KİMSİN SEN?

706 37 8
                                    

Yazar

Hiroshi'nin gruba girmesinin üzerinden yaklaşık 1 gün geçmişti ve herkes onu Kuroko'nun ikizi olarak yorumluyordu. Aslında haklıydılar. Gerek yetenekleri olsun gerek huyları, o kadar benziyorlardı ki ikiz dememek ayıp olurdu. Fakat birbirlerini sadece isim olarak tanıyabilmişlerdi, koyu muhabbettleri olmamıştı koca 24 saat içinde. Kuroko onunla konuşmak için can atsada cesaretini toplayıp bir türlü yanına gidemiyordu. Hiroshi ise ona bakmıyordu bile. Baksa bile 3-4 saniye sonra kafasını çevirip işini yapmaya devam ediyordu. İstemsizce üzülüyordu Kuroko bu duruma fakat Hiroshi'nin huyu buydu. Tanımadıklarına soğuk yüzle bakardı, eğer tanıdığı birini görürse yüzünde güller açar ona sıcak bir sarılma bile bahşederdi. Bu yönü bilinmediğinden çok yanlış tanımlandı ilk zamanlarda.

1 hafta geçmişti ve hala bir muhabbet kuramamıştı küçük gölge. Günlerden Pazartesiydi ve çıkışta idman vardı. Kesinlikle konuşacaktı o gün, kararlıydı..

~16:30~

İdman bitmişti ve herkes gitmişti bile, onlar hariç. Kuroko bunun iyi bir fırsat olduğunu düşünerek Hiroshi'nin bulunduğu soyunma odasına gitti. Kapının önüne geldiğinde gerçekten ilginç bir konışmaya şait oldu...

Kuroko

Topladığım cesaretle kapının önünde öylece duruyor içerde telefon konuşması yapan Hiroshi'yi dinliyordum.

"Evet ben seçildim.. Sevindiğine sevindim.. Şu anlık herşey iyi, bir kavga fln olmadı yani dert etme.. Onlara bunu nasıl söyleyeceğim bilmiyorum bile. Duydukları zaman beni grupta atabilirler.. Evet evet biliyorum bilmeleri gerek ama beni de anla. Bu hastalık farklı, astım veya koah değil ki.. Haklısın... En yakın zamanda diyeceğim.. Kuroko mu?.. Hayır daha benimle hiç konuşmadı.. İlk ona bahsetmeyi planlıyorum.. Bilmem ama kendimi ona fazla yakın hissediyorum.. Yakın zamanda benimle konuşacağına eminim.. Neden mi? Çünkü çok sık bana bakıyor.. Evet.. Hayır onu gözetlediğimin farkında bile değil.. Canım kardeşim beni merak etme, sen hastanede fizik tedavini aksatma yeter.. Bir iş bulunca her ay düzenli para göndereceğim ve seni ameliyat ettireceğim tm mı?.. Bende seni seviyorum.. Görüşürüz.."

Kalbim çok hızlı atıyordu. Yarım yamalak anladığım konuşmayı idrak etmeye çalışırken kapıya yaklaşan ayak sesleriyle kendime geldim. Hızla arka çıkışa koştum. O an daha yakın gelmişti bana.

Dışarı çıktığım anda alabildiğimce havayı akciğerlerime doldurdum. "Beni fark etmiş.." Yavaş adımlarla karşımdaki kocaman ağacın dibine oturdum "Fark ettiyse ne olmuş ki? Kalbimin bu kadar hızlı atmasına gerek yok." Bunu dedikten sonra inadına daha da hızlı atmaya başladı kalbim. "Neden?.. Neden heyecanlanıyorum?.." Dizlerimi kendime çekip kafamı gömdüm. Olanları aklımdan geçirirken konuştum "Peki o konuşma da neyin nesiydi öyle?" Konuşmayı hatırlamaya çalıştım, benim dışımda bir de hastalıktan bahsetmişti. Özellikle de normal bir hastalık olmadığını ve onu kabul etmememizden korktuğunu dile getirmişti telefondakine. Nasıl bir hastalıktı ki dediği?

Kafamı kaldırdığımda gökyüzündeki bir damla ışık bile gözümü almış ve 5-6 saniye etrafımı görememiştim. Her yer netleşmeye başladığında karşımda bana bakan bir çift göz gördüm. Korkuyla kafamı geri çektiğimden ağaca tosladım ve bir müddet acıdan kıvrandım. "Hiroshi-kun.."

"

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
GİZLİ ÜYE (YAOI) TAMAMLANDIWhere stories live. Discover now