Güzelliğine

2.1K 119 15
                                    

(Yazar Edis Hayranı)
^^^^^^^

Gözlerimi açtığımda o beyaz lanet olası tavandan anladığım üzere hastanedeydim ve kolumu oynatmaya çalışınca serum takılı olduğunu acısından anlamam çok da zor olmadı tabiki. Hayır anlamıyorum. Sevinçten kendini uçurumdan atmak ne mana? Amaç ne? Allahım çıldırıcam. Asiye abla yanımdaki sandalyede derin düşüncelere dalmış elimi tutuyordu. Tiz çıkan sesimle onun bakışlarını üzerime çektim.

"Asiye abla"
"Uyandun mı eltucum"
"Uyandım da noldu bana"
"Söyleyecum ama sakin"
"Söyle eltucum"
"Sen bayıldun. Tahir iyi yüzmesine rağmen boğulmuş. Onu kurtarduktan sonra hastaneye getirdiler senle birlikte. Bebeğinuz iyi Tahir de iyi uyanması bekleniyi"

Kafamı sallayıp kalkmaya çalıştım. Birden Murat içeri dalınca kapıya çevirdim başımı.

"Yenge yani yengelerim abim uyandu"
Kolumdaki serumu umursamadan zor da olsa çıkarıp kanayan yere peçete bastırarak. Yataktan kalktım.

"Hangi oda Murat"
"562 yenge ama sen kalkamasun yat sen"
"Başlatma yatmasına hesap soracak bir kocam var"
Kolumdaki peçeteyi bastırmaktan vazgeçip çöpe attım. Zaten kanama da durmuştu. Koşarak bir üst kata çıkıp odasını bulur bulmaz içeri daldım. Gözleri yarı açık Saniye anneyle yemek yememek için kavga ediyordu. Saniye hanımın karşısında durup izin istedim.

"Saniye anne bir müsade eder misin konuşmam lazım da kocamla"
"Uuh senun kocan da benum de oğlum"
"İyi benim de bebeğimin babası şimdi lütfen dışarı çıkar mısınız"

Kapıya yönelirken arkasından "teşekkürler" diye seslenip yatağın ucuna oturdum. Tahir siritik kurbağa gibi bana bakıyordu. Yüzüne küçük tokatlar atarken bir yandan da söylemiyordum.

"Gerizekalı salak mal aptal sen hangi akla hizmet uçurumdan atlarsın ya sen ordan atlayınca şokla bayıldım be. Ya bebeğimize birşey olsaydı. Gerizekalı"

Hıncımı alamayıp bir de pencereyi sertçe açtım. Derin derin nefesler alıp oksijen almaya çalıştım.

"Güzelim iyi misin"
"İyi değilim Tahir ya sana birşey olsaydı hiç mi düşünmedin ya nolur bana,bebeğimize diye"
"Birşey olmadı ama bak"
"Allahtan olmadı zaten ya olsaydı"

Oturup ağlamaya başlamamla ne yapacağımı şaşırmış üstümdeki bütün gerginliği atmaya çalışıyordum.

Yazarın ağzından;

Konağa döndüklerinde Tahir kendini bir karmaşa içerisinde buldu. Annesi çorba içirmeye Asiye yastık düzeltmeye yangazlar ve Mustafa da konuşmaya çalışıyordu.

"Yetti da ne konuştunuz bi salun beni"
"Aah rahat bırakın kocamı"

Nefes kocasının yanına gidip herkesi sırayla nazikçe odadan kovdu. Tahir yanını gösterip eliyle çağırdı kadını.

"Hatun sen neymişsin ne o neydi öyle"
"Nefes Kaleli usulü şeyler işte"
Kıkırdayıp gözlerine baktı sevdiği adamın ballarına yeşil gözler. Birbirini iki delici seven kalp gözlerindeki renklerine dalıp uyuyakaldılar.

🌑🌒🌓🌔🌕🌝
Sabah uyandıklarında kadın üzerindeki adamın göğsüne yaptığı baskıyla kıkırdadı. Yüzünde hain gülüşle kollarını kocasının boynuna sarıp kulağına birden bağırdı.

"Tahir çocuğu ezdin"

Bunu duyar duymaz ayaklanan koca adamın endişeli bakışlarına bir kahkaha patlattı. Birlikte ne kadar zor da olsa yataktan kalkıp giyinmeye koyuldular. Üzerlerini giyindikten sonra sarılma ve öpüş kokuş yerlerini atlayıp aşağıya indiler. Nefes artık üzerindeki şeylerin karnını sıkmamasına özen göstermeye çalışıyordu. Çünkü hemen bir kasılmaya düşerdi ya çocuk(!). Bütün korkusu buydu. Oysaki diğer kadınlar hamile hamile koşuyordu bile. Yüzüyordu. Onu bunu bırakın kadın Voleybol Liginde karnı şişmiş bir şekilde maça çıkan kadınlar vardı. Onun derdi ise ya sıkarsa giysiler?

Kahvaltılarını Nefesin büyük iştahıyla kapattıklarında şirkete koyuldular. Tahir büyük çabalarına rağmen Nefes şirkete gitmek istiyordu. Ve başarıyordu da. Şirkete gidip Tahirin odasına ilerlediler. Odaya girince 5 dakika sonra da Nefesin deyimiyle yelloz asistan girdi içeri.

Nefesin ağzından devam;

Yelloz içeri kıvırta kıvırta girerken elindeki dosyaları Tahirin masasına bıraktıktan sonra tahir kafasını kaldırıp bana soran gözlerle baktı.

"Canın birşeu istiyor mu güzelim söyleyelim getirsinler"
"Aslında bir kahve iyi olurdu ama bebeğe zararlıdır şimdi olmaz limonata olabilir yanına şöyle bir çilekli cheescake bir tane de profiterol ha son olarak da karamelli dondurma ayy çok canım çekti"

Gözümden kalpler çıkararak onların hayalini kuruyordum. Çikolatalı pasta,Elmalı turta,irmik helva,kadayıf,hmm buz gibi bir milkshake...Canım çok şey istiyor olabilir ama hepsi bebekten ben değil yani.

Tahir bu halime kahkaha atıp hepsini yellozdan isteyince siritik kurbağa da öyle kalakaldı. İzin isteyip odadan çıkmasının farkına varmadan gözümün önündeki baklavalara ve çöreklere gömülüyordum kafamda. Erik. Çilek. Karpuz. Kavun. Muz. Üzüm. Vişne. Dondurma. Künefe. Kadayıf. Baklava. Bal. Kaymak. Şerbet. ÖLÜCEM.
Bekleyemeyeceğim galiba onları ben. Telefonumdan Bebek kıyafetlerine bakarken ben de hayal kuruyordum. Ponçik ponçik yanaklar. İki tombul el. Küçük ayacıklar. Yumuşacık totiş. Minnacık burun. Güzel ela gözler. Babasınınki gibi. Güzel dudaklar. Kahverengi dalgalı saçlar. Çok tatlıydı be. Hayali bile tatlı. Ben hayalime dalmışken Tahir karşımdaki koltuğa dirseğini başına yaslamış beni seyrediyordu. Ona bakıp kocaman gülümseyince öpücük attım ben de. Ellerimi tutup beni kaldırdı.

"Sabahtan beri sesleniyorum duymuyorsun. İstediklerin geldi ama Nasıl daldıysan duymadın"
"Hayal kuruyordum."
"Nasıl bir hayal?"
"Böyle kahverengi dalgalı saçlı ela gözlü güzel mi güzel bir Bebek. Gözleri aynı seninki gibi"
"Seninki daha güzel seninkine çeksin benim oğlum"
"Oğlum mu ne oğlumu be kız olacak o"
"Ben hissederim erkek benim oğluşum"

Tövbe çekip yemeğe başladım tatlıları. Ardı ardına önce dondurmayla limonata sonra da cheescake ile profiterolle milkshake bitti. Ellerimi birbirine sürtüp kalktım masadan. Son kalan cheescake'imin iki çatallık parçasını tabağı elime alıp Tahire doğru yol aldım. Kafasını kaldırmasını beklemeden masaya oturup çatallaştık ağzına tıktım.

"Mmm güzelmiş"
"Ee yani"
Sırıtıp diğerini de verdikten sonra tabağı geri masaya bıraktıktan sonra dudaklarına küçük bir öpücük bırakıp çıktım odadan. Odama varınca işlerin biraz birikmiş olduğunu görüp dosyaları incelemeye başladım. Lavaboya gitme ihtiyacı hissedip kalktım masamdan. Varınca işlerimi halledip yüzüme su çarptım. Başım dönüyordu biraz. Odama geri döndüğümde masamın üzerinde koca bir çiçekle karşılaştım. Tahirdendir diyeceğim ama hödük düşünemez öyle şeyleri. Allah Allah. Kapımı kapatıp masaya yaklaştım. Üzerindeki kartı elime alıp okumamla pes dedim yani.

"Beni affetmediğini ve affetmeyeceğini biliyorum ama hala seni seviyorum. Beni unutmak için o adamla evlenmiş ve seviyor numarası yapıyor olabilirsin ama ben yemem. Sen hala beni seviyorsun. Bunu biliyorum. Bana geri dön. İş çıkışı bir yemeğe ne dersin sevgilim? Herşeyi konuşuruz. Ben de tam öyle düşünüyorum. Seni çıkışta alırım. Sana bu çiçekleri yollamam bana hala zambakları hatırlatmandandır ey kalbimin sahibi yeşiller Prensesi"

Biricik sevgilin Berk

Bu çocuk salak net.

"Nefes o Çiçek kimden güzelim?"

CAFER NERDESİN BEZ LAZIM.

🍊🍊🍊🍊🍊🍊🍊🍊🍊🍊🍊
Selaaamm ben geldim. 👋🏻👋🏻
48k oluşumuza seviniyorum ama son bölümün voteları önceki bölümlere göre çok düşük oldu.
Lütfen hassasiyet gösterirseniz çok sevinirim. 🙏🏻🙏🏻
Görüşmek üzere. 👋🏻👋🏻✍🏻
Bol öpücükler. 😘😘
Sizi seviyorum. 💙💙

BİRLİKTE Mİ YANSAK|NefTahOnde histórias criam vida. Descubra agora