BİRLİKTE Mİ YANSAK|NefTah

Yan

O buradaydı. Ama ne işi var ki? Gram iş dünyasıyla ilgisi olmayan bir adamın burada olması. Masada dururken Tahir ve Mustafa abi birileriyle görüşmek için yanımızdan ayrıldı. Ben de bir meyveli maden suyu alırken Asiye abla da soğuk bir su aldı. Tahirin gitmeden önceki uyarılarıyla kafam şişerken maden suyumu yudumluyordum. Yanımda beliren bedenle kafamı çevirdim.

"Merhaba Nefes"
"Neden buradasın?"
"Sevgilinle gelmişsin"Arkadan gelen o muhteşem  sesiyle sevdiğim adam belime sarıldı.
"Sevgilisi değil kocası"

Sinirli bakışlarını Berk'e kafa atacak gibi duran Tahire bakarken belime daha da sıktı.

Yazarın ağzından;

Nefes ve Tahir birkaç dansın ve tanışmanın ardından yorgunlukla eve geldiklerinde üzerindeki yorgunlukla malum bir dille(!) sevişerek attılar. Sarılıp uyurlarken evdeki seslerden haberleri yoktu. Yataklarında rahat rahat uyurken kapının aşıcakla gibi çalınmasıyla yerlerinden sıçradılar adeta. Aşağıda Cemil Dağdevirenin bağırıp çağırmalarını az da olsa duyuyorlardı. Nefes üzerine uzun bir elbise tarzı birşey ve gecelik geçirirken Tahir giyinmişti eşofmanıyla tişörtünü bile. Hemen aşağıya indiler. Uyku mahmurluğuyla zar zor açtıkları gözleri karşılarındaki kişiyle fal taşı gibi açıldı. Cemil Dağdeviren Mustafa Kaleli'ye çektiği silahın namlusu tam kalbine geliyordu. Arkadan koşan Mercanın buraya gelmekte olduğunu gören Nefes sinirlenmeye başlasa da ortamın ciddiyetinden birşey yapamadı. Arkadan silahı alan polislere karşı bağırıp duruyordu gece yarısı Dağdeviren.

"Bunlar benun müşterumi çaldu. Helal lokma midur da o para yiyecesunuz"

Bağırıp çağırmaların ardından Mercan özür dileyip evden de çıktıktan sonra herkes giyinip ifade vermeye gitti.

Olan biteni anlattıktan sonra geri konaklarına döndüklerinde ilk işleri güzelce uyumak oldu herkesin.

🌑🌒🌓🌔🌕🌝

Nefes sabah kalkıp kocasını süzdükten sonra bir öpücük de bıraktı dudaklarına. Kalkıp duş aldı ve su içmek için mutfağa gitti. Kahvaltı hazırlayan Asiye ablasına hemen geleceğini söyledikten sonra yatak odasına çıkıp giyinmeye başladı. Üzerine askılı deri bir tişört altına da mavi dar bir etek giyindikten sonra Tahir'i uyandırmak için yatağa oturdu. Sabah yaptığı gibi biraz süzdü. Bütün asaletiyle yatan adama baktı. Sevdiği adama. Bu sefer öpücükle değil de farklı bir uyandırma şekliyle kocasını tatlı rüyasından kaldırmak istedi. Yüzündeki sırıtışla yataktan kalkıp geri çekildi. Boğazını temizleyip güzelce yutkunduktan sonra birden üzerine atladı Tahirin. Ne olduğunu anlamayan adam kalkmadan homurdanmaya başladı.

"Tahir kalksana ya hadi hadi hadi çocuklar gelecek bak"

Adam kadına boş gözlerle bakarken Nefesin yüzünde kocaman bir sırıtış vardı.

"Ne çocuğu güzelim sen ne diyorsun"
"Bizim çocuklarımız Tahir kimin olacak"

Kadın gözlerini devirip numaradan trip atmaya başladı.

"Sen kimin çocuğunu bekliyordun? Yoksa başkasından çocuğun mu var? Bak çabuk söyle kafayı yedirtme bana"
"Ne çocuğu ne diyorsun sen hatun senden bile daha çocuğumuz yok bizim"
"Senden bile derken başkasından olabilir yani peki tamam kalk giyin boşanıyoruz gidip dilekçe verelim"

Nefes yataktan bir hışımla kalktıktan sonra tripkarca kolalarını göğsünde bağladıktan sonra saçlarını taramaya devam etti. Tahir anlamaz ve şok gözlerle ona bakarken hala şoktaydı.

"Nefes iyi misin güzelim"

Nefes Tahirin suratında ifadeye bakıp yerlere yığılana kadar kahkaha attı.