32

1.1K 153 5
                                    

Yatakta yatmış öylece tavanı izliyorlardı. Chenle içinde hissettiği kıpırdanmalara bir anlam yüklemek istemediği için derin derin nefesler alarak bunu yok etmeye çalışıyordu. Jisung ise ellerini karnında birleştirmiş, olacak yeni bir şeyleri bekliyordu. Yine de bir süre tavandaki sahte yıldızları izlemeye devam ettiler.

"Jisung."

Chenle neredeyse fısıldadı.

"Hm?"

Sessizlik tekrar çöktüğünde Chenle tekrar derin bir nefes aldı ve tekrar konuşmaya çalıştı.

"Bu gece birlikte uyuyalım. Olur mu?"

Jisung tavana doğru gülümseyip başını salladı. Yanındaki beden ona doğru döndü.

"Jisung, ben de küçükken bir kaza geçirdim. Deprem benzeriydi, yangın da çıkmıştı. İlkokulun ilk günüydü hatta. Yanımdaki çocuğun, kolu..."

Jisung bu konunun açılmasıyla beraber kalbinin acıdığını hissetti.

"...ah, acıdı. Kolu acıdı işte. Öyle bir şeyler oldu."

Yanında onu izleyen çocuğun kelime seçemeyip yarasını bile anlatamadığını farketti. O da yatakta dönüp, Chenle'nun gözlerine baktı.

"O kişi benden başkası değildi."

Bu gerçek her zaman yanlarında olacak, canlarını acıtacak, zihinlerinden çıkmayacaktı. Şimdi bunu cesurca söylemek en doğrusuydu.

"Gecelerimi yalnız geçiremedim, sürekli iğrenç rüyalar gördüm. Ağladım, hayatımdan o rengi çıkardım. Kendi damarlarımda dolaşan şeyden nefret ettim ben. Bunların sorumlusu sensin, belki de ben fazla korkağım."

Nefes seslerini dinlediler.

"Şu an hayatımı mahveden insandan hoşlanıyorum. Çok saçma..."

Ellerini yüzüne kapatıp fısıldadığında fazla utanmıştı. Oysa birkaç gün önce Jisung aşkını itiraf ederken fazla soğukkanlıydı.

nave, chensung Where stories live. Discover now