Hediye

37 6 0
                                    

Onu görmeye hazır değildim.Kendimi buna hazır hissetmiyordum.O kadar acıdan sonra yeniden karşıma çıkması...Ne bileyim.Garip bir histi.Onu gördüğüm için sevindim mi?Evet.Onu özledim mi?Evet.Peki buna hazır mıyım?Hayır.Buna hazır değilim.Arabaya giderken arkamdan yine aynı sesi duydum.Durmadan yürümeye devam ettim.Onunla görüşmek,konuşmak dahi istemiyordum.Penceremi tıklattığında ona baktım.Eski günlerde ki gibi bakıyordu.'Buna tekrardan aldanma Mavi' diye geçirdim içimden.Oradan hemen uzaklaştım.Uzaklaşırken yan aynaya bakamadan edemedim.Ondan uzaklaşmayı seyrettim.Ve onun,oradan uzaklaşana kadar arkamdan bakışını seyrettim.Kalbimi acıtsa da böyle yapmalıydım.Eve girer girmez,yaşlar gözümden akmaya başladı.Durdurmak imkansızdı.Dizlerimin üstüne düşüp ağlamaya devam ettim.Kendimi toparlamam gerekiyordu.Kapıya dayanarak kalkmaya çalıştım.Sonunda kalkmayı başarmıştım.Kendime gelince aynanın karşısına geçecek cesareti bulamadım.Yastığıma sarılarak uyumaya çalıştım.Sabah alarmın sesiyle uyandım.Tamam ama ben bu zamana kadar alarm kurmadım ki.Bu ne alarmı?Ekrana bakınca Ses'in doğum günü hatırlatıcısı olduğunu fark ettim.Ah tabi ya.Biz o gün konuşmuştuk.Hepsi kafamdan uçup gitmiş.Eee ben hediye de almadım.Pastayı ben alsam olmaz.'Ne yapsam?' diye düşünürken aklıma Zahide ve Uzay geldi.Hem biraz kendime gelirdim.Tabi ne kadar gelebilirsem.Zahide'yi aradım ama açmadı.Hala uyuyor hatta daha acıkmamış.Hafiften gülümsedim.Uzay'ı aradığım da arkadan gelen çocuk sesiyle telefonu biraz uzak tuttum.

"Efendim Mavi."

"Bugün Ses'in doğum günü ve ona hediye alamadım.Çok kararsız kaldım ve onunla zaman geçirdiğin aklıma geldi.Benimle alış verişe çıkar mısın?"

Kısa bir sessizlik ve ardından 7.5 şiddetinde bir ses duyuldu.

"Mavi,seni birkaç dakika sonra arasam olur mu?"

"Tamam."

deyip kapattım.Birkaç dakika çoktan geçmişti.Geri dönmemişti.Bu kibarca sana ayıracak vaktim yok demekti.Umudumu kaybedip tek başıma çıkmaya hazırlanmışken telefonum çaldı.

"Efendim."

"Sabah beni aramışsın.Kahvaltı yapıyordum duymamışım."

Olayı ona da anlattım.Hemen hazırlanıp çıkacağını söyledi.Hatta beni evimden bile alacağını söyledi.Neden böyle dediğini biliyordum.Kendimi kötü hissedeceğimi düşünüyor.Haklıydı.Ama ben güçlü bir kadınım.O kadar engeli ve sorunu tek başıma göğüs gerdim.Bu benim için küçük bir sorundu.Hatta sorun bile değildi.Sadece...düşüncelerin devamını getiremeden telefonum çaldı.

"Kusura bakma seni arayamadım.Tabi çıkalım.Aslına bakarsan Bulut ile ilgilenmekten ben de unutmuştum.Nereye gidelim?"

"K... şubesini biliyor musun?"

Ses gelmedi.

"Özür dilerim.Sana cevap vereceğim yerde başımı evet anlamında salladım.Biliyorum.Oraya mı geleyim?"

"Evet canım.Beni de Zahide alacak.Yarım saate görüşürüz."

K...'a gelince küçük çaplı şok yaşadık.Ne demek bu saatte kapalıyız?

"Kızlar bugün günlerden ne?"

"Cumartesi ve kapalı olması çok normal.Yürüyün diğer yere gidelim."

Birkaç yer gezdikten sonra hediyeyi alabildik.En azından kendime biraz gelmiştim.Dün ki olayı unutmuş,yeni bir sayfa açmaya karar vermiştim.


1 AY SONRA

Olayın üstünden tam 1 ay geçmişti.Bu 1 ayda kaç tane hap içtiğimi hatırlamıyorum.En başa dönmüştüm.Eski günler gözümün önüne geldikçe ağlayasım geliyordu.Onlar aklıma geldikçe antidepresan ilacımı içmediğim aklıma geliyordu.Bir tane daha bir tane daha diye diye 1 kutuyu boşaltmışım.


4 YIL ÖNCE

Siyah elbisemi giyip çıkmıştım.Kendimi acayip güzel hissediyordum.Doğa bana güzel enerjiler gönderiyordu.Bu tür enerjilere her zaman inanırdım.Sanırım bunun nedeni de kişisel gelişim kitaplarını çok okumamdı.Her zamanki gibi kahvemi alıp şirkete geçtim.Kahvemin son yudumunu yudumlarken Hülya Hanım karşımda birisiyle dikildi.

"Mavi günaydın.Seni yeni iş arkadaşımız Bulut ile tanıştırayım."

Elimi uzattım.

"Ben de Mavi.Memnun oldum."

"Ben de memnun oldum."

yerime geçtiğim de aklımdaki düşünceler bir anda durdu.Neler olduğunu anlayamamıştım.Sanırım erken uyanmanın verdiği bir şeydi.İşleri genelde Bulut Bey ile yapıyordum.Bu sayede daha yakın olmaya başlamıştık.Ve gün geçtikçe aramızdaki samimiyet başka bir şeye dönüşmüştü.Ve o an anlamıştım ki ilk karşılaşmamızda ki içimdeki duygu buymuş.İş çıkışı beni alamayacağını söylemişti.Neyse ki bugün arabamla gelmiştim.Evin kapısından girerken ekran yandı söndü.


GÖNDEREN:BULUT

ALICI:MAVİ

"Bagajda sana ait bir şey var."

Bagajda bana ait bir şey mi var?Bagajda küçük bir koli vardı.Eve girip hemen açtım.Kutunun içinde bolca çikolata ve renkli kağıtlarda sözler vardı.Hoşuma gitmişti.Yani biraz ergen gibi olabilir ama yine de aklına gelip bana hediye göndermişti.Notların birinde şu yazıyordu.

"Bugün seni alamadığım için özür dilerim."

Bu tür hediyelerin sonu hiç gelmedi.Bulut her zaman bana şöyle derdi.

"Sen gök yüzüsün.Ben de sana ait bir bulut."


GÜNÜMÜZ

"Mavi,iyi misin?"

Kendime geldim.

"Sadece daldım.Sorun yok."

"İstersen eve gidebilirsin."

"Şuan tek başıma kalmak istemiyorum."

Şirkette ki herkese olayı tek tek anlatamazdım değil mi?Evin önünde birisinin beklediğini gördüm.Elinde çiçekler vardı.Acaba mı?diye geçirdim içimden.Arabayı park edene kadar çocuğun sevgilisi gelmiş ve çiçeği ona vermişti.Yanlış alarm diyerek eve girdim.Mutfaktan gelen güzel kokular alıp götürdü beni.En sevdiğim yemekler yapılmıştı.Annem mi geldi?

"Anne?"

Odaları tek tek gezdim ama kimse yoktu.Aklıma Bulut geldi.O yapmış olamazdı değil mi?Hem onda anahtarımın ne işi var?En iyisi kilidi değiştirmek.Yarın sabah arayacaktım.Yorucu bir günün ardından uyumak en iyi seçimdi.Yatağın yanında renkli kağıt buldum.Üstündeki yazıları okumaya çalıştım.Mübarek doktor yazısı gibi.Okuyamadım ki.Buruşturup bir kenara attım.Buz gibi yatağa kendimi atıp düşünmemeye gayret ettim.Şirkete geç kaldığımı fark ettim.Atıştırmaya bile vaktim yoktu.Hatta makyaj bile yapmadım.Yapamadım yoksa yetişemem.Şirket kapısından girerken durdum.Geri dönüp gitmek istedim.Arkamı döndüğüm de Hülya Hanım bana seslendi.Gözlerimi kapatıp önüme döndüm.Ne diyeceğini merak ediyordum.

Bir Bulut OlsamHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin