7. BÖLÜM

207 13 0
                                    

***İYİ OKUMALAR ARKADAŞLAR...***

Ben bu iş yerine okulun ikinci senesinde girmiştim. Akın beyin babası Tuğrul beyle babam bir vesileyle tanışıyorlarmış. Tuğrul bey benim de iç mimarlık okuduğumu duyunca seve seve beni buraya kabul etmişti.

Önceleri başımızda o olduğundan Tuğrul bey tarafında korunup kollandığım olmuştu. Beni koruyup sevmesini kullanmamış, aksine onu ve babamı hayal kırıklığına uğratmamak için her zaman daha bir gayretle çalışmıştım.

Seneler içinde birbirimizi sevmiş, birbirimize çok saygı duyar olmuştuk. Yerini büyük oğlu Akın beye bırakırken beni çok güzel kelimelerle anlatmış, Akın beyi bilgilendirmiş olmalı ki Akın bey de babası gibi bana güvenmiş, büyük işlerin içine sokmaktan çekinmemişti.

Aldığım her sorumluluğu alnımın akıyla yaptığımı ve her iki tarafın da bu durumdan memnun kaldığını görmesiyle bana her defasında daha büyük projelerde yer vermiş, bundan da hiç pişmanlık yaşamamıştı.

Melisin de çekemediği buydu sanırım. Çünkü o benden daha tecrübeli olmasına rağmen bu güne kadar öyle büyük bir proje de yer almamıştı. Her fırsatta benim torpilli olduğumu söyleyip duruyordu, ama aslında bunun doğru olmadığını o da adı kadar iyi biliyordu.

Zaten artık diğerleri de onun bu söylediklerine aldırış etmiyor, hatta kimileri haddini bildirmekten geri kalmıyordu. Benim can arkadaşım Serkan gibi, daha bir çokları da ona bunu söylemişlerdi.

Toplantı bitiminde herkes tarafından tebrik edilmiştik. Teker teker odadan çıkarken ben de hızla Melis cadısının yanına doğru ilerlemeye başladım. Yanına gittim ve önünde durarak yüzüne bakmaya başladım.

''Siz tebrik etmeyeceksiniz sanırım, neyse ki benim için büyük bir kayıp olmayacak ama ben sizi tebrik etmek istiyorum'' dediğimde meraklı bakışlarını yüzümde gezdirmeye başlamıştı.

''Bir başarısız girişim de daha bulundunuz. Ama azminize hayran kalmamak mümkün değil. Merak ediyorum Melis hanım, bu kadar hezimetten sonra kendinizi nasıl hissediyorsunuz acaba'' diye sordum alayla.

''Nihal benimle...'' diye söze girdiğinde sinirle sözünü kestim. Benim de bir sabrım vardı ve ben sonunu bu akşamki olayda tüketmiştim.

''Nihal hanım, diyeceksiniz. Artık karşında okul talebesi yok. Sen neysen ben de oyum. Hatta düşündüm deee... senden daha fazlasıyım. Bir daha benimle uğraşırsan sonuçlarına katlanırsın'' diyerek konuşmasına fırsat vermeden yanıma gelen Serkan'la birlikte toplantı odasından çıktım.

'' Vayy, bizim kediciğin tırnakları da mı varmış'' diyerek benimle eğlenmesine gülerek karşılık verdim.

''Sen hiç kediciğin kuyruğuna bastın mı... Basmadın. Tavsiyem hiç basmamandan yana, içimdeki vahşi kedi kızı görmek istemezsin Serkan.''

''Onu az önce gözlerinde gördüm. İyi yaptın. Sen sustukça üzerine gelmeye devam edecekti. Herkes yerini bilsin, bence geç bile kaldın tepki vermekte. Ama arkanı kollamayı ihmal etme derim.''

''Merak etme, bir daha karşıma çıkarsa onu bizim oraların kuvvetli yıldız rüzgarıyla tanıştırırım... O anca arkamdan benim yükselişimi izlemekle kalır, o da rüzgarımın şiddetine karşı koyabilirse... Şu otel işi için bir ara konuşalım.''

''Yarın bir kaç saat mesai yapsak nasıl olur. Ya da siz de buluşalım. Feride teyzenin yemeklerini özledim. Hem Nihat abiyle sohbet ederiz.''

''Tamam, anneme söylerim yarın akşam iş çıkışı bize geçeriz. Şimdi daha fazla oyalama beni'' diyerek arabama ilerleyip evin yolunu tuttum.

Küçük Tesadüf Büyük Aşk (TAMAMLANDI)Donde viven las historias. Descúbrelo ahora