"Size uzun bir süre kambek yok."
Bu ani kararı herkes hayretle karşılamıştı. Başkan, ciddi ama sakindi.
" Doğru, çıkışınız iyi oldu ama beklediğim kadar ses getirmedi. Daha fazla çalışıp kendinizi geliştireceksiniz. Biz de farklı bir konsept bulacağız. Bu kadar."
Yine artistik dönüş yaptı ve gitti. Kyungsoo'nun dudakları titremeye başladı ve başını eğdi.
"Benim yüzümden mi acaba?"
Kai sırıttı ve Kyungsoo'nun çenesini tuttu.
" Olan her şey sanki senin suçunmuş gibi konuşma bebeğim. Biraz erken çıkış yaptık. Ve kabul et, Mama zor bir şarkı. "
Kyungsoo iç çekti ve Kai onun beline sarıldı.
" Biz de bu arada daha çok gelişiriz ha?"
Kyungsoo onaylarcasına başını salladı.
Yaşanan ayrılıktan sonra HunHan paranoyak olmuştu. Kendilerine zaman biçmişlerdi.
" Eveeet, Allah Kısmet eder de bi 40 yıl daha yaşasak... Yok yetmiyor abicim!"
" Sehun? Ya sen erken ölürsen? Ay ben naparım ÜHÜÜĞAAĞ!"
" Yok yok, daha çok vakit geçirmeliyiz. Banyoyu beraber yapacağız."
" Haklısın evet! "
Kris somurttu.
" Sizden sonra o banyoyu bir daha kullanacağımı sanmıyorum. Teşekkür ederim."
Sehun omuz silkti.
" Umarım yeni albümde bizi ayırmazlar."
* * * * * * *
" Oh! Minho sunbaenim!"
" Kyungsoo! Naber? "
Kyungsoo 90 derece eğildi.
" Teşekkür ederim Sunbaenim."
" Biri sana Naber deyince teşekkür mü ediyorsun?"
Kyungsoo gözlerini daha da büyüttü ve tavana baktı.
" aaa... Doğru. .."
Minho kıkırdadı.
" Sorun yok Kyungsoo. Sevgilini de alıp bizimle şova gelin. Sahne arkasında beklersiniz. Ne dersin? Gördüğüm kadarıyla çıkışınız sırasında hep kendi odanızdaydınız."
"K-kaiye sorma-"
" Bana neyi soracaksın? Oh, Merhaba sunbaenim."
" Selam Kai. Ben de şova gelip gelmeyeceğinizi merak ediyordum."
" Neden olmasın? Soo?"
Kyungsoo başını evet anlamında salladı.
" O zaman hadi bakalım."
* * * * * * * *
" Waaah, SHINee Sunbaeler harbiden çok havalıı."
Kyungsoo bunu ağzı açık kalmış bir halde söyledi ve söylediğinin farkında değildi.
Kai sırıttı. " Değil mi?"
Ellerini göğsünde birleştirdi.
" Taemin'e bak kerata. Ona bu hareketi ben öğretim."
" Kai! O senin büyüğün! Ve sunbaen!"
" Ve onun her bi bokunu biliyorum. Playboyun teki de çaktırmıyor."
Kyungsoo az da olsa kıskanmadan edemedi. Kai ve Taemin her zaman yakın olmuştu, zaten ikiz gibi duruyorlardı.
Kai kolunun tekini onun omzuna attı.
Kafasıyla işaret etti.
" Bak, Infinite."
" Key sunbaenim ile Woohyun Sunbaenimin yakın olduğunu duymuştum."
" Yakın da ne demek, Ben ve Taemin gibiler!"
Kyungsoo iç çekti.
'Ben ve Taemin.' Pek hoşuna gittiği söylenemezdi ama Kai'ye de bir şey çaktırmak istemiyordu.
SHINee'nin performansı bitti ve Taemin yanlarına geldi.
" Hey , moron!"
" Sana da selam mantar kafa."
Taemin , Kai'ye sarıldı ve sonra da omzuna yumruk attı.
" İyi ki çıkış yaptın be, artislenip unuttun bizi."
" Sen de benim hareketleri yapıyorsun ne iş? Telif hakkını istiyorum."
" Babayı alırsın."
İkisi öyle sohbete dalmıştı ki, Kyungsoo'yu kimse fark etmemişti.
Kyungsoo yavaşça onların yanından ayrıldı.
" Öküz! Madem en yakın arkadaşın, sevgilini tanıştırsana dingil herif!"
Telefonunu çıkarıp Sulli'yi aradı. Minik kızla beraber sohbet etmek istiyordu, onu bir tek o anladı.
" Yobuseyo?"
" Sulliyah. Benim, Kyugs-"
" AAAAA! KYUNGSOO OPPAAA! Naber nasılsın? Abim nasıl? Ne oldu sana bişey mi yaptı? "
" Pek sayılmaz aslında. Pastaneye gidelim mi? Tatlı yemeye ihtiyacım var da."
" Neden olmasın? "
* * * * * * * * *
" Waaah jommel. Bunların hepsini bitirebilirmisin gerçekten Soo? Komaya girme de sonra abim bekar kalmasın."
" Merak etme. Az bile bunlar."
" Olay ne?"
" Aaa, şey, biz SHINee için şov-"
" Taemin-sshi?"
" Cidden zekisin Sulli. Hiç abine çekmemişsin. Bravo."
Sulli kıkırdadı.
" Onlar çok yakındır ama merak etme Soo. Taemin hem düz, hem de abimin ona karşı hisleri olmadığına kesinlikle eminim."
" Gerçekten mi?"
" Hmm-mm. Bir araya gelince biraz kudururlar ama naparsın, arada bi doğaya salmak lazım onları da."
" Sinirlenince çikolata gerçekten iyi geliyor."
" Omo! Gerçekten kız gibisin!"
" Y-yah! Değilim ben. Erkeksiyim."
'Luhanla takıla takıla böyle oldum aq.'
