60- 61. bölüm

5.7K 405 15
                                    

60.Bölüm

… Son anons ile hızla uçağa gidecekleri kapıya yönelen çift, yeni hayatlarına adım atmaya başlamıştılar.

Kei ve Hikari uçağa binene kadar ellerini bırakmadan yürümüştü. Aslında ikisi de bu şekilde el ele olduklarının farkında bile değildiler. Hikari ayakta kalabilmek için o elden güç toplamaya çalışıyordu. İçinde ölesiye bir korku yerleşmişti. Bundan sonra hayatının nasıl değişeceği hakkında hiçbir fikri yokken yanında oturan Kei’ye bakmaya cesaret edemiyordu.

Gözlerini kapatarak başını uçağın camına yaslayan Hikari elinin biraz daha sıkı tutulması ile şaşırmış ve başını Kei’ye çevirmişti. Kei acı bir gülümseme ile Hikari’ye gülümserken “Her şey yoluna girecek” dedi.

Nefes alışı hızlanmaya başlayan genç kız Kei’yi korkutmuştu. Aslında Hikari’nin bu şekilde tepki vermesini beklerken gerçekle yüzleşmesi oldukça ağır gelmeye başlamıştı. Birden hıçkırıklara boğulan Hikari sanki daha yeni idrak ediyordu ailesini kaybettiğini.

Onu bu ani tepkisi bir anda ortalığı velveleye verirken Kazuya’yı asıl korkutan onun astım krizine girmesiydi. Ve bu korktuğu başlarına gelmeye başlayınca Kei korku ile ilacına sarılmıştı. Sakinleştirilmeye çalışılan genç kız uçaktaki ilk yardım ekibi tarafından zor uyutularak sakinleştirilmişti.

Yol boyunca dalgın olan Kei, yanında baygın yatan Hikari’ye bakıyordu. İçi onun için acısa da elinden hiçbir şey gelmiyordu. Birkaç saat sonra havaalanında Sue ve Sejong tarafından karşılanan grup, Kei’nin Hikari’yi kucağında çıkış kapısından çıkmasına şaşırmıştı. Sue acı dolu bir ifade ile kardeşine bakarken Hikari’nin solgun yüzüne döndürmüştü gözlerini.

Onun bu denli yıkık görüntüsü Sue’yi derinden etkilerken kargo bölümünden çıkan tabutları görmesi ile nefesi kesilmişti. Titreyen bakışlarını Hikari’ye çevirmişken genç kızın hiç tepki vermemesi ise onu şaşırtmıştı… Sejong hızla tabutları taşıyanlara yardım etmek için yanlarına gitmişti. Kazuya sessizce ağlıyordu. Uzun yıllar sonra ablasını yeniden görmüştü ama bu şekilde göreceğini bilseydi onun hasretine ömür boyu dayanabilirdi.

Cenazelerin arabaya yerleştirilmesi ile Kei, Hikari’nin koluna girerek onu arabalardan birine götürmüştü. Hareket eden arabalar Hikari’nin gözünden sessizce yaş akmasına neden olmuştu. Sue sessizce Kei’ye bakarken derin bir nefes alarak abisine “O nasıl?” diye sorarken Kei başını olumsuz anlamda sallamıştı.

“İyi değil…. Asla iyi olmayacak!” dedi. Sonrada kardeşinin soran gözlerinden bakışlarını kaçırmıştı. Yol boyu kimse konuşmamıştı. Anne ve babası için yeniden düzenlenilen cenaze töreninden sonra gömülecekleri yere geldiklerinde Hikari ağlamasını bastıramıyordu. Hina o an yanına gelerek arkadaşına destek olmak istemişti. Törene sonradan katılan genç kız arkadaşını o şekilde görmeye dayanamıyordu. Dahası Kazuya’nın bakışalrında ki soğukluk bir anda ürpermesine neden olmuştu. Hikari ağlamasını durduramazken, Kei ona sıkıca sarılmıştı. Tabutların yere indirilmesi ile bir anda fenalaşan Hikari, çığlıklar içinde anne ve babasının gömülmemesi için yalvarıyordu.

Kei nefes almakta zorlanırken Hikari onun kolları arasından kurtulmaya çalışıyordu. Onun bu hali Sue ve Hina’nın elini tutarken birbirlerinden destek almaya çalışıyordu. O an kimse Hikari’nin abisinin nerede olduğunu sorma gereğinde bile bulunamamıştı. Onun olmadığını o hengâmede anlamamışlardı bile. Sonradan Hina’nın “Rumati nerede?” sorusu ile Hikari daha da çok ağlamaya başlamıştı. Kei başını üzgün bir şekilde sallarken Hina hiçbir şey anlamamıştı. O an içinde büyük bir korku yaşamaya başlamıştı.

Siyah Eldivenli KiracıWhere stories live. Discover now