«KÜÇÜK BİR KAÇAMAK» 27.

7.9K 212 55
                                    

Buraya şapşik bir Ayaz bırakıyorum :)

Ayaz'dan;

Sabah uyandım ve ilk defa Zeynep'i uyurken buldum. Yani evlendiğimizden beri. Bilmiyorum ama bu çılgın ve dik başlı kız beni eğlendiriyor. Ne yaptıysam asla boyun eğmedi. Takdir etmek lazım. Çünkü onun yerinde başkası olsa ses etmezdi bu durumlara.

Benden nefret ediyor. Ama ben etmiyorum. Evet inanamıyorum ama ben Zeynep'e alıştım. Onu dün gezdireceğimi söylemiştim. Beni ciddiye almamış olabilir fakat ben ciddiyim. Bu evlilik öncesi yaşananlar onu çok yıprattı ve biraz da olsa eğlenmeye hakkı var.

Banyoya gidip kısa bir duş aldım. Havluyu belime sarıp banyodan çıktım. Zeynep hala uyuyordu. Onu uyandırmak istemiyorum.

Kıyafetlerimi giydim. Ama her zaman giydiğim takımlar değil. Rahat edebileceğim bir kıyafet giydim. Sonra koltuğa oturdum. Zeynep'i kucaklayıp yatağa yatırdım. Galiba küçük bir oyun oynayacağım.

Bu oyun için tişörtü çıkardım ve yatağa yattım. Zeynep'in kollarını boynuma sardım ve uyku numarası yaptım. Allah'tan saçlarımı kurutmadım. Bu da oyunun bir parçası olabilir. İşimi kolaylaştırır.

Zeynep birkaç dakika sonra uyandı. İlk başta tepki vermedi. Saçlarıma dokundu. Sonra doğrulup hızlıca nefes aldı. Dikkat ağlama tehlikesi.

- " Benim burda ne işim var. Nasıl geldim ki ben buraya. Hem bu neden çıplak ve saçları niye ıslak. Allah'ım lüften düşündüğüm şey olmasın. O şimdi olamaz."

İlk cümlesinde sesi titremişti ama şimdi dondurması elinden alınan çocuk gibi ağlıyor. Bir şeyi abartmasa olmaz zaten.

Bende yeni uyanmış numarası yaptım.

- " Zeynep. Günaydın balım."

- " Balım mı?"

- " Evet. Karıma böyle seslenmek istiyorum. Suç mu?"

- " Evet suç. Hem biz gerçekten evli değiliz ki."

- " Hatırlamıyor musun? Yoksa sen gece içki mi içtin? Gerçi öyle olsa alırdım kokusunu."

- " Neyi hatırlayacağım ki. Birşey mi oldu?"

- " Sen benim gerçekten karım oldun Zeynep."

Gözlerini fal taşı gibi açtı ve sonra elleriyle yüzünü kapatıp yine ağlamaya başladı. Bu oyun iyice hoşuma gitti. Biraz daha uzatıp gerçeği söylerim.

- " Ayaz bak ne olur yalan söyleme. Şaka yapıyorsan da hiç komik değil emin ol."

- " Niye şaka yapayım. Karım değil misin? Aramızda böyle bir şey olması gayet doğal. Hem sen geldin yanıma. Yakınlaştın. Sana dedim dedem torun istedikten sonra sana bir haller oldu diye."

- " Öyle olsa insan hisseder."

- " Gayet ateşliydin Zeynep. Ben bile dayanamadım. Hem saçımın ıslaklığı biraz da belli etmez mi? Bu sabah gusül aldım."

- " Ben nasıl yaparım böyle birşeyi. İnanamıyorum."

Aslında gayet soğukkanlı ilerliyordum. Ama Zeynep öyle üzgündü ki bu oyunu daha fazla ilerletemedim. Bu kadar mı nefret ediyor benden?

- " Zeynep tamam ağlama! Olmadı öyle birşey. Seni bu sabah buraya bıraktım. Ama bir daha o koltukta yatma. Tamam mı?"

- " Ayaz başka yapacak şaka bulamadın mı Allah aşkına. Yüreğime indi."

- " Benden neden bu kadar nefret ediyorsun Zeynep."

- " Hayır. Nefret değil. Sadece sana ısınmaya çalışıyorum. Biliyorsun biz birbirimizi sevmeden evlendik. Hemen birşey hissedemem sana. Ama senden nefret etmiyorum."

TÖRE Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin