorlardı. Herkesten uzak , herşeyden boş , herşeye soyutlardı. Her ikiside insanlardan saklanıyordu. Bu besbelli açıktaydı. Gizlemişlerdi gerçekte kim olduklarını. Saklamışlardı yüzlerinin en güzel kışımlarını. Herkesden uzaklaşmışlardı , yalnızlık istiyordu her ikiside ama aslında ikisinin de istediği şey daha farklı ve aynıydı.
Onlar gerçekleri istiyorlardı. Yalandan uzak bir dünya hayal ediyorlardı. Birinin elinden tutup doğrulara sürüklenmek istiyorlardı. Yalanlar içinde yüzmektense , gerçekler içinde boğulmak istiyorlardı.

Artık herkes hayal etmeyi unutmuştu ama onlar bırakmamışlardı hayallerinin ellerini.

Gün batımı huzur veriyordu onlara , mutlu oluyorlardı nedensizce , umutları , hayalleri bugünle birlikte bitiyordu ama onları diğer insanlardan ayıran şey her gün doğduğunda tekrar doğduklarıydı.

Hergün gibi batardı insanda ama hergün gibi doğmazdı yeniden herkes.

Herkes unutmuştu gerçek  mutluluğu , hüznü , asıl gerçekleri ama onlar unutmamışlardı. Onlar gelecek için savaşan iki savaşçıydı. Koskocaman bir dünyadan geriye kalan iki nefes. Ölümsüzlük iksirini içmişlerdi. Onların ölümsüzlüğü gerçekleriydi. Kimse kalmamıştı o büyük umutlarla dolu küçük dünyalarında ama onlar birbirlerine rastlamıştı bu günün sonunda. Hiç olmadığını , hiç gelmeyeceğini ve hatta daha doğmadığını bile düşündükleri , ruhalrının yarılarıydı onlar. Onlara göre muhteşem görünen ama diğer insanlara sıradan gelen bu günbatımında çıkmışlardı birbirlerinin karşılarına. Hiçbir zaman bulamayacaklarını sandıkları insanı bugünün sonunda bulmuşlardı. Bir gün batımı birleştirmişti kadarlerini ve bir gündoğumu başlatıcaktı geleceklerini. Birbirini hiç tanımayan ama aynı amaçla burda bulunan iki insandı onlar. Herkes sıradan şeyler hayal ederlerdi belki ama onlar herkesten farklılardı. Onların hayalleri sıradan değildi onların hayalleri bir mucizeydi tıpkı şuanda onların karşılaşması gibi. Birbirlerine rastlamışlardı herşeyden umudu kesmişken , buz tutmaya kara vermişken karşılaşmışlardı. Gözleri buluşmuş ve küçük kıvılcımlar onlara fark ettirmeden eritmişti oluşan buzları.
İkiside kendi filmini kendileri yazan insanlardı hiçbir sahneye kimsenin müdahele etmesine izin vermeyen iki insanlardı onlar.
Yazdıkları filmi nasıl devam ettireceklerdi bundan sonra.  Yalandan insanlarla mı yoksa beraber gerçeklere koşarak mı?.
Bu sahne geleceğin fragmanı mı yoksa hiç başlamayacak bir filmin hayali miydi ? Şimdi ikiside aynı şeyi düşünüyorken kader onları burda birleştirmişti. Bu yazdıkları filmin bir sahnesiydi ama onlar senaryolarının karşılaşacağında habersizlerdi. Kendilerini gizledikleri bir sahneydi bu. Herşeyden kaçtıkları , herkesten saklandıkları bir sahneydi.

MİSALİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin