seven; two door cinema club

7.5K 767 42
                                    

+

Calum ve Michael, sonsuz gibi gözüken bir süre sonra gerçekten, gerçek bir sohbet etmişlerdi. Michael Calum'un bu günlerde ne kadar neşesiz olduğunu ve uykusuzluğun onun canına okuduğunu  fark etmişti.

Michael bir bardak suyu mutfak tezgahına koydı ve Calum üçüncü bardak kahvesini içerken onu izledi.

''Bilirsin, eğer uyumakla ilgili sorunun varsa, bu kadar çok kahve içmemelisin.'' dedi Michael. Calum kahve fincanını alçaltırken gözlerini devirdi.

Michael ne yapıyorsa kesti ve Calum'a baktı.  ''Neden 15b numaralı dairede yaşayan kız gecenin ortasında sürekli çığlık atıyor?''

Calum 15b'de yaşayan kızın Valerie olduğunu hatırladı. Omuz silkti çünkü onun neyi olduğunu gerçekten bilmiyordu. Ama, onun için üzülmekten kendini alamıyordu. Kız çok yorgun gözüküyordu.

''Onun çığlıklarını duymana pek inanmıyorum - tek yaptığın uyumak ve içmek.'' Calum, kahveyi lavabonun içine tükürürken mırıldandı, tükettiği kahveden yeterince içtiğini farketti.

Michael, Calum'un eleştirisini yok saydı ve Calum'u küçük mutfakta yalnız bırakarak uzaklaştı.

Kahve fincanını lavabonun içine atarken iç çekti ve mutfaktan ayrıldı. Stüdyo apartmanından çıkarak Val'ın apartmanına doğru yürüdü.

Arkadaş edinmek istiyordu, apartmanında yalnız kalmaktan nefret ediyordu. Sadece Valerie'ye bakarak, onun hakkında bir şey Calum'un içinin ısınmasına neden oluyordu. Bu hissi seviyordu.

Kapıyı çaldı, ve Valerie bir kaç saniye sonra kapıyı açtı. Yorgun gibi gözükmüyordu aslında biraz neşeli gözüküyordu.

Her tarafına mavi boya sıçratılmış kot tulum giyiyordu. Valerie, onun önünde duran Calum'u görünce gülümsedi ve Calum da ona geri gülümsedi.

''İstiyorsan içeri gel ama seni uyarmalıyım apartmanım boya gibi kokuyor.'' dedi ve Calum başını salladı.

''Benim için fark etmez.'' cevapladı. İçeriye adım atarken mobilyaların plastikle kaplandığını fark etti.

Ayrıca dört tane geniş boya kovalarını ve fırçaları fark etti.

''Biraz yardım ister misin?'' sordu Calum kibarca.

''Evet, elbette.'' dedi yüzünde hala büyük bir gülümseme varken.

Calum, Valerie'nin gülümsemesini sevmişti ve ayrıca dudaklarını da. Muhtemelen o, Valerie'nin yüzündeki her özelliği seviyordu.

Geniş boya fırçasını aldı ve Calum'a verdi. Calum fırçayı sıkıca tuttu ve mavi boyaya batırdı.

Valerie eski ipod'unun yanına ilerledi ve onu küçük hoparlöre taktı. Two Door Cinema Club'ın şarkısı Cigarattes in the Theatre hoparlörlerden gürültülü bir şekilde bangır bangır çaldı ve ikisi, çalan Tourist History albümünü dinlerken boyamaya başladılar.

''Neden mavi? Senin sevdiğin renk mi?'' dedi Calum. Kızın önceki boya rengi, milyonlarca evde olan koyu bejdi.

Kafasını salladı. ''Hayır. Lila olacaktı. Maviyi seçtim, çünkü aklı rahatlatıyor. Mantıklı değil ama doğru.'' dedi.

İkisi ara sıra konuşmaya devam ettiler, ve Calum'un istediği gibi birbirlerini daha iyi tanımaya başladılar.

Kız garip ve sıkıcı görünebilirdi ama gerçekte olduğunun tamamen tersiydi bu.

Onun bütün odayı çok hızlı ve kolay aydınlatma şekli Calum'un onu daha fazla tanımak istemesine neden oldu.

Calum ona hayranlık duyuyordu.

+

nightmare disorder | calum hood | türkçe çeviriWhere stories live. Discover now