XXVI

4K 583 101
                                    



   Bu kadar korkutucu bir ifade gördüğünü hatırlamıyordu Taehyung. Şeytan'ın suretindeki tarif edemediği duyguların Doktor Min Yoongi'nin endişeli suretine yansıtıyor olması ürkütücüydü. Jungkook bu haliyle tamamen kafese kıstırılmış bir hayvan misali çırpınıyor ve kelepçeyi es geçerek yetebildiği kadarıyla küfürler yağdırdığı bedene doğru ulaşmaya çalışıyordu. Ürkmüş beden odanın bir köşesine sindi ve her an üzerine yapışacak olan şahısın kükremelerini işitmeye devam etti. Baştan aşağıya katranla yıkanıp alev aldığı bedeninde tamamen mutlak bir korku hakimdi. Ondan korkuyordu. Şeytan'dan korkuyordu. Ve Şeytan onun Azrail'i olsun istemiyordu.

"Jungkook sakin ol artık!"

Kaküllü omuzlarından tutuğu bedeni güçlükle yatağa oturttu ve sakinleşmesi adına çaba gösterdi. Fakat onun kuduz bir köpek edasındaki tavırları kendisini dahi ürkütmüştü. Kendine zara vermesinden korkuyordu. "Onun derisini yüzeceğim!" Taehyung ellerini yataktaki bedenin çenesine doğru yerleştirdi. Başını çevirip gözlerine bakmasını sağladı ve ona şunu fısıldadı. Sadece ikisinin duyabileceği, ipeksi bir fısıldama.

"Uslu dur."

Kaküllünün yüzündeki tatmin edici gülümseme Jungkook'u sakinleştirmeye az da olsa yetmişti. Onun hatırına uslu durabilirdi. Derincene nefes aldı Jungkook. Göğsü yükseğe çıkıp indi ve kaküllünün şimdi ise Min Yoongi'ye doğru ilerleyişini gördü. Tam aralarında durup sırtını duvara verdi. Onları bir güzel izleyip öyle konuştu. "Şimdi ikinizinde yüzleşmesini istiyorum, ne olduysa anlatın ve lütfen sesinizi yükseltmeyin." Yoongi alayla gülümsedi. Kendini beğenmiş tavrı ona çok yakışırken kollarını önünde birleştirdi. Kaküllüye alayla bakarkenki bakışını yakalayan kuzgun konuşmadan edemedi.

"Gözlerini oyacağım, hemen buraya bak." Yoongi gözlerini bıkkınca hareket ettirdi ve denileni yaptı. Taehyung ise şimdi onları can kulağıyla dinliyordu. "Jimin bana her şeyi anlatmıştı. Kabullenmek istemedim adi herif.  Cezanı kendi ellerimle verecektim ki siktir olup gittin, seninle birlikte Jimin'de gitti. Ne halt yediğini biliyorum,hatta biliyoruz. Götünden terler aktığınıda çok iyi biliyorum orospu çocuğu." Taehyung bu konuşmanın kavgayla son bulacağını düşünsede, Yoongi şimdi ise rahatlığını koruyordu bile. Sanki suçsuz edasında bir havaydı bu.

"Bak, Jimin'e tecavüz etmedim. Ki etmiş olsaydım karşı çıkardı." Bu geçerli bir sebep olabilirdi ama Jungkook her zaman onu çıkmaza sürükleyecek lafları iyi biliyordu. "Tedavinin bir parçası olduğunu söylemişsin seni sapık herif! O bebek misali masum çocuğa ne yaptığını nereden bilsin?! Onu sapık fantezilerine alet etmemeliydin it herif." Yoongi omuzlarını dikleştirdi ve işaret parmağını havaya sallayarak konuştu. Sinirliydi, hemde fazlasıyla.

"Jimin'in bir bebek misali masum olduğunu onu tanıyana dek bende öyle sanıyorum! Ama onun hakkında öyle şeyler öğrendim ki Jungkook! Şu anki dosyasında yer almayan her şeyi biliyorum! Senin gözün onun elinde siktiğimin tavşanı varken başka bir şeyini görmedi!" Yoongi farkında olmadan adımlarını yatağa doğru yöneltti. Jungkook duydukları karşısında sinirinden ödün vermesede kafası karışmıştı. Ama üste çıkmaya devam etti.

"Bu onu sikmen anlamına gelmezdi! Seni mahvedeceğim!" Taehyung araya girip Yoongi'yi uzaklaştırdı. Ortamı sakinleştirip konuşmaya girdi. "Bu ne demek oluyor? Hakkında ne öğrendin?" Yoongi sinirle karışık alayla gülümsedi. Saçlarını geriye doğru attı ve adrenalinden dolayı hızlanan soluklarını düzene soktu.

"Resimlerden bahsettin bana Taehyung. Ben onun nü çalışmasını kendi isteğimle yapmadım-" Jungkook araya girdi, tek eliyle sigarasını yakmaya çalışırken. "Siktir oradan." Taehyung kuzguna sert bir bakış yollamasının ardından kendini Yoongi'nin sohbetine kaptırdı. "Benden çizmemi o istedi. Jungkook bana inanmıyorsun ama lanet olası yüzünü çizdiğim bir resmin vardı. Onu ben istemiştim. Ama senden hiçbir zaman nü istemedim. Hatta seninle olan ilişkimiz daha uzundu. Senden böyle bir şey istemedim, biliyorsun?"

LYNCH.Where stories live. Discover now