13

101K 8.8K 35.7K
                                    

13: Mızmız çocuk, Jeon Jeongguk.

Selamlar, yorumlarınızı beklediğimi unutmayın.

Sizi seviyorum.

Taehyung'un hızlı adımlarına yetişmeye çalışırken, belimdeki ağırlığın bana hiç uygun olmadığını düşünüp duruyor, ancak buna bulaştıysam katlanmam gerektiğini kendime hatırlatıyordum.

Boş sokakta adımlarının sesi yankılanan adam, kafasındaki şapka nedeniyle tüm saçlarını gizleyen ve yüzünü bile görünmez yapan Taehyung'tan başkası değildi. Elimdeki harita, herife çok yaklaştığımızı söylese de bir türlü bulamıyor oluşumuz garip geliyordu. Tanrım, anlamış olamazdı. Bizi daha görmemişti bile!

"Buralarda," dedi, önümde yürümeye devam ederken koluma çarpan ceketini karnına bastırırken. Diğer eliyle çantasını omzunda sabitliyordu ve kafasını omzundan bana çevirip, elimdeki telefonun ekranına bakıyordu. Tanrım, hem sinirliydi, hem de bu şapkayla bile ateşli. Ona diyecek hiçbir şey bulamıyordum.

Önüne döndüğü gibi girdiğimiz ara sokaktan çıkmış, bir başkasına girmiştik ki; Taehyung aniden bana dönüp, bedenimi arkamdaki duvara sertçe yasladı ve elleri dizlerimin altından geçti. Ani hareketleriyle hızlanan kalbim yaptığı şeye bir anlam vermek için kullanmam gereken beynime hiç yardımcı olmuyordu. Ellerim hızla omuzlarına tutunmuş, bacaklarım beline dolanmıştı ve Taehyung öyle bir hızda dudaklarıma saldırmıştı ki; bunu algılayıp, omzuna bastırdığım telefonumun düşmemesi için çaba göstermem zorlaşmıştı.

Kafasını yana yatırdı, bedenimi biraz yukarıya zıplatıp, belime daha sıkı sarıldı ve karşılık veremeyen dudaklarıma aldırmadan, sertçe emip; dişlemeye devam etti.

En sonunda kendime gelebildiğim ve dudaklarına karşılık vermeye başladığımda biraz geç kalmıştım çünkü Taehyung beni tekrar yere bırakıp, şapkayı çıkarmış ve yere attıktan sonra elimdeki telefonu çekip; yürümeye başlamıştı. İşaret parmağı ekrandaki beyaz noktayı işaret ettiğinde, kulaklığımdan gelen ses kulağımı zorlamıştı, zaten bacaklarım titriyordu ve elimin tersiyle dudaklarımı siliyordum. Jin, "sikeyim!" Diye bağırdı bir kez daha. "Herif yanınızdan geçti sikikler!"

Taehyung'un amacını ve olanları anladığımda, gözlerimi birkaç saniyeliğine kapatıp açmış ve sonra bir şey söylemeden yürümeye başlamıştım. Adamın geldiğini fark ettiği için beni kucağına alıp oraya yaslamış ve çoktan oradaymışız gibi bir süs vermişti. Arkamdan gelirken jin'e söyleniyordu. "Duydum piç herif, biraz daha hakaret edersen eve geldiğimde kulağını keseceğim."

"Susun artık!" Diyerek Taehyung'u kolundan çekiştirdim ve adamın çıktığı ara sokaktan çıkıp, caddeye dek yürümeye devam ettim. Taehyung hemen arkamdaydı, bir şeylee düşünüyor gibiydi ama aldırmamıştım çünkü bazenleri böyle sessizleşip, sakinleşiyor ve bazenleri de tamamen tersi oluyordu.

"Bizi fark etmiş olabilir mi?" Taehyung'a yönelik sorduğum soruya, Jin, "Olabilir." Diye bir yanıt verdiğinde; Taehyung kafasını sallayarak onaylamış ve içime büyük bir kor düşürmüştü. Pekala. Pekala, sıçtığımızı hissediyor ve ne yapsam bilemiyordum. Kesinlikle böyleydi ama, belki de benim yapmam gereken hiçbir şey yoktu. Her şeyi Taehyung halledecek gibi görünüyordu, sinirliydi, belki de beni yanına aldığı için pişmandı.

Caddeyi hızlı adımlarla geçip, sıralı evlerin bulunduğu bir yere vardığımızda, Taehyung, "Burada bekle." Dedi, soğuk ses tonuyla. Telefonumu elimden çekip almış, hareket etmeyi kesen adamın sinyallerini aldığı yöne doğru yürümeye başlamıştı. Beni burada tek başıma bırakması ne derece doğru bilmiyordum, belki de yanlıştı. "Sadece kontrol edip geleceğim."

serial killer ▪ taekook ✔Where stories live. Discover now