27

1K 69 8
                                    

Jungkook

Uyanmıştım. Kollarımın arasında uyuyan kediye uyandırmamaya çalışarak telefonumu aldım saate bakmak amacıyla.

7: 56

9 da ders başlayacağı için acele etmeme gerek yoktu.

Yoongi'yi izliyordum.Şirindi, fazla şirin.

Kıpırdanmış ve sırt üstü dönüp ellerinin yanına düşmesine neden olmuştu.

Aklıma gelenle üstüne atıldım. Kucağındaydım şimdi. Ellerim karnını bulmuş ve gıdıklamaya başlamıştım.Gıdıklanmıyordu!

Elleri belimi bulmuştu.

Bir gözünü aralayıp konuştu.

"Ben gıdıklanmam. "

Beni kenara atmış ve gıdıklamaya başlamıştı. İstemsizce gülüyor ve kahkahalarımın odayı doldurmasına neden oluyordum.

"D-dur haha! "

Beni serbest bırakmış, dirseğini yatağa koyup ve elini yumruk şekli alıp kafasını koymuştu. O da gülüyordu.

Ona yaklaşıp karnını parmakladım.Karın kası mı var bu kedinin?

Gülmekten yüzümün kızardığına emindim. Ancak şu anda düşündüğüm şey yüzünden yanaklarım kızarmıştı.

"Karın kasın mı var?"

"Arada sırada spora gidiyorum."

Hmm.

"Kalkalım mı? "

Oturur pozisyonuna gelmiş, esnemiş ve gerilmiştim.

Yoongi beni geriye atmış ve kendine çekmişti.

"Gitmeyelim."

"Hayır ya bırak! Gidiceğiz. "

Bırakması için tepiniyor ancak bir şeye yaramıyordu.

Dudağını gösterdi. Onu öpmemi istiyordu. Minik bir öpücük bırakıp çekildim.

"Ne yaptın? Hissetmedim. "

Bilerek yapıyordu.

Yanaklarından tuttum ve öpmeye başladım. Belimden çekmiş ve o da karşılık veriyordu. Eli sweatimden içeri girmiş ve belimi okşamıştı. Bileğinden tutup geri çektim elini.

Dudağımı çektim ve yataktan kalktım. O da arkamdan kalktığını tahmin ediyordum.

Tuvalete girip işimi hallettikten sonra çıkmış ve odaya giyinmek için geri gitmiştim.

"Yoongi kıyafetlerim nerde? "

"Burda."

Gardrobundan çıkardığı kıyafetlerimi verdi. Gardrobu açtığında burnuma gelen kokuyu anlatamazdım.

Odadan çıkmış ve tuvalete girmişti. Aceleyle kıyafetlerimi giydim. Okul üniforması olmadığı için rahattım. Zaten beden vardı bugün.

Kıyafetimi giyip telefonumdan saate baktım.

8: 34

Salona gittim ve Yoongi'yi bekledim. O sırada telefondaydım.

Tae
Pezevenk neredesin?

Jungkook
Çıkıcağım şimdi.

Tae
Çabuk ol

Jungkook
Sus lan.

Arkadaşlık bağımıza en uyan 'hem severim,hem söverim'di.

Yoongi'yi gördüğümde üstünün full siyah olduğunu görmüştüm. Havalıydı. Klasik şeyler giymemişti ve bu onu şirin değil, seksi yapıyordu.

"Gidelim mi? "

"Gidelim."

Çantamı almış ve ayakkabımı giymeye gitmiştim.

İkimizde sonunda evden çıkabilmiştik.

Çıktığımızda Yoongi elimi tutmuştu.

Elimi çektim.

"Ne oldu? "

Bana baktı.

"Tae ve Jin'in görmesini istemiyorum. "

"Neden? "

"Son olanlardan sonra senden nefret etmeye başladı her ikisi. Özür dilerim. "

"Dileme."

Beni hızlı adımlarla birinin olmadığı bir yere sokmuş ve beni kendine çekmişti. Öpücekken durdurdum.

"Okul içinde çok yakın olma. "

"Kaçamak yapacağım. "

Salak ya bu, ben izin vereceğim sanki.

Dudaklarımı öptü.

Eli koltuk altımdaydı. Elleri sayesinde beni kaldırmıştı. Bacaklarımı beline doladım. Bir elim boynunda, bir elim saçındaydı.

Beni duvarla birleştirdi.

Şimdi elleri kalçamdaydı.

Bir daha öpemeyecek gibi öpüyordu. Hızlı veya yavaş değildi. Nazikti ama hırslıydı.

Biraz daha hızlanıp sertleştiği için inledim.

"Iğh! "

Dudaklarımız sesli bir şekilde ayrıldı.

Hala kucağında taşıyordu beni.

Fısıldadı.

"Seni seviyorum. "

"Seni seviyorum kedicik. "

Alteration/Yoonkook✔Donde viven las historias. Descúbrelo ahora