BEYAZ SAYFA

820 40 19
                                    

Yazar

Murasakibara çözüm yolu ararken daha büyük bir çukurun yaklaştığını fark
edememişti, etse de artık çok geçti...
"Mine-chin?" Şaşkınlıkla bakıyordu ona çünkü yanında Kagami vardı. İçinden 'Mine-chin ve Kagami mi? Bu ikisi Kuro-chin'e aşık değil miydi? Bi dk... El ele tutuşuyorlar!'

Belki büyük bir sorundu ama en azından Murasakibara için bir şans doğmuştu...

Murasakibara

Tanrı kesinlikle dualarımı kabul etmiş olmalı, başka açıklaması yok çünkü.
-Oye! Siz kumrular ne konuşuyorsunuz bakalım?
Mine-chin sırıttı. Murochin ise üzgün bir şekilde konuşmaya başlayacaktı ki elini tuttum ama biraz sıkarak.
- Sevgililerin konuştuğu şu sıkıcı konuları Mine-chin. Ne kadar gün oldu gibi.
-Harbi, ne kadar oldu siz çıkmaya başlayalı?

Himaru

Doğru ya, onlar bizi 1-1,5 yıldır çıkıyor biliyor. Bu aklımdan tamamen çıkmıştı. Sonunda güzel bir an. Bunu iyi değerlendirmem gerekiyordu.

Parmaklarım onun parmaklarında geçirerek kenetledim. "569..569 gün oldu Aomine." Kagami heyecan ve şaşkınlıkla karıştı söze "Çok fazla olmuş Himaru. Söylesene seni üzüyor mu?" Murasakibara'ya baktım, beni şaşırtan kafamı çevirdiğimde bana bakmasıydı hemde gözlerinin içi parlayarak.
- Hayır...(Sırıtarak kafamı eğdim) Bilerek asla üzmez....
-Ne güzel. Bizde çıkmaya başlayalı 1 hafta oldu (ellerini gösterirler)
-Taiga, sen Tetsuya'ya aşık değil miydin?
-Şey o olay biraz karışık.
-Neyse, önemli olan sevdiğinin yanında olması.
-Haklısın
Taiga o efsane gülüşüyle bize baktı ardından da veda edip yanımızdan ayrıldılar. Ellerimi yavaşça çektim. Başım hala öne eğikti.

Onun elleri sıcacık. Teni yumuşacık. Hissiyatı, durgun bir suya dokunurmuşçasına güzel... Fakat ellerimi ayırdığım anda gözlerimden süzülen yaşların sıcaklığıyla irkildim. Kafamı aniden kaldırdım. 'Ben..ben neden ağlıyorum? Tek yaptığım ellerini bırakmaktı!'

Olan buydu, canımı acıtan buydu. Onun elini bırakmam.. Gözlerimi kapattım, bir zehirin vücudumda nasıl dolaştığını hissetim "Aşk..."

Murasakibara

Aşk? Aşk mı? Ne demek şimdi bu? Nereden çıktı ki?

Önüne gelen saçlarını elimle geriye doğru çektim "Murochin?!" O...o ağlıyordu! Ama neden? Dizlerinde olan elini tuttum "İyi misin?!" Panik yapmıştım hemde fazlasıyla, onu hala seviyordum çünkü. Deliler gibi aşıktım ona ve evet çok da azgındım. Yatağa yatırsam oradan çıkmamız en az 1 hafta. O kadar çok istiyordum onu ve hala da istiyorum. O benim!

Kafasını bana döndürdü. Kanlanmış ve hala ağlamaklı olan gözlerle bana şaşkın şaşkın baktı "Murasakibara..."
Ağlaması durmuşa benziyordu. Elimi çekip tekrar ettim sorumu fakat elimi çektiğim anda tekrar gözleri yaşlarla doldu. Yoksa elimi çektiğim için mi ağlıyordu? O da benim gibiydi, ellerimi asla bırakmak istemiyordu.

Gülümseyerek ellerini tuttum "Şimdi nasılsın?" Koluyla göz yaşlarını silerken bi yandan da tuttuğum ellerine bakıyordu. "Umarım bu bir hayal değildir." şeklinde mırıldandığını duydum. "Emin ol şu an olabilecek en gerçek an." sözlerimle beraber yüzünü saran kızarıkları gördüm.

Ona onu sevdiğimi söyleyecektim ki telefonumun titremesiyle irkildim.
Telefonu açınca 'Bir mesajınız var' uyarısını gördüm. "Pekala.." Murochin kanlanmış olan gözleriyle bana bakmaya devam ediyordu, en azından ben öyle hissediyordum.

'Mukkun! Yarın yapılacak olan maça kesinlikle gelmelisin. Saat 13:30'da ama biz 12'de orda olacağız. Diğerlerine de haber verdim ama sen birazcık umursamaz olduğun için özel uyarı aldım "0_0
Tam saatinde orda olmanı bekliyorum.'

GİZLİ ÜYE (YAOI) TAMAMLANDIWhere stories live. Discover now