Bölüm 29

886 68 11
                                    

Gün gelmişti. Gün aslanlar gibi savaşıp zafer kazanma günüydü. Bugün sonucu başarılı olacak bir göreve gideceklerdi. Sonuç başarılı olacağı gibi kimseye de bir şey olmayacaktı. Emir böyleydi.

Esma askeri araçta kafasını hafiften Ceren'in omzuna yaslamış hayal kuruyordu. Önce biraz ortam patlatacaklardı sonra ise bunu Huriye ile kutlayacaklardı. Aklına gelen sahnelerle gülmemek için kendini tuttu. Kıpırdanmalardan rahatsız olan Ceren ona çevirdi kafasını.

-Çek şu kafanı be aşk filmi mi çekiyoruz burada?

-Iy ne aşk filmi ya aksiyon filmi çekeceğiz ımdb 7.8

-Fazla kapılmayın filme komutanım Mazallah zararlı çıkarsınız falan.

-Selim Uzmanım sen kimin tarafındasın söyle de bilelim?

-O ne demek Oğuz Üstçavuşum taşıdığım al bayrak fazlasıyla belli etmiyor mu?

-Otur 100

Göreve giderken bile goy goyu eksik etmemişlerdi. Yine birbirlerine laf sokarak stres atıyorlardı ki Selim'in cümlesinden sonra arka planda Gündoğdu Marşı çalmaya başlamıştı.

Yarım saatin ardından araç durdu ve tek tek indiler. Hava kararmak üzereydi. Güneş batmadan yerlerini alacaklardı. Hepsi kendilerini kamufle edince Serdar Teğmen konuştu.

-Ateş emri vermeden atış yok. Ve elebaşını sağ bırakın.

-Anlaşıldı komutanım.

Hava iyice kararınca aşağıda hareketlenmeler başlamıştı. Tek tek gelip etrafı gözetliyorlardı. Hepsi toplandığında ise sıraya dizilmiş baştaki teröristin konuşmalarını dinlemeye başlamışlardı. Arada ellerini kaldırıp onu destekliyorlardı. Bu sahneleri izlemek başta Yahya olmak üzere hepsini deli ediyordu. Ancak az sonraki sahne defalarca izlenmelik olacaktı.

Aradan geçen dakikaların ardından tekrar hareketlenmeler başladı. Buluşma dedikleri bu saçma şey bitmişti. Film asıl şimdi başlıyordu.

-3 diyince.. 1..2...3!

Bir anda ortam alevlenmiş gece adeta gündüz olmuştu. Silah sesleri, patlamalar, atılan el bombaları... Kalabalıklardı ve hemen saklanmışlardı. Yoğun bir çatışmadaydılar.

Yahya hedefleri vurmaya çalışırken yanına bir şey düştüğünü duydu. Baktığında gördüğü el bombasına ulaşmak için silahını bırakıp oraya doğru gitti. Hızlıca alıp atabildiği kadar uzağa fırlattı. Tekrar silahına gitmek için harekete geçtiğinde ise kolunda bir acı hissetti. Elini koluna bastırarak silahına gitti. Bir kurşunla arkadaşlarını bırakacak kişi değildi o. Elinden gelenin en iyisini yapacaktı.

Silahını tekrar kavrayınca atışa devam etti. Son kalanlar almaları gereken teröristi koruyordu. İyi saklanmışlardı. Ama bu küçük bir detaydı sadece.

-Oğuz benimle gel.

Serdar Teğmenin sesinin ardından Oğuz hemen harekete geçti.

-Koruyun bizi.

Askerler onları korurken hemen aşağı indiler. Son ikisini de halletiklerinde yüzlerinde bir gülüş oluştu.

-Arkasına saklanacağın birileri de kalmadığına göre çıkabilirsin.

-Defolun burdan! Sizinle heç bir yere gelmem ben

-Sana gelir misin diye sorduğumuzu hatırlamıyorum? Alın şunu!

Ölen teröristlerden birinin yere düşen silahı aldı hemen. Hızlı hızlı bir sağa bir sola doğrulttu.

-Gelmeyin yoksa hepinizin kafasına sıkarım.

İki Badi Bir Araya GelmemeliydikWhere stories live. Discover now